Bedenin mikrobik bahçesinin bakımı

Antibiyotiklerle değil, bakterilerle tedavi edilebiliriz. İşte bedenin mikrobik bahçesinin bakımı.

Antibiyotiklerle değil,  bakterilerle tedavi edilebiliriz. İşte bedenin mikrobik bahçesinin bakımı.

Son yüzyıldır doktorlar bakterilere karşı antibiyotik kullanıyor. Ama araştırmacılar, bizi evleri belleyen 100 trilyon mikropla (toplu adıyla mikrobiyom) daha aşina hale geldikçe, bu durum değişiyor. Maryland'deki Bethesda'daki İnsan Genomu Ulusal Araştırma Enstitüsü'nden Julie Segre, "Onlara karşı savaştığımızın düşünülmesine karşıyım. Bu bakteriler bizimle beraber evrimi yaşamış ve bizim sağlığımızı koruyan varlıklar "diyor. Bu yeni yaklaşıma medikal ekoloji deniliyor. Doktorlar, bedenin gözle görülmeyen ekosistemini besleyerek, enfeksiyon larla müc ade le de antibiyotiklere daha az yan etkisi olan alternatif ler bulabilir. Mikrobiyom üzerindeki araştırmalar, obezite ve diyabetin tedavisine de yardımcı olabilir. Aralarında Segre'in de bulunduğu 200'e yakın araştırmacı geçen ay insan mikrobiyomuyla ilgili bugüne kadarki en büyük araştırmayı yayınladı. İnsan Mikrobiyomu Projesi, iki yıl boyunca 242 sağlıklı insanı izledi. Araştırmacılar, bakterilerin genetik dizilimi çıkarılıp 5 milyondan fazla gene ulaşıldı. Bu proje ve diğer çal ışmalar sayesinde, bedenimizin görünmez sakinlerinin hayatlarımızı nası l şekillendirdiği ortaya çıkıyor. Araştırmalar, annelerin bebeklerin mikrobi yomlarını şek illen direrek çocuklarının sağlığını nasıl geliştirdiğine ışık tutuyor. Haziran'da PLoS One dergisinde yayınlanan bir araştırmada, Houston'daki Baylor Tıp Fakültesi'nden kadın-doğum uzmanı Doktor Kjersti Aagaard-Tillery ile meslektaşları, hamilelik boyunca vajinadaki bakteri çeşitl i l iğinin değiştiğini bulguladı. Doğum sırasında bebek, Lactobacillus johnsonii bakterisine sıvanıyor ve hatta bu bakterinin bir kısmını yutuyor. Bu bakteri, sindirim sistemine yerleşiyor ve sütün sindirimini sağlayan enzimleri üretiyor. Aagaard- Tillery'ye göre, bu bakteriyle aşılanma, bebeği ana sütünü sindirmeye hazırlıyor. Çocuk büyüdükçe, mikrobiyom ekolojik açıdan daha karmaşık hale geliyor ve bağışıklık sistemine kılavuzluk ediyor. Ancak ekolojik aksaklıklar bu kılavuzluğu sekteye uğratabiliyor. Araştırmaya göre, yüksek dozda antibiyotik alan çocuklarda alerji ve astım olma riski çok daha fazla. Ağızda da 5 bin tür bakteri barınabiliyor. Massachusetts'deki Deniz Biyolojisi Laboratuvarı'ndan Susan M. Huse, "Ne kadar yakından bakarsanız, o kadar çok bakteri buluyorsunuz" diyor. Bedenlerimiz virüslere de ev sahipliği yapıyor. İnsan "virom"unun pek çok türü, üzerimizdeki bakterilere bulaşmakta uzman. Lakin St. Louis'deki Washington Üniversitesi'nden Kristine Wylie ve meslektaşları, İnsan Mikrobiyomu Projesi'nin veritabanında saklanan DNA örneklerinde, insan hücrelerine saldıran virüsler de buldu. Mikrobiyoma mantar da dâhil. Science dergisinin 8 Haziran'daki sayısında, Los Angeles'taki Ceda rs - Sina i Has tanesi araşt ı rmacı larından David Underhill ile meslektaşları, insanın ve diğer memelilerin sindirim sistemlerinde bulunan mantar türlerini listeledi. Örneğin farelerde bilinen 100 mantar türüne ilaveten 100 yeni türü daha kayıtlara geçirdiler. Mikrobiyom pek çok hizmet veriyor. Midede mikroplar, vitaminlerle sentezleyip bitki bileşenlerini parçalıyor. Antibiyotikler ise zararlı bakterilerle birlikte pek çok yararlı türün de kökünü kazıyabiliyor. Clostridium difficile denen bakteri türü, bazen antibiyotikli tedavi gören kişinin sindirim sistemini istila edebiliyor. Antibiyotiğe dirençli C. difficile'yi söküp atmak çok zor olabiliyor. Yine de araştırmalar, zarar görmüş mikrobi yomların onarıla bileceğini düşünüyor. J. Craig Venter Enstitüsü'nden mikrobiyom projesine katılan Ba rba ra Methe, "En azından elimizdeki veriler, bunun mümkün olabileceğini gösteriyor" diyor. Bunun yollarından biri, yararlı bakteriler evlat edinmek olabilir. Ama probiyotik denen sahada bilim, satışların gerisinden gidiyor. Araştırma şirketi EuroMonitor International'e göre, 2011'de 28 milyar dolarlık probiyotik gıda ve takviye besin satıldı. Ancak bunların pek azı bilimsel testlerden geçirildi. Giderek artan sayıda doktor, C. difficile'yi tedavide dışkı nakli yöntemini kullanıyor. Sağlıklı bir bağışçıdan alınan dışkı, söz konusu bakterinin bulaştığı hastaya bir fitil gibi veriliyor. Amaç, dışkıdaki iyi bakterinin sindirim sistemine yerleşmesi ve C. difficile ile mücadeleye girişmesi. Bu yıl Alberta Üniversitesi'nin araştırmaları, bu yöntemin güvenli ve etkili olduğu sonucuna vardı. Amsterdam'daki Akademik Tıp Merkezi araştırmacıları da, dışkı naklinin obeziteyi tedavi edip edemeyeceğini inceliyor. Zira araştırmacılar, şişmanlık ile sindirim sisteminin ekolojisindeki değişiklikler arasında bağlantı kurmuştu. San Francisco'da Cal i fornia Üniversitesi mikrobiyologlarından Michael A. Fischerbach, "Her ekosistem gibi mikrobiyom da basit cevaplar bulabileceğiniz bir alan değil" diyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:02 Temmuz 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.