CİLT BAKIMINDA YENİ BULUŞ

CUMHURİYET BİLİM TEKNİK EKİ

Ciltteki lezyonlarn iyi veya kötü huylu olduğunu öğrenmek için yapılan testlerde cerrahi girişim gerekiyor.

 


Analizler zahmetli olduğu kadar masraflıdır da. Rochester Üniversitesi’nde yaşanan bir gelişme şimdi bu incelemeleri kolaylaştırabilecek.

Jannick Rolland cildin altını görüntüleyen bir optik teknolojisi geliştirdi. Yeni teknolojiyle, ciltteki lezyonların iyi veya kötü huylu oldukları dokunun kesilmesine gerek kalmadan test edilebilecek. Yeni yöntemde yaklaşık olarak 30cm uzunluğundaki silindirik bir sonda doğrudan doğruya dokuyla temas ediyor. Birkaç saniye sonra cildin altında bulunanların yüksek çözünürlüklü ve üçboyutlu görüntüsü alınıyor.

Rolland araştırma sonuçlarını birkaç gün önce (19.2.11) Washington’da düzenlenen Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği konferansında sundu. Alet, yüksek çözünürlüğe Rolland ve ekibi tarafından geliştirilen sıvı merceğe (Optik Koherens Mikroskopisi) ulaşıyor. Sıvı mercekteki bir su damlacığı bildik mercekteki camın görevini yerine getiriyor.

Su damlasının etrafındaki elektriksel alan değiştiğinde damlanın biçimi, dolayısıyla da merceğin odağı değişiyor.

Bu da alete, derinin altındaki farklı derinliklere göre odaklanan görüntüler almasına izin vermekte. Bu şekilde cildin bir milimetre altındaki dokunun yüksek çözünürlüklü görüntüsü elde ediliyor. Yeni teknikte ultrason yerine yakın kızılötesi ışık kullanıldığı için de milimetrik yerine mikrometre alanda yüksek çözünürlüklü görüntüler alınıyor. Sıvı mercekli görüntüleme tekniği canlı insan cildinde test edilmiş.

DÜNYANIN İLK ANTİ-LAZERİ ÜRETİLDİ

Lazerin keşfedilmesinden elli yıl sonra Yale Üniversitesi bilim insanları dünyanın ilk anti-lazerini ürettiler. Buluşun optik bilgisayar sistemlerinden radyolojiye kadar pek çok yeni teknolojilere giden yolu açacağı sanılıyor. İlk kez 1960 yılında bulunan konvansiyonel lazerlerde, koherent ışıktan yoğun ışın elde edebilmek için normalde galyum-arsenid yarıiletken gibi “ güçlendirme aracı” kullanılır. Burada söz konusu olan aynı frekansa ve aynı genliğe (amplitüd) sahip ışık dalgalarıdır.

Araştırma yazısını Science dergisinde yayımlayan ekip, belli bir frekanstaki iki lazer ışığını, içinde “zayıflatıcı araç” görevini gören silisyum yarıiletken plakalarının bulunduğu bir boşluğa odaklamış. Plaka ışık dalgalarını yakaladıktan sonra, soğurulup ısıya dönüştürülene dek ileri geri fırlatıyor.

Araştırmayı yöneten fizikçi A.Dougler Stone, CPA (coherent perfect absorber) olarak adlandırılan cihazın gelecekte optik devre, detektör ve gelecek nesil bilgisayarların diğer bileşenleri olarak kullanılabileceğine inanıyor.

CPA’nın teorik olarak üzerine düşen ışığın yüzde 99,999’unu soğurması gerekiyor. Ancak deneysel sınırlar yüzünden şimdilik sadece yüzde 99.4’ünü soğuruyor. Bilim insanları teorik limite ulaşabileceklerine inanıyor. Şu andaki CPA yaklaşık olarak bir santim büyüklüğünde.

Fakat Stone bilgisayar simülasyonlarıyla, altı mikrometre büyüklüğünde bir CPA’nın ne şekilde üretilebileceğini öğrendiklerini söylüyor. Bu, CPA’nın bir insan saçının sadece yirmide biri kalınlığında olması demek.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:11 Mart 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.