HAFIZAMIZDA GİZLENİYOR

THE NEWYORK TIMES

Yapılan çalışmalara göre, anılar, depresyona girmemek için bir araç görevi görüyor.

 


Hafıza üzerine yapılan çalışmalar bilim insanlarının depresyonu anlamasına yardımcı oluyor Oxford Üniversitesi'nde depresyon üzerine yapılan bir araştırmada katılımcılara bir anahtar kelime verildi ve sonra bu kelimenin onlarda hangi anıyı, yani bir günden daha kısa süren bir olayı, hatırlattığı soruldu. Kelime verildikten 30 saniye sonra anlatmaya başlamaları gerekiyordu. Anahtar kelimelerin bazıları olumlu ("sevimli" gibi), bazıları olumsuz ("kalpsiz" gibi), bazıları ise nötrdü ("yeşil" gibi). Anahtar olarak "ret" kelimesini kullanan bir katılımcı soruyu "Birkaç hafta önce patronumla bir toplantıya yaptım ve fikirlerimin hepsi reddedildi" diye cevapladı. Bir diğeri ise "Kardeşlerim sürekli olarak tatile bensiz gitmekten söz ediyorlar" cevabını verdi.

İkinci cevap yanlıştı, çünkü yeterince belirgin bir anı değildi ve birden fazla kere gerçekleşmiş bir olaydan bahsediyordu. Oxford'da ve başka üniversitelerde yapılan bu tip çalışmalarda karşılaşılan benzer yanlışlıklar araştırmacılara depresyonun teşhis ve tedavisi için önemli veriler sunuyor. Bu çalışmalarda insanların ne hatırladığı değil, nasıl hatırladığı inceleniyor. Bu olgu, yani geçmiş olayları fazla kapsamlı ve muğlâk bir şekilde hatırlama eğilimi "fazla-genel hafıza" olarak adlandırılıyor. Oxford'daki araştırmaları yöneten klinik psikolog Mark Williams fazla-genel hafıza için, "Hayatta bazı şeyler kötü gittiğinde bize yardımcı olmayan tepkiler vermemize neden olan bir kırılganlık faktörü" diyor. Bazı şeyleri unutmak çok önemlidir. Detayları silme konusunda gösterilen kronik eğilim daha uzun ve yoğun depresyon evreleriyle yakından bağlantı l ı. Ergenlik çağındaki binlerce gençle yapılan çalışmalarda, fazla-genel hafızaya sahip olanların depresyona daha yatkın olup olmadıkları tespit edilmeye çalışılıyor.

Eğer böyleyse, hafızadaki zararsız bir tuhaflık, kişinin psikolojik sorunlar yaşayıp yaşamayacağını önceden söyleyebilir. Williams araştırmaya katılanlardan belirgin bir olayı değil de, başlarından geçen olay türlerini hatırlamalarını isteyerek çalışmaya "fazla-genel" bir karakter verdi. Bu durumda katılımcıların problem çözmede daha başarısız oldukları tespit edildi. Bu da fazla-genel hafızanın depresyonun bir belirtisine yol açabileceğini gösteriyor. Sıra dışı bir makalede ise fazlagenel hafızanın travma sonrası stres bozukluğu için önemli bir risk faktörü olabileceği öne sürüldü. Sydney'deki New South Wales Ünversitesi'nden araştırmacılar 46 itfaiyeciyi önce ilk eğitimleri sırasında ve sonra dört yıl sonra inceledi. 4 yıl içinde tüm bu itfaiye erleri arkadaşlarının ölme ve yaralanmaları gibi travma yaratacak olaylara şahit olmuştu.

İlk incelemede geçmişi belirgin detaylarla hatırlayamayanların, daha sonra yaşadıkları yüzünden depresyona girmeye daha yatkın oldukları anlaşıldı. Makalenin başyazarı Richard Bryant, "Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayanlar, hayatın ne kadar tehlikeli olduğu veya veya ne kadar suçlu oldukları gibi çok kategorik ve genel bir düzeyde düşünür. Eğer bunu bir alışkanlık haline getirirsem ve ardından bir travma geçirirsem, büyük olasılıkla bu düşünce tarzına sığınırım ve bu da TSSB'ye davetiye çıkarır" diyor. Williams, belli bir anıyı hatırlamaya çalışan kişilerin bir tür zihinsel hiyerarşiyle karşılaştığını söylüyor. Hafıza önce genel bir tanıma odaklanıyor ("erkek kardeşimle futbol oynarken") ve daha sonra belirgin bir olaya doğru ilerliyor ("geçen Şükran Günü erkek kardeşimle futbol oynarken"). Ne var ki bazı insanlar hatırlama çabasını genellik aşamasında kesiyor. Williams, anılarda belirginliğin, bazı depresyon türleriyle mücadelede kullanılan bir çeşit meditasyon niteliği taşıyan bazı zihin ve hafıza egzersizleriyle artırılabileceğini tespit etti.

Bu çalışmada katılımcılara özel deneyimlerine odaklanmaları ve olumsuz düşüncelerini kabul etmeleri öğretildi. Bu egzersiz insanların olumsuz anılarına karşı daha kabullenici olmalarını ve fazla-genelliğe yol açabilecek bu tip anılardan kaçma eğilimlerinden kurtulmalarını sağlayabilir.


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:13 Ağustos 2011Yayınlanma Tarihi:20 Temmuz 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.