Aklın ortak ürünü olacak

İnovasyonlar insan aklının ortak ürünü olma yolunda

İnovasyonlar insan aklının ortak ürünü olma yolunda.

inovasyonPek çoklarına göre inovasyon, bir insanın bireysel yaratıcılığını kullanarak geliştirdiği bir yeniliktir. Fakat bu romantik görüşün, dünyamızı şekillendiren teknolojilerin ardında yatan yaratıcı süreç ile yakından uzaktan bir ilişkisi yoktur. Bugün yenilikler, bireysel yaratıcılığın değil, insanlığın ortak aklının ürünü olma yolunda. Dünyanın dört bir yanında yaşayan insanların iletişim ağları üzerinden birbirine bağlanması, bilim insanları ile mühendislerin ortak projeler üzerinden katkılarını birleştirmesi, başka bir deyişle hükümetlerin, özel sektörün ve akademinin işbirliği, insanoğlunun yenilik yaratma potansiyelini hiç olmadığı kadar yükseklere taşıyabilir. Bugüne dek büyük şirketlerin ana hedefi, araştırma laboratuvarlarında doğan parlak fikirleri yaşama geçirerek piyasalarda aslan payını kapmaktı. Fakat görülüyor ki gelecekte bu işi hükümetlerin, ticari şirketlerin ve üniversitelerin bir araya gelerek oluşturduğu ortaklıklar yürütecek. Bugün insanlara rahatlık ve kolaylık sağlayan, güvenliği ve sağlık hizmetlerini iyileştiren temel buluşlar onlarca yıllık geçmişin ürünüdür. Halihazırda üniversitelere ve devlete ait laboratuvarlardan çıkan yeni keşiflerin hızı yavaşlama belirtisi göstermiyor. Akademik makalelerinin ve patent başvurularının sayısında da azalma söz konusu değil. Dahası Çin ve Hindistan gibi son yılların yükselen yıldızlarının da katkısıyla bilimsel gelişmelerin ivme kazanacağını şimdiden söylemek mümkün.

ZAMAN, PARA VE SABIR KISITLI

Ne var ki bilimsel gelişmeler otomatik olarak teknolojiye dönüşmüyor. Bu dönüşüm zaman, para ve sabır gerektiriyor. İşte son yıllarda bu üç unsurda da giderek artan bir kaynak sıkıntısı söz konusu. Gerçekten de keşifleri laboratuvarlardan çıkartıp, ticari bir ürüne dönüştürmekte kullanılan geleneksel yöntemler, artık yeterli verimi sağlayamıyor. Bu sorun aşılmadığı takdirde inovasyonların bu hızda sürdürülmesi olanaksız hale gelebilir. Başka bir deyişle gelecekle ilgili bazı temel girdilerde gereken iyileştirmeler yapılmadıkça, geçmişin mirası ile geleceği kurmak hayal olabilir.

2 AŞAMADA LABORATUVARDAN PAZARA

Yeni bilimsel kavramlar, laboratuvardan pazara giden yolda iki kritik aşamadan geçer. İnovasyon sürecini başlatması bakımından önem taşıyan ilk basamak, yeni ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasıdır. Emek ve yatırım gerektiren ikinci basamak ise ortaya çıkartılan yeni ve yaratıcı fikirlerin ticarileştirilmesi, başka bir deyişle katma değer yaratan ürün, yöntem veya hizmetlere dönüştürülmesidir. Bu iki basamakta da bugün mali kaynak ve yetişmiş eleman yaşanıyor. Temel araştırmaları bu iki basamaktan aşırtmak bugüne dek büyük, çok uluslu şirket laboratuvarlarının yetki alanı içindeydi. Ne var ki bu kurumlar artık bu rolü oynama yeteneğini kaybettiler. Öte yandan girişim sermayesi şirketleri bu boşluğu doldurmaya hiçbir zaman yanaşmadı; tam tersi temel araştırma laboratuvarlarından çıkan riski azaltılmış projelere yatırım yapmayı tercih ettiler. Doğal olarak bu gidişat inovasyonun elini zayıflattı. Ham teknolojinin pazara çıkacak hale gelmesi büyük miktarlarda sermaye gerektiriyor, ancak bu yatırımların hemen hemen hepsi büyük risk içerdiği için çok uluslu şirketler temkinli davranıyor. Pek çoklarına göre inovasyonun hızını sürdürmesini sağlayacak tek çözüm, hükümetlerin, üniversitelerin ve şirketlerin işbirliği yaparak, eskinin büyük çok uluslu şirketlerinin işlevini üstlenmeleri. Bunun için de yeni bir inovasyon kültürüne ihtiyaç duyuluyor. Bu kültürün en önemli özelliği, çok sayıda küçük katılımcının uyum içinde çalışması gerekliliği.

ULUSLARARASI VERİ PAYLAŞIMI

Hükümetler arası işbirliği, iletişim ağlarına ve veri paylaşımına bağlı olarak son yıllarda giderek artıyor. Bu umut verici bir haber; ancak bu yolda çok sayıda engelin de aşılması gerekli. ARGE’den pazara giden yolun uzun ve dolambaçlı olması ülkelerin gözünü korkutuyor. Örneğin temiz enerji ve ilaç gibi sektörlerde yapılan geniş ölçekli inovasyonlar, onlarca yıllık emek ve milyar dolar tutarında sermaye gerektiriyor. Dünyanın geleceğini değiştirme potansiyeline sahip teknolojiler şu anda beklemede. Bunlara en güzel örnek kişiye özel ilaçlar, sağlık taramaları için minyatür robotlar, hava tahminlerinde kullanılması düşünülen minyatür insansız hava taşıtları. Kamunun ARGE’ye daha az miktarda mali kaynak ayırması ve şirketlere ait laboratuvarların kısa vadeli ürün geliştirmeye öncelik vermesi şu soruyu akla getiriyor: Büyük potansiyel taşıyan teknolojilere kim yatırım yapacak? BİLİM TEKNOLOJİ EKİ

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:22 Ekim 2013Yayınlanma Tarihi:24 Ekim 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.