Erken Yaşta Uyuşturucu Kullanan Çocukların Beyinleri Zaten Farklı

Yeni bir bilimsel araştırma, esrar, alkol ve nikotin gibi maddeleri erken yaşta deneyen çocukların beyinlerinde, madde kullanımından önce var olan belirgin farklılıklar bulunduğunu ortaya koydu. Bulgular, bağımlılık riskini öngörmek ve önlemek adına devrim niteliğinde.

Amerika’nın Bağımlılık Anlatısı Değişiyor

Yıllardır madde bağımlılığına dair yaygın anlatı, uyuşturucuların beyni tahrip ettiği ve genç yaşta başlayan kullanımın daha tehlikeli maddelere geçişi kolaylaştırdığı yönündeydi. Ancak JAMA Network Open dergisinde Aralık 2024’te yayımlanan ve 10.000 çocuğun beyin gelişimini izleyen uzun vadeli bir çalışmanın sonuçları, bu hikâyeyi kökten değiştiriyor.

Madde Kullanmadan Önce Beyin Farklılıkları Mevcut

Indiana Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Alex Miller’ın liderliğinde yapılan araştırma, 9–11 yaş aralığındaki çocukların beyin taramalarını üç yıl boyunca izledi. Araştırmaya göre, esrar, sigara ve alkol gibi maddeleri 15 yaşından önce deneyen çocukların beyinlerinde, madde kullanmadan önce bile belirgin farklar vardı.

Beyin Yapısı ve Kişilik Özellikleri Arasında Bağlantı

Madde kullanmaya meyilli çocukların beyinlerinin genel olarak daha büyük olduğu ve daha fazla kıvrım ve oluk içerdiği görüldü. Bu farklılıklar, meraklı, risk alan ve yoğun hisler arayan kişilik özellikleriyle bağlantılı. Bu kişilik özellikleri bazen "deneyime açıklık" olarak tanımlanıyor ve zeka ile ilişkilendiriliyor.

Genetik ve Travmatik Geçmiş de Etkili Olabilir

Araştırma, bu beyin farklılıklarının madde kullanımından değil; genetik varyasyonlardan veya çocukluk travmalarından kaynaklanabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılara göre, erken yaşta başlayan madde kullanımının bağımlılığa yol açmasında bu öncül beyin yapılarının rolü büyük.

Erken Müdahale ile Bağımlılık Önlenebilir

Çalışmanın bulguları, erken müdahale programlarının önemini ortaya koydu. Montreal’de yürütülen başka bir deneyde, kişilik temelli bir önleme programına katılan öğrencilerin, beş yıl içinde madde bağımlılığı geliştirme riski %87 daha düşük çıktı. Bu programda, öğrencilerin riskli kişilik özelliklerine özel bilişsel beceriler öğretiliyor.

Riskli Kişilik Özellikleri: Tehdit Değil, Yetenek

Prof. Dr. Patricia Conrod, bu kişilik özelliklerinin aynı zamanda bilim, sanat ve girişimcilik gibi alanlarda başarıyı desteklediğini vurguluyor. Risk alma eğilimi ve yenilik arayışı, doğru yönlendirmeyle çocuklara güçlü katkılar sunabilir.

SIK SORULAN SORULAR (SSS):

1. Uyuşturucu kullanmaya yatkın çocukların beyinleri neden farklı?
Bu farklılıkların nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlıklar ve çocuklukta yaşanan travmaların bu yapıların oluşumunda etkili olabileceği düşünülüyor.

2. Bu beyin farklılıkları bağımlılığı mı gösteriyor?
Hayır, çalışma sadece madde kullanımına erken başlama ile ilişki kuruyor. Bağımlılığın kendisiyle doğrudan bir ilişki henüz kanıtlanmış değil.

3. Erken müdahale ile bağımlılık riski azaltılabilir mi?
Evet. Kişilik temelli önleme programları sayesinde, riskli kişilik özelliklerine sahip çocukların bağımlılığa yakalanma riski büyük oranda azaltılabiliyor.

4. Riskli kişilik özellikleri tamamen olumsuz mu?
Hayır. Risk alma, merak ve yoğun duygulara yönelme gibi özellikler; bilim, sanat ve girişimcilik gibi alanlarda büyük avantajlara dönüşebilir.

scientificamerican.com'dan çevrilip derlenmiştir....


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:14 Temmuz 2025

© 2025e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.