HASTALARA EBRU DERSİ TERAPİSİ

A.A

Uzmanlar, ebru kursuna katılan hastalarda, olumlu gelişmelerin yaşandığına şahit olduklarını açıkladı.

 


Ebru sanatçısı ve Hattat  Fuad Başar, bazı hastanelerde, bedensel ve zihinsel engelli hastalara 1,5 yıl  ebru dersi verdiklerini, ebru kursuna katılan hastalarda, olumlu gelişmelerin  yaşandığına şahit olduklarını belirterek, bu konuda daha profesyonel çalışmak  için ilgili bakanlıklardan destek beklediklerini söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) somut  olmayan kültür mirası çalışmaları kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı  Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce belirlenen Türkiye'nin 2009 yılı “Yaşayan  İnsan Hazineleri” listesinde yer alan hattat ve ebru sanatçısı Fuad Başar, Ebru sanatının Uygur Türklerinin buluşu olduğunu  ve bin yıldan daha fazla bir geçmişe sahip olduğunu tahmin ettiklerini kaydetti.

Çok eskilere dayanan ebru sanatıyla ilgili belgelerin olmadığını ve bu  nedenle kesin tarihinin bilinmediğini anlatan Başar, “Ebru sanatı öz be öz Türk  sanatı” dedi.

Sanatın, Uygur Türklerinden sonra Anadolu'ya yayıldığını, 1600'lü  yıllarda Avrupa'ya ulaştığını ifade eden Başar, şöyle konuştu:

 “Ama esas kimliğini Anadolu'da bulmuş. Osmanlı'nın eline düştüğünde, bir  zanaat olarak Anadolu'nun çeşitli yerlerinde Osmanlı'ya bağlı çeşitli yerlerde  yapılmış bir sanat. Osmanlı'nın çöküşünden sonra rahmetli Necmeddin Okyay'ın  eliyle günümüze ulaşmış bir sanat. Kıl gibi bir ince bağla günümüze gelmiş bir  sanat. Necmeddin Okyay'ın fedakarlığı sayesinde oluyor.

Tabiatta bulunan  malzemelerin büyük bir ihtimalle bir ilham eseri olarak, bir araya getirilip  yoğunlaştırılmış bir sıvı üzerinde çeşitli nakışların elde edinmesine dayanıyor.  İcadı gerçekten çok garip. Gerçekten kimsenin pek hayal edemeyeceği bir sanat.  Tesadüf mü, ilham mı hala tartışırız. Başlangıcını bilmiyoruz.”

Başar, 1970'li yıllardan sonra çiçekli ebruların geliştirildiğini ve  dekoratif bir sanat haline gelmeye başladığını bildirdi.
        
"UYGULAMA KONULURSA ÇOK İYİ NETİCELER ALINACAĞI KANAATİNDEYİM"

Sanatla uğraşan insanın, hayata daha fazla bağlandığını kaydeden Başar,  sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanat insanı çok ıslah ediyor. Bu açıdan Ebru sanatı en önemli yerde.  Çünkü sonu yok. Desenlerin, şekillerin sınırsızlığı kişilerdeki merakı artırıyor.  İnsanları hastalığından uzaklaştırıyor. Uygulama konulursa çok iyi neticeler  alınacağı kanaatindeyim. Kurslarımıza katılan kişiler, 2-3 ay sonra kendiliğinden  (biz geldiğimizde bir sürü psikolojik sorunlarımız vardı. Şimdi çok iyiyiz)  diyorlar. Ciddiye alındığı takdirde oluşacak sektör Avrupa'ya ihraç edilebilir. 

Avrupa, bu konuya psikolojik problemler yönünden çok muhtaç. Bunu bizzat  gözümüzle gördük. Avrupalının çoğu cepleri dolu, gönülleri boş insanlar.  Gönüllerinde yüreklerinde bir boşluk var. Bu boşluğu sanatımızla doldurabiliriz.  Yetiştirdiğimiz gençlerin yurt dışında ders vermeleri için, çeşitli çalışmalar,  görüşmeler yapıyoruz. Olumlu gelişmeler olacağına inanıyoruz. İspanya ile ön  görüşme yaptık.”

Yetkili makamlara yapmak istedikleri çalışmaları anlatamadıklarını ifade  eden Başar, “Çünkü sanat Türkiye'de çok önemsenmiyor. (Boş zaman bulmuş cicili  bicili şeylerle uğraşıyor) gibi algılanıyor. Evrenin temeli sanat. Sanatın olduğu  yerde kötülük olmaz. Önemli olan konuları hep ihmal ederiz. Çocuklarımızın okul  öncesi eğitimden itibaren sanatla uğraşması sağlanmalı. Sanatçıların ve sanatın  iki ülkeyi kaynaştırdığı gibi kimse kaynaştıramaz. Çünkü, sanatta art niyet yok”  diye konuştu.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:23 Ocak 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.