Atakları Günlüğünüzle Paylaşın

NPiSTANBUL Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tülin Tanrıdağ, çoğunlukla hastanın öyküsünden yola çıkarak tanı konulduğunu belirterek günlüğün önemine işaret ediyor.

"Sevgili günlük, dün akşam içtiğim şarap bana pahallıya patladı. Şu anda şiddetli bir migren atağı geçiriyorum." Bir migren hastasının tuttuğu günlükte yer alması olası cümlelerden biri bu. Doktorlar migren hastalarının günlük tutmalarının hem hastalığın tanısı hem de tedavisinde büyük önem taşıdığını belirtiyor.

NPiSTANBUL Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tülin Tanrıdağ, çoğunlukla hastanın öyküsünden yola çıkarak tanı konulduğunu belirterek günlüğün önemine işaret ediyor. Migrenden korunmak mümkün mü? Migrende tetikleyici faktörleri biliyoruz. Eğer bu tetikleyici faktörleri ortadan kaldırırsanız atakları önleyebilirsiniz. Bunları öğrenmenin bir yolu doktorun hastasına değişik şekillerde soru sormasıdır. Bazen bir kere sorduğunuzda hasta size neyin tetiklediğini söyleyemeyebiliyor. Bu nedenle soruları değişik açılardan sormalısınız. Benim bir hastam vardı; hafta içinde migreni oluyordu ancak hafta sonu hiçbir şekilde atak yaşamıyordu. Hafta içinde yaptıklarını sorguladık. Konuşma sırasında servise binerken yanına oturduğu arkadaşının parfümünün ağrısını ortaya çıkarttığını tespit ettik. Arkadaşının yanına oturmayınca migren ağrısı geçti. Bu tür ayrıntılar önemli ama bazen insanlar farkında olmayabiliyor. Tetikleyici faktörleri bilmek ve uzak durmak medikal tedaviden bile daha önemli. Migren hastası doktora gitmeden önce ne yapmalı? Hasta günlük tutabilir. Ağrının gelme zamanı, şekli, neyin tetiklediği vb. şeyler doktora gittiğinde hem tanı hem de tedavi için yararlı olur. Günlük, tedavinin işe yarayıp yaramadığını öğrenmek açısından da önemli. Atak sıklığı ayda iki veya daha fazlaysa tedavi ona göre yapılıyor. Koruyucu tedavi de verebiliyoruz. Bu tedavilerle ya ataklar azalıyor ya da şiddeti azalıyor. Doktor hastaya ne tür sorular sorar? Başın ne tarafında ağrı vardır? Ağrı ensede mi, tepede mi? Enseden gelip tepeye vuran baş ağrıları hipertansiyon kaynaklıdır. Ağrının karakterini sorarız. Yani ağrı bastırıcı mı, zonklayıcı mı? Kimi ağrıdan gözlerinin çok etkilendiğini anlatır. Ağrının şiddetini puan vererek belirtmesini isteriz. Ağrının ne kadar sürdüğünü, sıklığını da anlamaya çalışırız. Tetikleyici faktörleri sıralarız. Işıktan, sesten rahatsız oluyor mu, yiyeceklerle ilişkisi var mı, egzersizle artıyor mu vb. sorular da hastaya sorulur. Uyumak atağın geçmesini sağlar mı? Hasta, atağı tuttuğunda sakin bir ortama gider. Migren orta ve ağır şiddettedir, günlük aktiviteyi etkiler. Bu yüzden intihar edenler olduğu gibi, 'o anda silah olsa kendimi vururum' diyenler de vardır. Uyku ağrının geçmesinde etkili. Çünkü uyuduğu zaman rahatlıyor, ağrı azalıyor veya geçiyor. Kimi perdeleri kapatıp, sesten uzaklaşarak rahatlamaya çalışıyor. Migrende hastanın öyküsünü almak tanıyı koymaya yeter mi? Hemen öyküyle tanı koyuyoruz ama bazıları atlanabiliyor. Örneğin hastanın beş- altı senedir migren ağrıları var, eskiden beri gerilim tipi baş ağrısı yaşıyor ama farklı bir ağrıdan söz ediyorsa, şiddet veya tuttuğu yer olarak alışılagelenden farklıysa ve hasta 50 yaşının üstündeyse, immün sisteme yönelik kortizon tedavisi alıyorsa bu tür durumlarda mutlaka organik nedeni ekarte etmek için görüntüleme yoluna gitmemiz gerekiyor. Hastada kanser veya sistemik rahatsızlığı varsa kafamızda soru işareti olur. Migren nasıl tedavi ediliyor? Tedavi, migren ataklarının sıklığına göre değişir. Eğer ayda bir geliyorsa atağa yönelik tedavi yaparız. En basitten başlayarak ağrı kesiciler veriyoruz. Eğer bu ağrı kesiciler ağrıyı önlemiyorsa 'triptan' dediğimiz ilaç grubuna geçeriz. Eğer ayda iki veya daha fazlaysa atak koruyucu tedavi yapıyoruz. Hastayı takip ediyoruz. Hastayı yedi-sekiz ay takip ediyoruz ve durumuna bakıyoruz. Migren atağının geleceğini hissettiğinde verdiğimiz yeni jenerasyon ilaçlar var. Eğer bulantı ve kusması varsa buna yönelik ilaçlar da kullanılıyor. Yoga ve pilates atak önler İlaçların yan etkileri var mı? Ailede kalp hastalığı öyküsü varsa dikkatli olunmalı. Bu