Beyin Haritası ve Depresyon

Son yıllarda modern yaşamın getirdiği zorluklar depresyona giren hasta sayısının artmasına yol açarken, psikiyatri kliniklerine başvuran hasta sayısında da artış gözlemleniyor. Günümüzde depresyon tanısında gelişen teknolojiden yararlanan uzmanlar, ilaç ve psikoterapiyi uyguladıkları yeni tekniklerle destekliyor.

Kış aylarında depresyon sıklığı artıyor. Havanın kapalı oluşu, ışığın azlığı, zamanın büyük çoğunluğunun kapalı ortamlarda geçiyor olması kışın depresyon vakalarının artmasına neden oluyor. Ancak depresyon mevsimsel özelliklerinin dışında genel olarak toplumda her 3 kişiden birinde görülüyor.

Depresyon yakın zamana kadar ruhsal bir hastalık olarak görülüyordu. Ancak yapılan bilimsel araştırmalar, beyindeki bazı maddelerin azalması sonucunda depresyon, panik atak gibi hastalıkların ortaya çıktığını gösterdi. Depresyonun bir "beyin hastalığı" olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Prof.Dr. Nevzat Tarhan, hastalara "nöropsikolojik check-up"yapıyor. Bunun temelinde ise hastaların beyin yapısında bazı hormonların salgılandığı bölgelerde bozulma olup olmadığının saptanması, çeşitli kişilik testlerinin ışığında uygulanan psikoterapi ve ilaç tedavisi geliyor. Özel bir cihaz yardımıyla beynin haritası çıkarılıyor. Beyin haritasında beynin depresyondan zarar görmüş, çalışmayan bölgeleri görüntüleniyor. Ardından hastanın kişilik çözümlemesi yapılarak, uygun dozda ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre tüm dünyada depresyon görülme sıklığı yüzde 17 olarak bildiriliyor. Kadınlarda erkeklere göre depresyonun daha fazla görülmesi de beynin yapısıyla ilgili.

Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Direktörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan, kadınların beyninde duygularla ilgili bölümlerin daha çok gelişmesine karşın, erkeklerin beyninde mantık ve muhakeme bölümlerinin daha fazla geliştiğini söylüyor. Bu da kadınları depresyona açık hale getiriyor. Depresyondan korunmada beyindeki mantık ve duygu alanlarının dengelenmesi büyük önem taşıyor. Prof. Nevzat Tarhan, depresyon tedavisinde gelişen teknolojiden yararlanıyor. Hastalara önce beyin check-up'ı yapılıyor. Böylece beynin çeşitli bölgelerinin sağlıklı çalışıp çalışmadığı saptanıyor. "Sayısal kantitatif EEG" adı verilen "beyin haritalama" tekniğinde, hastanın başına özel bir başlık takılıyor. Ancak bundan önce saçların iyice yıkanması, jöle ve köpük gibi saç ürünlerinin kullanılmaması gerekiyor. Özel başlık takıldıktan sonra, kulak memesine iki elektrot takılıyor. Amerika'da FDA tarafından onaylanan bu cihaz, beynin sağlıklı ve sağlıksız bölümlerinin bilgisayarda görüntülenmesini sağlıyor. Sonuçlar çıktıktan sonra hastalara çeşitli kişilik testleri uygulanıyor. Bu testler ve beyin haritasının değerlendirilmesinden sonra, hastanın ilaçlı tedaviye ihtiyacının olup olmadığına karar veriliyor. Gerekirse ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanıyor. Hastaya 6 ay sonra bir daha beyin haritalaması yapılarak tedavinin seyri izleniyor. Nöropsikolojik check-up adı verilen tüm bu uygulamaların kimlerde başarılı olduğunu  söyleyen  Prof.Dr. Nevzat Tarhan şu sıralamayı yapıyor; "Bu tekniği, çocuk ve gençlerde hiperaktivitenin önlenmesi, depresyon tanısında, Alzheimer hastalığının erken tanısında, unutkanlık, kavrama, algılama sorunu yaşayanlarda kullanıyoruz. Sonuçlarını da rapor halinde hastaya veriyoruz. Hastalar  depresyon  nedeniyle kendilerini suçluyor. Çevresindeki insanlar kafana takma, gez toz, üzülme  diyor. Oysa beynin  sevinmeyi, mutlu olmayı etkileyen bölümleri bozuluyor. Hasta elinde olmadan kederlenip, üzülüyor. Depresyonu insanın içinde bir yara gibi düşünmek gerekiyor. Yaşamayan insanların bunu anlaması da zor oluyor. Beyin haritasını verdiğimiz hastalar, depresyonun beyindeki bazı hormonların salgılanmamasından oluştuğunu biliyor. Böylece kendilerini suçlamaktan kurtulup tedaviye daha rahat odaklanıyorlar”

