İstanbul'da görüşler çatışıyor

Normal bir günde, Taksim Meydanı plazalar, sokaklar, dükkânlar ve taksi kornalarının sesleri arasında, otobüs ve kalabalık karmaşasına sahne olur.

Normal bir günde, Taksim Meydanı plazalar, sokaklar, dükkânlar ve taksi kornalarının sesleri arasında, otobüs ve kalabalık karmaşasına sahne olur.

taksimTürkiye'nin Başbakanı recep Tayyip Erdoğan, meydanı düzene sokup yeni bir alışveriş merkezi, cami ve trafiği yeraltına alan tünel inşaatlarıyla birlikte bir yaya bölgesine dönüştürmeyi planlıyor. Buna tepki olarak ortaya çıkan öfkeyle birlikte Mayıs'tan itibaren meydanı gürültücü, kızgın ve kararlı protestocular doldurdu. Mısır'daki Tahrir Meydanı ve New York'taki Zuccotti Park'tan sonra Taksim, kamusal alanın gücünü hatırlatan son yer oldu. Meydan çarpışan dünya görüşlerinin arenası haline geldi: Kararlı bir liderin ülkesi için beslediği yeni-Osmanlıcı ve muhafazakâr olarak nitelenebilecek bölgesel güç vizyonuna karşı aşağıdan yukarıya, çoğulcu, karmaşık, ağırlıklı olarak genç, daha az muhafazakâr bir modern demokrasi hayali. Meydandaki kalabalığı izleyen 41 yaşındaki Esin, "Taksim herkesin sevincini, derdini, siyasi ve sosyal görüşünü paylaştığı bir yer" diyor. Sonuçta Taksim gibi mütevazı ve karmaşık bir kamusal alan bile, sanal topluluklar yaratan sosyal medyadan esasen daha güçlü olduğunu gösteriyor. Devrimler sosyal medyada değil, sokakta gerçekleşir. Taksim'de farklı insanlar birbirlerini, ortak kaygılarını ve toplu seslerini keşfetti. Bedenlerin bir araya gelmesinden doğan kuvvet, demokratik bir güç üretti ve yöneticileri tehlikeli bir siyasi krizle yüz yüze bıraktı. 41 yaşındaki mimar Ömer Kanıpak, Taksim'in kuzey ucundaki Gezi Parkı'nda toplanan çeşit çeşit insana bakarak, "Kendimizi bulduk" diyor. Erdoğan hükümetinin alışveriş merkezi için buldozerlerle yer açılmasını emretmesinin ardından çok sayıda kişi, parktaki çadır kampına doluştu. Sorun bu noktadan sonra başladı. Erdoğan, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra Türkiye'nin gördüğü en güçlü lider. Ancak pek de iyi bir şehir plancısı değil. Uzun zaman yönetimde kalan diğer liderler gibi baş tasarımcı rolüne soyunan Erdoğan, dev camilerin ayrıntılarına kafa yordu, heybetli bir köprü ve kanal planladı, güvenli toplu konutlar tasarladı. Buradaki amaç, planlı bir kamusal alan oluşturmak. Gezi Parkı hakkında Taksim'in akışkan, düzensiz ve açık kentsel dokusu, buranın modern ve çok kültürlü Türkiye'nin kalbi niteliğindeki tarihsel kimliğini yansıtıyor. Burası 19'uncu yüzyılda fakir Avrupalı göçmenlerin yerleştiği yerdi. 1980'lere kadar üçüncü sınıf batakhaneleriyle meşhur olan, eşcinsellerin ve lezbiyenlerin barındığı Taksim, şimdi modernizmin sembolü. Başbakan'ın trafiği yeraltına alarak büyük bir yaya meydanı oluşturma vizyonu, meydanı düzelterek yeni-Osmanlı tarzı bir eğlence parkına dönüştürmeyi amaçlıyor. Erdoğan, şimdi Gezi Parkı'nın olduğu yere yapılacak Osmanlı kışlasında bir alışveriş merkezi kurma planından geri adım attı. Erdoğan aynı zamanda, Taksim'in yakınındaki döküntü Tarlabaşı semtini yıkıp yerine lüks yerleşim binaları yapmayı amaçlıyor. Bir diğer projesi de, şehrin güneyindeki bir kenar semtte kalabalık mitingler düzenlemek için Taksim'deki kargaşadan uzak özelliklere sahip olan düzenli bir tören alanı yapmak. Gerçek Taksim, şehrin tam ortasındaki ele avuca sığmaz bir ortak alan. Taksim'in ana caddesi ve semtin omurgası İstiklal Caddesi'ndeki Emek Sineması ve İnci Profiterol dükkânının yıkılmasından sonra, Gezi Parkı'nın bardağı taşıran son damla oluşu çoğu Türk'ü pek şaşırtmadı. Mimari eleştirmen Gökhan Karakuş, "Kamusal alan kentsel ve kozmopolit bir kimliğe eşittir. İşte Başbakan'ın sevmediği şey tam da bu. Protesto amacıyla Gezi Parkı'nı işgal eden insanlar, oranın aslında kendilerine ait olduğunu düşünüyor" diyor. Başbakan Erdoğan, binlerce insanın alkışlarla böldüğü bir konuşmasında "Vandalizme dönüşen bu eylemler ve kanunsuzluk bir an önce sona ermeli" uyarısında bulundu. Taksim Meydanı'nın ortasındaki, üzerine göstericilerin afiş ve pankartlarını astıkları Atatürk heykelinin yakınında, kendini Kader olarak tanıtan 24 yaşındaki bir fotoğrafçılık öğrencisine rastladım. Kader, "Buraya vakit geçirmeye geldim, çünkü burada her tür insan var ve bu çok eğlenceli" dedi. O konuşurken, kol kola girmiş başörtülü bir kadınla eşi yanımızdan geçti. Kader, "Başbakan buraya sanki kendi özel mülküymüş gibi davranıyor" diye ekledi. Erdoğan'ın otobüs ve taksileri yeraltına indirip meydanda büyük bir yaya alanı oluşturma planı, Taksim'i güçlü ve öngörülemeyen enerjisinden yoksun bırakıp nezih bir alışveriş alanına dönüştürerek yayaların yarattığı enerjiyi azaltacak. Gezi Parkı'ndaki bir pankartta, şair Nazım Hikmet'in eski bir şiirinden alıntı var: "Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda Ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında" Mimar Kanıpak, Erdoğan'ın Taksim'e mimari müdahalesi "otokratik bir devlete karşı koymakla ilgili korku duvarının ilk kez yıkılmasını sağladı" diyor. Kamusal alan üzerinden yaşanan çatışma, her zaman kontrol ve özgürlük, ayrımcılık ve çeşitlilik arasındadır. Söz konusu olan, bir meydandan daha fazlası. Bir ulusun ruhu. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:17 Haziran 2013Yayınlanma Tarihi:19 Haziran 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.