Geleceği okuyup yazanlar belirliyor

Pamukkale Üniversitesi 20’inci kuruluş yıldönümü kapsamında düzenlediği “Türk Tefekkür Dünyası Bilgi Şöleni” gerçekleştirildi

Pamukkale Üniversitesi 20’inci kuruluş yıldönümü kapsamında düzenlediği “Türk Tefekkür Dünyası Bilgi Şöleni” gerçekleştirildi.

Önemli kişi ve eserlerinin ele alındığı şölene Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu da katıldı. Ömerustaoğlu “XI. Yüzyıldan XXI. Yüzyıla Kutlu Bilgi” başlıklı tebliğ sundu.  

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİNİ TANIYIN

  Kuruluşunun 20’inci yılı münasebetiyle 06-07 Aralık tarihleri arasında Pamukkale Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Türk Tefekkür Dünyası Bilgi Şöleni” önemli isimleri misafir etti. Türk Tefekkür Dünyası’ndan çağa damgasını vurmuş önemli isim ve eserlerinin ele alındığı şölene Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu da katıldı. “XI. Yüzyıldan XXI. Yüzyıla Kutlu Bilgi” başlıklı tebliğiyle Ömerustaoğlu önemli bilgiler verdi. 10 ve 11’inci yüzyıllarda Farabiler, İbn-i Sinalar, Kaşgarlı Mahmutlar, Yusuf Has Haciblerin eserleriyle, Karahanlılar ve Selçuklu Devletlerini doğuran etkileyip yücelttiğini vurgulayan Ömeerustaoğlu, 13’üncü yüzyıla gelindiğinde ise Mevlana, Hacı Bektaş, Yunus Emre gibi şahsiyetlerin düşünceleriyle Osmanlı’nın fikri, sosyal, kültürel altyapısının oluşmasına katkıda bulunduğunu söyledi.

 ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ’NDEN HABERLER

Tanzimat’taki zihni, fikri, düşünsel mesai meşrutiyetini, meşrutiyetteki zihni, fikri, düşünsel mesainin ise cumhuriyeti doğurduğunun altını çizen Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu geleceği okuyup yazanların belirlediğini kaydetti. Okuma- yazma, ilim, sanat ve tefekkür faaliyeti azalan toplumların duraklama sonra da diğer medeniyetlerin gerisine düşeceğinin altını çizen Ömerustaoğlu, bazı kitapların yüz yıllar sonrasını bile aydınlattığını Kutadgu Bilig (Kutlu Bilgi)’in de bu kitaplardan birisi olduğunu söyledi. Kitabın değişik zamanlara uzanan mesajları ihtiva ettiğini vurgulayan Ömerustaoğlu kitabın, yazıldığı dönemden günümüz insanına dahi söyleyecek sözünün olduğunu ifade etti. Gönül arzu eder ki bu tür çalışmalar artsın ve kültürel mirasımızın temel yapıtları daha iyi tanınıp incelensin diyen Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu: “Toplumumuzda her geçen gün ağırlığını daha fazla hissettiren bir özeleştiri diye başlayan ve yıkıcı bir hale dönüşen, kendinden nefret hareketi yerine, bir özgüven hareketi gelişsin ve yaygınlaşsın. Belki o zaman bu toplumdan insanlığa katkı yapacak daha özgün ve evrensel ürünler çıkması mümkün olacaktır. Çünkü kendini aşağılayan toplumun özgür olması, en azından bilinçte özgür olması mümkün değildir. Bundan dolayı Fichte’nin çığlığı eyleyen bir varlığın kendini inşa sorumluluğunu hatırlatmak içindir. Hegel felsefesinde onun için öz bilince ulaşmak önemlidir. Nietzsche’nin Alman toplumuna kızgınlığı kendini değersizleştirmesindendir. Gandhi’nin kendi kültürel değerleri üzerine oluşturduğu sivil itaatsizliği toplumuna bir özgüven kazandırma, bir özgürlük, bir diriliş hareketidir.” Dedi. Şaban Özdemir (NPGRUP)