BEYİN DALGALARININ ANALİZİ

İnsan beyninin direkt görülemediğini, bir parçasının alınıp incelenemediğini belirten Prof.Dr. Nevzat Tarhan, bu nedenle beynin çalışması hakkında dolaylı yöntemlere başvurduklarını anlatıyor. Prof.Dr. Tarhan, beyin haritalama tekniğinde, saçlı deriden alınan beyin elektriksel aktivite kaydının analiz edilerek farklı frekanstaki dalgaların beyin üzerindeki dağılımını ve dolayısıyla bu şekilde beynin çalışması hakkında dolaylı bilgi sağlandığını belirtiyor. EEG tekniği yardımıyla hastalara uygun dozda ilaç verildiğini söyleyen Prof.Dr. Tarhan, "Psikiyatride kullandığımız ilaçlar hastaların beyninde etkili oluyor. Bunlar depresyon tedavisinde kullandığımız kimyasal silahlardır. Doz ayarlamasının uygun yapılması hastalara tedavi gerekçesiyle zarar verilmesini önlüyor. Burada hedefimiz bize başvuran her hastaya ilaç vermek değil. Hastaların sosyal yaşamlarını, geçmişte yaşadıklarını, kişilik ve aile yapılarını, günlük yaşamda karşılaştıkları streslere karşı verdikleri cevabı hekimin iyi anlaması gerekiyor. İlaç beyinde eksilen maddelerin yerini alıyor. Bu nedenle uygun dozda kullanılması büyük önem taşıyor" diyor.

Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi'nde yeni uygulanmaya başlayan bir teknik daha var. "Transkraniyal Manyetik Uyarım Tedavisi" (TMU)nde, saçlı kafa derisinin üzerine elektromanyetik bir bobin yerleştiriliyor. Beyne doğrudan elektrik akımı veriliyor. Bu işlem ayaktan uygulanabiliyor ve anestezi kullanmak gerekmiyor. Hastanın beynine 5-30 dakika boyunca 200 adet manyetik uyanda bulunuluyor. Hastanın durumuna göre seans sayısı artırılabiliyor. Prof.Dr. Nevzat Tarhan, bu tekniğin daha çok ilaçlı tedavi ve psikoterapiden yarar göremeyen dirençli depresyon vakalarında kullanıldığını belirterek, hastalarda işlemden sonra sadece hafif bir baş ağrısı oluştuğunu söylüyor. Bu teknik depresyonun dışında, konuşma bozuklukları, epilepsi (sara), parkinson ve bazı felçlerde kullanılıyor.

DEPRESYONA KİMLER DAHA YATKIN?

Mükemmeliyetçi kişilikler

Başkalarını ve hayatı hep kontrol etmek isteyenler

Aşırı sorumluluk duygusu geliştirenler

Başkalarının yaşamlarına karşı aşırı duyarlılık gösterenler

Prof.Dr. Tarhan, depresyonun birçok çeşidi bulunduğunu, depresyonun unutkanlık, titizlik gibi belirtilerinin olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: "Bazen depresyon maskeli olabilir, örtülü olabilir. Kişi farkında değildir, aşırı temizlik hastası olabilir, bu daha çok kadınlarda görülür. Erkeklerde ise maskeli depresyon işkoliklik şeklinde ortaya çıkar. Kişinin sağlığıyla ilgili ciddi takıntıları olur, bu kişilere toplumda hastalık hastası denilir" diyor. Depresyonun tedavisi günümüzde mümkün. Her 100 hastadan 70'inde depresyon tedavisinin başarılı olduğunu, 30'unda ise dirençli depresyon görüldüğünü söyleyen Prof. Tarhan, "Artık dirençli depresyon vakalarının yüzde 70'ini de başarıyla tedavi edebiliyoruz" diye konuşuyor.

 

 

 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:22 Nisan 2006

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.