Gebelik Kolestazı Nedir?

Gebelik kolestazı sadece hamilelik dönemine özgü bir rahatsızlıktır. Özellikle hamileliğin son aylarında ortaya çıkar ve herhangi bir cilt döküntüsü olmaksızın yayılan ve giderek artan kaşıntıyla karakterize bir rahatsızlıktır.

Kaşıntı, hamileliklerin yaklaşık dörtte birinde görülür. Ancak gebelik kolestazında karaciğer bazı işlevlerine yeteri kadar yerine getiremez. Karaciğerin safra asitlerini dolaşımdan temizleyememesi ve safra yoluyla dışarı atamamasından dolayı asitler karaciğerde ve kanda birikir. Biriken bu asitler kaşıntıya ve rahatsızlığın diğer bulgularına neden olur.

Gebelik kolestazı her ne kadar doğumdan sonra hızla düzelse de hamilelik sırasında anne adayını maksimum seviyede rahatsız eden kaşıntılara, gebelik şekerine, doğumdan sonra kanamaya ve nadiren gebelik zehirlenmesine neden olabilir. Anne adayını zorlayan bu durum bebekler için daha fazla risk oluşturur. Gebelik kolestazının bebekler için söz konusu olan riskler arasında; bebeğin anne karnında kaka yapması, erken doğum, doğumdan sonra solunum sıkıntısı ve bebeğin anne karnında kaybı bulunur.

Anne adayının zor bir hamilelik süreci geçirmesine ve bebeklerde görülme olasılığı yüksek olan bu komplikasyonları önlemek için hastalığın yakından takip edilmesi gerekir. Kolestaz, hamilelik dışında da görülebilen bir rahatsızlıktır fakat gebelik kolestazı çok daha özel bir durum olarak değerlendirilir. Gebelik kolestazının nedenleri ve temel mekanizması tam olarak netlik kazanmamıştır.

Gebelik Kolestazı Nasıl Meydana Gelir?

Hamilelik döneminde kanda bulunan östrojen hormonu artış gösterir. Östrojen hormonunun artması safra yollarında bulunan boşaltım mekanizmasını bozar ve ince bağırsağa geçen safra miktarında azalma olmasına neden olur. İnce bağırsağa geçemeyen safra, karaciğerin dokularında birikir ve gebelik kolestazına neden olur.

Gebelik kolestazının en belirgin bulgusu olan kaşıntı, genellikle hamileliğin 30. haftası itibariyle başlar. Kaşıntı genellikle el ve ayaklardan kendini gösterir. Bir süre sonra kandaki safra asitlerinin artmasına bağlı olarak bütün vücuda yayılır. Özellikle gece kaşıntıları uykusuzluğa, iştahsızlığa, halsizliğe, psikolojik sorunlara ve hayat kalitesinin bozulmasına neden olabilir. Gebelik kolestazı rahatsızlığında cilt döküntüsü, kızarıklık ve ateş görülmez.

Ancak sürekli ve yoğun olarak kaşınmanın sonucunda ciltte çeşitli çizikler ve yaralanmalar oluşabilir. Bu yaralanmalar bir süre sonra enfeksiyona neden olabilir. Bazı hastalarda nadiren dışkı renginde açılma, idrar renginde koyulaşma ve sarılık görülebilir. Bilinç bulanıklığı ve karın ağrısı gibi semptomların görülmesi durumunda altta yatan diğer hastalık olasılıklarının araştırılması önemlidir.

Gebelik Kolestazının Nedenleri Nelerdir?

Gebelik kolestazı hastalığının gelişmesindeki temel etken genetik faktörlerdir. Bu yüzden ailesinde gebelik kolestazı hastalığı geçirmiş olan kadınların bu rahatsızlığa yakalanma olasılığı daha yüksektir. Genetik faktörlerin yanı sıra bazı durumların varlığı gebelik kolestazının gelişmesi riskini artırır. Gebelik kolestazının gelişme riskini artıran veya rahatsızlığın daha ağır seyretmesine neden olan durumlar şu şekilde sıralanabilir:



●    Karaciğerde çeşitli hasarlara neden olan sağlık sorunları: Birtakım zehirli maddelere maruz kalmak ya da karaciğerin doğrudan etkilenmesine neden olan romatizmal hastalıklarla birlikte görülen gebelik kolestazı, karaciğerin daha fazla hasar görmesine neden olabilir.

●    İkiz ya da daha çok sayıda bebeğe hamile olma durumu: Hamilelik döneminde rahimde bulunan bebek sayısı fazlalaştıkça, kanda bulunan gebelik hormonları da artar. Bunun sonucunda gebelik kolestazı rahatsızlığının gelişme riskinde de artış olur.

●    Kronik hepatit C: Hepatit C, karaciğerde bulunan safra yollarında hasar oluşmasına neden olur. Bu yüzden hepatit C enfeksiyonu bulunan hamilelerde gebelik kolestazı gelişirse hastalık daha da ağır koşullarda seyreder.

●    Tüp bebek: Tüp bebek ile hamile kalma yönteminde birden fazla sayıda bebeğe hamile kalma olasılığı bulunur. Bununla birlikte gebelik kolestazı gelişme riski de artar.