ilaçlar, genişlemiş damarı daraltır. Kalp krizi öyküsü olanlarda dikkatli olunmalı. Bazı antidepresanlar var ve bunlar kalp riski yarattığı için belli bir yaşın üstündekilere vermiyoruz. Bunlar dışında ilaçlar sersemlik de yapabilir. İlacın yaramadığı hastalar var mı? İlaç baş ağrısı olanlarda bu sorun var. Yani her ağrısı geldiğinde ilaca sarılan ve bu nedenle artık bir nevi bu ilaçlara bağışıklık kazanmış kişilerde işe yaramayabiliyor. Yaşam değişikliği öneriliyor mu? Tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi öneri-yoruz. Örneğin yoğun iş temposu içinde sizi rahatsız eden şeyler varsa 10 dakika açık havada yürümeniz olumlu etki yaratıyor. Yakın bir arkadaşınıza 15 dakika vakit geçirmek de kendinizi iyi hissettirir. Pilates ve yoga gibi sporlara da başlayabilirsiniz. Böylece ruhen ve fiziken rahatlarsınız. Akupunktur işe yarar mı? Eğer kişiyi psikolojik olarak etkiliyorsa yapılan şey akupunktur veya başka bir şey olsa da işe yarayabilir. Tedavide yenilikler var mı? Son birkaç yılda çıkan dil altı ilaç formları var. Özellikle atak nedeniyle kusması olan hastalarda bu haplar işe yarıyor. Güzelleştiren migren tedavisi Son yıllarda migren hastalığının alın ve ensede üç ayrı bölgede, deri altında bulunan ince sinirlerin sıkışması ile tetiklendiği fark edildi. Bu sinirler, yüzeyde cilde ulaşmadan önce bir kasın içerisinden geçiyor ve bu kasın hareketleri migren ataklarını tetikleyebiliyor. Yöntemi Türkiye'de Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Teoman Doğan da uyguluyor. Yöntemin üç - dört yıldır uygulandığını, çok yeni olduğunu belirten Doğan, literatüre giren hasta sayısının binin altında olduğunu söylüyor: "Yöntem, çok benzer bir teknikle yapılan alın germe ameliyatından sonra bazı hastaların migrenlerinde iyileşme olduğunu bildirmeleriyle ortaya çıkmış. Tanı migren ise hemen hemen her hasta yararlanabiliyor. Önce mutlaka bir nöroloji uzmanına görünmek ve ameliyat sonrasında da destek almaya devam etmek gerekiyor. Sonra atakların nereden başladığı belirlenmeli. Hastaya öncelikle botoks ile bir test yapılıyor. Ameliyat bölgelerine farklı bir teknikle botoks enjekte edilip bunun etkisi bekleniyor. Eğer hasta enjeksiyondan sonra atakların sayısında, şiddetinde ve süresinde azalma olduğunu bildirirse ameliyat için uygun olacağı düşünülüyor." Migren ağrıları insanın yüzündeki duyu sinirlerinden birinin tetiklenmesiyle başlıyor. Sinir beyne bir ileti yollayarak migren atağını başlatabiliyor. Bu teknikte önce hastanın migren ataklarının hangi bölgelerden başladığı belirleniyor. Cerrahi işlem şakaklar, kaşların ortası ve enseye uygulanıyor. Ameliyatlar, hemen derinin altından ve hayati dokulardan uzak yapılıyor. Serbestleştirilen sinirler de önemsiz ve neredeyse olmasa da olur denecek cinsten. Endoskopik yöntemle, yani ışıklı bir kamera ve çok ince aletlerle hem alın kırışıklıklarına sebep olan kaslar, hem de tetikleyici olan sinirin içinden geçtiği kas gevşetiliyor. Endoskopik olarak içeriden yapıldığı için hem iz kalmıyor hem de iyileşme süresi kısalıyor. Enseden başlayan migren atakları için de tam saçların bittiği yerde üç cm. kesi yapılıyor ve sinirler serbestleştiriliyor. Bu ameliyatın bir özelliği de aynı anda alın germe ve kaş kaldırma gibi estetik müdahalelerin uygulanabilmesi. Ameliyat sonrası hem ataklarda ciddi bir azalma sağlanıyor hem de alındaki kırışıklıklar yok ediliyor ve kaşlar kaldırılıyor. Ameliyat yaklaşık 1.5-2 saat sürüyor ve hastalar genellikle aynı gün eve çıkabiliyorlar. Yaşam tarzı değişikliği atak azaltır
  • Düzenli bir hayat kurun.
  • Belli saatlerde uyuyup belli saatlerde kalkmaya çalışın.
  • Ağrıyı neyin tetiklediğini belirleyin ve uzak durun.
  • Yemek saatleriniz düzenli olsun.
  • Stres azaltan sporlara, yoga, meditasyon veya pilatese yönelebilirsiniz.
  • Gevşeme ve nefes alma tekniklerini öğrenin.
  • Işıktan, gürültülü ve sizi rahatsız eden kokuların olduğu ortamlardan uzak durun.
  • Boyun kaslarınızı güçlendiren egzersizler yapın.
  KAYNAK: //www.radikal.com.tr/

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:31 Mayıs 2012Yayınlanma Tarihi:02 Mart 2007

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.