Dikkat! Çiçeğiniz sizi öpebilir!

Uyuyorlar, korkudan bayılıyorlar, çığlık bile atıyorlar. Hatta sizinle bağlantı kurup duygu alışverişinde bulunabiliyorlar.

İnsanın beş duyusu var, bitkilerin 20. Bu yazıyı okuyunca evinizdeki çiçeklere başka gözle bakacak ve bastığınız yere dikkat edeceksiniz

Çoğunuza şimdi okuyacaklarınız deli saçması gelebilir. Ama öyle değil. Gerçekten de balkonunuzdaki çiçeğiniz kilometrelerce uzakta olsanız bile sizinle bağ kurup canınız yandığında üzülebilir, mutlu olduğunuzda sevinebilir. Ben değil, yapılan bilimsel araştırmalar böyle diyor.

Okuyanın aklını başından alacak birbirini tamamlayan iki önemli kitap var bu konuda. Biri yeni çıktı. ‘Brilliant Green: The Surprising History and Science of Plant Intelligence’ (Muhteşem Yeşil: Bitki Zekâsının Şaşırtıcı Tarihi ve Bilimi). Diğeriyse çok daha eski kült bir kitap. Bitkilerle yapılan ilk deneysel çalışmaları ve sonuçlarını anlatıyor: ‘Bitkilerin Gizli Yaşamı’.

İşte bu iki kitaptan derlediğimiz bitkilerle ilgili yapılmış bilimsel çalışmalardan çıkan bazı sonuçlar:

ÇARPMA-BÖLME YAPABİLİYORLAR

Sorun çözme becerileri çok yüksek. Nereden besleneceklerini, ışığa nasıl ulaşacaklarını biliyorlar. Döl taşıtmak için hayvanları tavlayarak onlara atıştırmalıklar hazırlayıp, renkleriyle reklam yaparak, ödüllendirme veya sahtekârlıkla iletişim kurabiliyorlar. Komşu bitkilerle, böcek ve hayvanlarla pek çok bilgiyi paylaşıyorlar. Tehlike varsa diğer türleri uyarıyor, yakın akrabalarını tanıyorlar. Deneyler bitkilerin sayı sayıp çarpma yapabildiklerini de ortaya koyuyor.

20 DUYULARI VAR

İnsanların beş temel duyusu var. Bilim insanları, bitkilerin karmaşık çevresel meseleleri denetlemek için en az 20 farklı duyusu olduğunu söylüyor. Örneğin, bizim duyularımıza ek olarak, nem ölçme, yerçekimini fark etme ve elektromanyetik alanları tespit etme gibi ‘fazladan’ duyulara sahipler. Hatta elektrik ve biyolojik sinyalin yanı sıra titreşimle bile iletişim kurabiliyorlar.

DOST DÜŞMAN KİM BİLİYORLAR

Sınırları henüz tam olarak bilinmese de güçlü hafızalara sahipler. Bir deneyde şahsın birine bir sardunya çiçeği veriliyor. O da çiçeğe olabildiğince kötü davranıyor. Çimdikliyor, yapraklarını koparıyor, gövdesine, dallarına, yapraklarına iğneler batırıyor, asit damlatıyor, kibritle yakıyor ve köklerini kesiyor. Bir başka kişiyse sardunyaya iyi davranıyor. Yaralarını sarıyor, dallarına sık sık su püskürtüyor, toprağını havalandırıyor. Bitkinin yaprağına elektrotlar bağlanıp deney başladığında, işkenceci adam bitkiye yaklaştığında kaydedici alet çılgına dönüyor. Verilere göre bitki resmen çığlık atıyor. Kötü adamın odadan çıkıp iyi adamın içeri girmesinin üzerinden saniyeler geçmeden sardunya normale dönüyor ve hatta mutlu oluyor.

UYUYORLAR, OYNUYORLAR, BAYILIYORLAR

Bitkilerin uyumaya ve oynamaya benzer davranışlar gösterdikleri artık biliniyor. Ama dahası da var. Onlar korkudan bayılabiliyor, çığlık atabiliyor, düşünceleri sezip bir kez bir kişiyle bağ kurduktan sonra, bu kişi nerede olursa olsun onunla bağlantı kurabiliyorlar.

HÜRRİYET


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:19 Ağustos 2015Yayınlanma Tarihi:17 Ağustos 2015

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.