Hastalığın yayılma sürecini izlemek insanlığı koruyabilir

Araştırmacılar açıkladı: Hastalığın hayvanlardaki yayılma sürecini izlemek insanlığı koruyabilir.

Araştırmacılar açıkladı: Hastalığın hayvanlardaki yayılma sürecini izlemek insanlığı koruyabilir.

Plowright ve başka araştırmacılar kuzeydoğu Oregon'daki Wallowa Dağları'nın yükseklerinde, etrafı çevrili bir yerdeki bir grup Kanada koyunundan kan, burun ve boğaz sıvısı örnekleri almak için hayvanların gözlerini ve ayaklarını bağladı. Pennsylvania Devlet Üniversitesi Bulaşıcı Hastal ık Hareket leri Merkezi'nde yaban hayatı bilim uzmanı olan ve Bozeman'da çalışan Plowright, "Burun boşluğunda hastalık yapıcı organizmaların barınabileceği birçok yer var" diyor. Yaban koyunlarının burun deliklerine dikkatle bakmak, yaban hayvanlarının bağışıklık sistemlerini anlamaya çalışan ve bu bilgiyi, ölümcül hastalıkların doğadan insanlara doğru izlediği yolları ve insan bağışıklık sistemlerini daha iyi tanımakta kullanan, yeni gelişen bilim dalı eko-immünolojinin bir parçası. Son 30 yılda insanlarda görülen AIDS, Ebola, SARS, Lyme, hantavirüs, Batı Nil virüsü ve yeni grip türleri dâhil 300 bulaşıcı hastalık hayvanlardan geçti. (Hastalıklar tek yönlü hareket etmez. Metapnömoni virüsünün Afrika'daki dağ gorillerine insanlardan geçtiğine inanılıyor.) Plowright memleketi Avustralya'da, nektar içen zeki bir yarasa olan küçük kırmızı uçan tilki hakkında öncü bir hastalık araştırması yaptı. Biyologlar 1994'te kuzeydoğu Avustralya'daki insanlarda ve atlarda görülen Hendra adlı ölümcül virüsün, uçan tilkilerden geldiğini buldu. Bulaşıcı Hastal ık Merkezi'nin kurucularından Pennsylvania Devlet Üniversitesi biyoloğu Peter J. Hudson, "Doğadaki sistemlerle ilgili araştırmalar, 'Müdahale etmeli miyiz ve bu virüslerin evrimini hangi ölçüdeki müdahale etkiler? Aşı ve antibiyotik kullanımı daha fazla sağlık sorunu yaratır mı?' sorularını yanıtlamamıza yardım edecek" diyor. Bazı araştırmacılara göre bağışıklıkla ilgili hastalıklardaki artışın sebebi, insan bağışıklık sistemlerinin belli mikroplarca uyarılmaması olabilir. Bağışıklık sistemlerimiz antibiyotikler ve daha steril ortamlarca çoktandır değişikliğe uğratıldığından, bu tezi insanlar üzerinde yapılan çalışmalarla ölçmek zor. Hudson'a göre "doğadaki sistemler bize bu bilgiyi verebilir." Yaban hayvanlarının bağışıklık sistemlerine dair yeni araştırma, hastalığa yeni bir ışık tutup onu çevresel bir sorun olarak görüyor. Yarasa virüsünün bulaşmasının çevresel sebeplerinden biri, uçan tilkilerin doğal yaşam alanındaki değişim. Yarasalar ıssız bir ormanda yaşamak yerine, şehirlere ve banliyölere yığılıyor, bahçe ve ağaçlardaki nektar ile beslenip virüsü insanlara ve atlara geçiriyor. Hastalık ekolojistlerinin ortak fikrine göre, bir ormanı yok etmek veya değiştirmek Pandora'nın kutusunu açmaya benzeyebilir. Doğayı bozulmadan korumak veya sürdürülebilir yollarla geliştirmek, hastalıkları uzak tutar. Nipah ve diğer virüsleri çevrebilim açısından inceleyen EkoSağl ık yaklaşımına sahip moleküler virolog Simon Anthony, "Bir ekosistemi korursanız, insan sağlığını koruma şansınız da çok artar" diyor. New York'taki Cary Ekosistem Araştırmaları Enstitüsü'nden hastalık ekolojisti Richard S. Ostfeld yorgunluk, ateş ve üşüme yapan ve kalp ile sinir hastalıklarına yol açan Lyme hastalığını araştırıyor. Lyme hastalığına yol açan bakterinin barınma kaynaklarından biri, beyaz ayaklı fareler. Ostfeld'e göre fareler bu konuda çok başarılı, zira ormanlar yetiştirilip düşmanları da kaybolunca çok hızlı çoğalıyorlar. Ostfeld, "Fare gibi hızlı hayvanlar, insanların yarattığı sıkıntılara karşı inanılmaz ölçüde dirençli" diyor. Ayrıca sadece 6 ay yaşadıkları için, bağışıklık savunması pahasına enerjilerini üremeye verebiliyor ve Lyme hastalığının yaygınlığını artırıyorlar. Hastalıklar başka açılardan çevreye yararlı olan şeylerce de yayılabilir. Yaban hayatının kritik yaşam ortamına erişebilmesi için parçalı yaşam alanlarını birleştirme fikri giderek güçleniyor. Ama hastalık ekolojistlerine göre bu, hastalıkları yayabilir de. Örneğin Kanada koyunları, sürüler oluşturmak için yaban hayatı örgütleri tarafından batı bölgelerine taşınıyor. Ama Plowright'a göre zatürreeye pek dikkat edilmiyor. Plowright, "Çevreyi değiştirdiğimizde, hastalıklar ile bağışıklık sistemi arasındaki dengeyi kökünden değiştiririz. Bu da insanlar dâhil tüm bir yaşam ağını etkileyebilir. Bunu daha yeni anlamaya başlıyoruz" diyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:11 Haziran 2012Yayınlanma Tarihi:13 Haziran 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.