Daha önceki hamileliklerinde gebelik kolestazı geçiren anneler için sonraki hamileliklerde de bu rahatsızlığın tekrarlanması riski vardır.

Gebelik Kolestazının Belirtileri Nelerdir?

Bir hastada gebelik kolestazı hastalığının gelişmesi için hamileliğin oluşması gerekir. Çünkü gebelik kolestazı hamilelik sürecinin son üç ayında kendini gösterir. Son Trimers olarak adlandırılan bu aylarda aşağıda sıralanan belirtiler görülüyorsa gebelik kolestazı şüphesi artar.

●    Kaşıntı: Gebelik kolestazı hastalığının en belirgin ve en önemli belirtisi kaşıntıdır. Ciltte döküntü ya da kızarıklık olmaksızın vücutta yaygın olarak kaşıntı hissedilir.

●    İdrar renginde koyuluk: Safra asitlerinin kanda artış göstermesi sonucunda bu asitler böbreklerden süzülerek idrara karışır. Bu durum idrarın renginde koyulaşmaya yol açar.

●    Açık renkli dışkılama: Gebelik kolestazında safranın safra yollarından bağırsağa geçişi zayıflar. Bu durum yağların sindirimini bozar ve dışkıdaki yağın artmasına neden olur. Sonuç olarak açık renkli ve macun kıvamlı dışkılama oluşur.

●    İştah kaybı: Zehirli maddelerin kanda atması iştah kaybına neden olur.

●    Sarılık: Karaciğerde safra birikmesi, karaciğer hücrelerine zarar verir. Bu durumun devam etmesi karaciğer fonksiyonlarında aksamalara neden olur. Bunun sonucu olarak kanda bulunan zehirli maddelerin miktarı artar ve sarılık gelişir.

●    Mide bulantısı: İştah kaybının kusma ve mide bulantısına yol açma olasılığı yüksektir.

●    Karın ağrısı: Karaciğerin konumlandığı karnın üst tarafında ağrı oluşma ihtimali yüksektir.
Gebelik kolestazı hastalığı genellikle zararsız seyretme eğilimindedir. Ancak gebelik kolestazı ile meydana gelen aksaklıkların hem anne adayının hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkileme riski vardır. Bebekte aşağıdaki durumlara neden olabileceğinden dolayı erken tanı konulması ve tedavi edilmesi faydalı olur.

●    Bebekte gelişme ve büyüme geriliği

●    Erken doğum

●    Ölü doğum

●    Doğum sonrası ciddi boyuttaki solunum problemleri

Bebek için ciddi boyutta riskleri bulunan gebelik kolestazının anne adayı için de riskleri vardır. Gebelik kolestazında yağların sindiriminde sorunlar ortaya çıktığı için vitamin eksikliğine neden olabilir. K vitamini eksikliğinde kanama problemlerinin gelişmesi ihtimali artar. Doğum sırasında aşırı kanama anne adayının sağlık durumunu olumsuz etkileyebilir.

Gebelik Kolestazı Tanısı Nasıl Konur?

Gebelik kolestazı belirtileri gösteren hamilelerin zaman kaybetmeden doktor değerlendirmesine başvurması önemlidir. Doktorun fiziki muayenesi ve hastalık öyküsüne göre biyokimyasal kan tahlilleri yapılması gerekir. Tahlillerin sonucuna göre gebelik kolestazı tanısı konur. Bu aşamada en önemli konulardan biri gebelik kolestazı ile gebeliğin akut yağlı karaciğerini birbirinden ayırt etmektir. Akut yağlı karaciğerde gebelik kolestazı belirtileri görülür. Ancak akut yağlı karaciğer, bebeğin ve anne adayının yaşamını ciddi anlamda tehdit eden şiddetli bir tablo bir tabloya sahiptir.

Gebelik Kolestazı Tedavisinde Neler Yapılır?

Gebelik kolestazı tedavisinde hedef; bebeği olası komplikasyonlardan korumak ve anne adayının şikayetlerini yatıştırmaktır. Anne adayında yoğun olarak görülen kaşıntıyı kontrol altına almak için soğuk uygulamalar ve kremler önerilir. Hap tedavisi ile kandaki safra asitlerinin miktarının düşürülmesi sağlanır.

Vitamin kaybını engellemek için vitamin desteği sağlanır. Anne adayının şikayetlerini azaltmaya yönelik yapılan bu uygulamaların ne yazık ki bebekteki komplikasyon risklerini azaltmaya yardımcı olmadığı gözlemlenmiştir. Bu yüzden bebekte komplikasyonlar görülmeye başladığında doğum zamanını öne almak gerekebilir.

Bebeğin durumunu takip etmek için yapılan kontrollerin sıklığını artırmak önemlidir. Bebekteki komplikasyonların şiddetine göre doğum zamanı beklenenden 3-5 hafta öne alınabilir. Doğum gerçekleştikten sonra genellikle annenin şikâyetlerinde gerileme olur ve kan değerleri hızlı bir şekilde normale döner. Bu yüzden doğumdan sonra tedaviye son verilir ve bebek emzirilebilir. Şikâyetlerin devam etmesi durumunda annenin karaciğer hastalıkları uzmanına başvurması faydalı olur.

 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:02 Ocak 2023

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.