ÇOCUKLARIN DA BAŞI AĞIRIR

A.A

Mersin'de yapılan araştırmada çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Öğrencilerin çoğu baş ağrısı çekiyor.

Mersin Tıp Fakültesi Nöroloji  ve Halk Sağlığı Anabilim Dalları'nın yaklaşık 6 bin öğrenci üzerinde yaptığı  araştırmaya göre, ilköğretim 2. ve 5. sınıf öğrencilerinin yüzde 49'u; ortaokul ve lise dönemi çocukların ise yüzde 79'u, sıklıkla baş ağrısı çekiyor.

Kızlarda 11 yaş sonrasında başağrısı sıklığı, erkeklere oranla iki kat artarken, ailelerin yüzde 36'sı, çocuklarının başağrısının farkında değil.

Çocuklarda baş ağrılarını en sık tetikleyen nedenler arasında stres, bilgisayar oyunları, taşıt yolculuğu, bazı gıdalar, düzensiz beslenme, uyku  düzeninin bozulması, aşırı sıcak-soğuk hava koşulları gösteriliyor.

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi  Prof. Dr. Aynur Özge, AA muhabirine, üniversiteleri bünyesinde yürüttükleri ve 5  bin 562 öğrenci üzerinde yaptıkları araştırmanın sonuçlarını açıkladı.

Çocuklarda başağrısının baş bölgesinde hissedilen ve çocukların okul  performansları, ev ödevleri, boş zaman aktiviteleri ve günlük yaşamdan zevk  almalarında etkilenmeye yol açan ağrı hissi olarak tanımlandığını belirten Özge,  çocuklarda gözlenen başağrılarının erişkinlerdeki gibi ataklar ve atak arası  dönemler ile pek çok bakımdan farklı özellikler taşıdığını kaydetti.

Çocuklarda başağrısı sıklığının yüzde 5.9 ile yüzde 93.3 arasında  değiştiğini bildiren Özge, bu rakamsal farkın çalışmaların yapıldığı ülkelerin  yaşam stiline ve bu veriye kaynak olan çalışmanın dizaynına bağlandığını ifade  etti.

Çeşitli bilimsel verilere göre, 3 yaşındaki çocukların yüzde 3-8'inde, 5  yaşındakilerin yüzde 19.5'inde, 7 yaşındakilerin yüzde 37-51.5, 7-15 yaş  arasındaki çocukların ise yüzde 57-82'sinin başının ağrıdığını aktaran Özge,  Türkiye'de de son yıllarda Mersin, Denizli, Bursa, Aydın, İzmir, Ağrı gibi  çeşitli illerde yapılan nitelikli çalışmaların da bu gerçeği doğruladığını dile  getirdi.
        
MİGREN VE GERİLİM TİPİ BAŞAĞRILARI ORANI”

Mersin Tıp Fakültesi Nöroloji ve Halk Sağlığı Anabilim Dallarının  işbirliği ile 2001'de 23 okul ve 5 bin 562 çocukta yapılan çalışmalarının  ardından 6 yıl sonra aynı gruptan ulaşılabilen bin 152 çocuk ile  tekrarladıklarını bildiren Özge, araştırmalarının sonuçlarıyla ilgili şu  bilgileri verdi:

“Mersin'de ilkokul çocuklarının (2-5.sınıf) yüzde 49.2'si, ortaokul ve  lise dönemi çocukların ise yüzde 78.7'si sık sık başağrısı yaşadıklarını  bildirdi. Öğrencilerin yüzde 31.3'ü ise görüşme sırasında başağrılarının olduğunu  belirtti.

11 yaş öncesinde kızlar ve erkekler, benzer riske sahipken sonrasında  kızlarda başağrısı sıklığı erkeklere oranla iki kat artıyor.

Başağrısı olan çocukların yüzde 35.1'i primer başağrısı olarak  isimlendirilen, çocuğun muayenesi ve tıbbi tahlillerinde anormalliğin olmadığı,  beynin kendi kimyasal yapısı ile ilgili bozuklukların neden olduğu migren (yüzde  10.4) ve gerilim tipi başağrısı (yüzde 24.7) tanısı aldı.

Çocuklarda başağrılarını en sık tetikleyen nedenler arasında stres,  bilgisayar oyunları, taşıt yolculuğu, bazı gıdalar, açlık (düzensiz beslenme),  uyku düzeninin bozulması, aşırı sıcak-soğuk hava koşulları bildirildi.”
        
“BAŞI AĞRIYAN ÇOCUĞUN AİLE BİREYİNİN DE BAŞI AĞRIYOR”
        
Prof. Dr. Özge, başı ağrıyan çocukların yüzde 81.1'inde başta anne olmak  üzere en az bir aile bireyinin daha başının ağrıdığını belirterek, “Araştırmaya  göre, ailenin ilk çocuğu olmak başağrısı riskini artırıyor. Düşük sosyoekonomik  düzey, üvey anne-baba ile yaşamak, babanın işsiz olması da başağrısı sıklığını  artırıyor” dedi.

Göçmenlerde başağrısının yüzde 50.5-47.2 oranıyla daha sık olduğuna  işaret eden Özge, şöyle devam etti:

“Araştırmaya katılan çocukların yüzde 51 ile yüzde 70.2'si, yaşamlarında  en az bir kez başağrısı için ağrı kesici kullanıyor. Çoğunluğu eğitimli ve  çalışan anne-baba olmak üzere ailelerin yüzde 36'sı çocuklarının başağrısının  farkında değil.

Başağrılı çocukların büyük kısmı ölçeklerle tespit edilecek düzeyde  anlamlı yaşam kalitesi düşmesi ile karşı karşıya.

Çocuğun kişilik özelliği (özellikle içe kapanık, okul dışı etkinliği  olmayan kaygılı çocuklar) ve ailenin sosyokültürel yapısı, başağrısı gelişimi ve  varolan başağrısının olumsuz etkilerinin şiddeti için birinci derecede etkili.”

Prof. Dr. Özge, tekrarlayan başağrılarının çocukların akademik başarısı,  yaşam kalitesi ve sosyal ilişkilerini olumsuz şekilde etkilediğini kaydetti.

AİLELERE ÖNERİLER

Tekrarlayan başağrısı olan çocukların büyük kısmının erişkin olduklarında  kronik başağrısı gelişimi için yüksek bir risk taşıdığını dile getiren Özge,  ailelere ve öğretmenlere aşağıdaki önerilerde bulundu:

- Çocukların başı ağrıdığında, öncelikle bu durumu bir sorun olarak kabul  edin.
-  Ona dinlenmesi ve gerekiyorsa uyuması için zaman verin.
- Ağrısının tanısının konması ve takibi için bu konuda uzmanlaşmış bir  hekim ile görüşün.
- Çocuğunuzun yaşam ritmini gözden geçirin ve ona gerekli deşarj  zamanlarını bıraktığınızdan emin olun.
- Ağrılarını bir günlüğe kaydettirerek veya resmetmesini isteyerek konuyu  netleştirin.
- Ağrılı zamanları ile örtüşen olayları yakalamaya ve mümkünse  uzaklaştırmaya çalışın.
- Yapacaklarınızın sizin ve çocuğunuzun sağlığı ve yaşam kalitesi oranında  toplumun geleceği içinde hayati önem taşıdığını aklınızda bulundurun.”
 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:24 Mart 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.