Dünyanın en yeni ülkesinde şiddet

Uluslararası toplum Güney Sudan'ı daha yaşanabilir bir ülke haline getirmek için milyarlarca dolar para akıtırken, Batılı gözlemciler kurulmasına yardımcı oldukları ülkede silahlı kuvvetlerin sivillerin peşine düştüğünden endişeleniyor.

Uluslararası toplum Güney Sudan'ı daha yaşanabilir bir ülke haline getirmek için milyarlarca dolar para akıtırken, Batılı gözlemciler kurulmasına yardımcı oldukları ülkede silahlı kuvvetlerin sivillerin peşine düştüğünden endişeleniyor.

siddetGörgü tanıkları, Sudan Halk Kurtuluş Ordusu askerlerinin meydanlarda sivilleri öldürene kadar dövdüklerini ve kadınlara tecavüz ettiklerini iddia ediyor. Güney Sudan iki yıl önce bağımsızlığına kavuştuğundan bu yana, fakirlik, yüksek bebek ölüm oranı, altyapı yetersizliği, iç ayaklanma ve petrol ve Sudan sınırıyla ilgili anlaşmazlıklarla mücadele ediyor. Ancak uzun süredir devam eden bir diğer sorun (sivillere yönelik şiddet) bilhassa yıkıcı oldu ve son yıllarda binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. İsyancıların kökünü kazımayı amaçlayan hükümet güçleri, azınlık Murle halkını da hedef almakla suçlanıyor. Güney Sudan, iki milyondan fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açan kuzeydeki Sudanlı güçlerle güneydekiler arasındaki iç savaşı bitirmek amacıyla kuruldu. Güney Sudan'ın uluslararası destekçileri, ülkenin başarısına büyük umutlar bağladı. Birleşmiş Milletler sadece geçen yıl Güney Sudan'a 620 milyon dolar verdi. ABD'nin Ulusal Güvenl ik Konseyi'nin Afrika'dan sorumlu kıdemli direktörü Grant Harris, "Şiddete dair çok rahatsız edici raporlar gördük" diyor ve ABD'nin Sudan'ın insan haklarını koruma gerekliliğiyle ilgili net konuştuğunu söylüyor. Manyabol kasabasındaki bir yaşlı, Mayıs'ta en az 12 kişinin ordunun sivillere ateş açmasının ardından hayatını kaybettiği katliamı tarif ediyor. Yerliler, hükümete bağlı askerlerin Ocak'ta Pibor'daki bir pazara girdiğini ve yedi sivili öldürüp 150 barakayı yaktığını söylüyor. Pibor'da yaşayan Mary Tarawach, buradaki pazarda bulunan küçük restoranında onlara güveç ve ekmek verdiği sürece askerlerin kendisine iyi davranacağını umuyordu. Ama işe yaramadı. Karnı burnunda olmasına rağmen ona vurdular. Sonunda Mayıs'ta işe gitti ve aynı askerlerin pazarı yağmaladığını ve iş yerini alt üst ettiğini fark etti. Kaçtı ama onu yakalayıp hakaret ettiler ve Murle etnik grubunun da üyesi olan yerel ayaklanma lideri David Yau Yau'yla evli olmakla suçladılar. "Beni ittiler ve üzerimde tepindiler. Bebeğim düştü. Ölmüştü" diyor. Bir diğer olayda askerler 31 Temmuz'da iki kadını vurarak öldürdü. Bask ı alt ındaki genelkurmay başkanı, olaydan sorumlu tutulan iki askeri tutukladı. Hükümet de kısa süre önce üst düzey bir komutanı tutukladı. Hükümet Yau Yau'ya bağlı isyancı güçlere karşı bir kontrgerilla operasyonu düzenliyor. Ancak Murle liderleri daha sistematik bir önyargının olduğunu söylüyor. Hükümet askerlerinin Temmuz'da Murle bölgelerine girdiklerinde rakip Lou Nuer etnik grubunun savaşçılarına yardım ettiğini, sığır hırsızlığını 300'den fazla kişinin öldüğü büyük bir operasyona dönüştürdüğünü söylüyor. Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Charles Manyang D'Awol, Murle halkının masum kurbanlar olarak tasvir edilmesine karşı çıkıyor. Lou Nuer tarafından yapılan saldırıların, Murle'nin yıllardır Lou Nuer ve Dinka köylerine yaptığı baskınlara misilleme olduğunu söylüyor. "Murle baskınlarının hedefi çocuklarımızı, hayvanlarımızı ve mümkün olduğunda karılarımızı elimizden almaktı" diyor. Hükümetin yaptığı şey, "Murle halkının değil, Yau Yau'nun aleyhine" diyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:07 Ekim 2013Yayınlanma Tarihi:09 Ekim 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.