Bu çağın öğretmen modeli: Sevgi

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ı “Bu çağın öğretmen modeli: Sevgi” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ı “Bu çağın öğretmen modeli: Sevgi” dedi.

Gazete Habertük yazarı Pınar Özyiğit Pozitif isimli köşesinde bugün Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ı köşesine taşıdı. Tarhan’ın sunduğu öğretmen modelini Özyiğit ayrıntısıyla işledi. Zaman değişti, değişiyor. Biz anneler de öy­le... Okullar açıldı, gün­demlerimiz de değişti. Şimdi biz anneler başladık, hasta­lanmasın diye ne yedirelim, han­gi vitamini içirelim, sınavlara na­sıl hazırlayayım diye sorular sor­maya. Düşünüyorum da bunların tamamının dışında da bir sorunu­muz var artık. Değişimler, koşturmacalar, özellikle çalışan annele­rin zaman yönetimi sorunları ve her şeye yetişmeye çalışmaları o kadar zor­luyor ki bizi bir şeyi unu­tuyoruz. Ço­cuklarımıza isteyerek, bi­lerek, özel olarak onlar için ha­zırlanarak sevgi vermeyi ihmal ediyoruz. Hadi biz sorunu hallet­tik ve gerekli zamanı ayırdık di­yelim. Okulda çocuğun başarısını %100 etkileyen bir diğer konu var: Öğretmeni ve öğrenciyle öğ­retmen İlişkisi. Geçtiğimiz günler­de Prof. Dr. Nevzat Tarhan'dan aldığım, biz annelerin yaptığı ha­talar konusundaki yanıtlardan bi­rini özellikle sakladım, çünkü ay­rı olarak bahsetmek istiyordum.

BU ÇAĞIN ÖĞRETMEN PROFİLİNİ ŞÖYLE ÇİZİYOR PROF. DR. NEVZAT TARHAN:

"Çok başarılı bir öğret­men emekli olurken genç bir meslektaşı kendisine başarısını neye borçlu olduğunu sormuş; başarılı öğretmen şöyle cevap vermiş: Öğrencinin başarılı ola­bilmesi için dersi sevmesi, dersi sevebilmesi için öğretmeni sev­mesi, öğretmeni sevebilmesi için de öğretmenin öğrenciyi sevmesi gerekir. Öğrenciyi seversen ona öğretmek daha kolaydır.” Ger­çekten de sevginin çocukları etki­leyici bir gücü vardır. Bu gücü kullanabilmek için öğrenciye de­ğer vermek gerekir. Öğrenciyi azarlayan, aşağılayan, hata yaptı­ğı zaman yerin dibine batıran, ar­kadaşları arasında küçük düşü­ren öğretmen modeli bu çağın mode­li değildir. Ne yazık ki hâlâ öğren­cileri aşağı­layan, kaba kuvvet uy­gulayan öğretmen­lere rastlayabiliyoruz. Halbuki çocukta korku duygusu yerine sevgi duygusunu harekete geçire­rek öğretmek çok daha kolaydır. Öğretmen öğrenciye sevgiyle yaklaştığı zaman çocuğun beyni öğrenmeyle ilgili bir mutluluk kimyasalı salgılar ve öğrenme ka­lıcı hale gelir.

SEVGİSİZ OLUR MU?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan haklı değil mi? İçinde sevgi olan her şey isteyerek yapılır hale gelmi­yor mu? Hani biz annelerin yaptı­ğı en güzel, en özel yemekleri ta­rif ederken "içine sevginizi de ka­tın" demiyor muyuz? Diyoruz... İşte bu yüzden hayatın her alanı­na olduğu gibi eğitimin içine de sevgi tohumları ektiğimizde başa­rı garantidir bana göre. Uzun sü­redir inandığım bir konuyu, ko­nunun uzmanından böyle alınca vurgulamak istedim sizlere. Ha­yatınızdan sevgi eksik olmasın di­lerim herkese... Pınar Özyiğit-HABERTÜRK

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:28 Eylül 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.