AİLE BİREYLERİNE YÖNELİK ŞİDDET

A.A

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2006'da 295 olan aile içi cinayet davası sayısının 2008'de 292 olarak gerçekleştiğini belirterek, "Medya bu haberleri sürekli gündeme taşırsa bu sayı artmış gibi görülebilir" dedi.

Kavaf, son zamanlarda aile bireylerine yönelik şiddetin medyada daha fazla yer almaya ve görünür hale gelmeye başladığını ifade etti.

İletişim olanaklarının arttığına, çok sayıda yerel televizyon ve gazete bulunduğuna dikkati çeken Kavaf, "Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün verilerine göre, 2006'da 295 olan aile içi cinayet davası sayısı 2008'de 292 olarak gerçekleşti. Medya bu haberleri sürekli gündeme taşırsa bu sayı artmış gibi görülebilir" diye konuştu.

Medyada şiddet haberlerinin özendirici nitelikle olmaması ya da kanıksanacak derecede uzun süre gündemde yer almaması gerektiğini vurgulayan Bakan Kavaf, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii ki olumsuzluklar da gündeme gelsin. Sorun varsa gündeme gelecek, çözüm üretmek, farkındalığı yaratmak için. Ama sadece sorun gündeme taşınmamalı. İnsanların motivasyona ihtiyacı var. İnsanları neyle motive edeceğiz, olumlu rol modellerle, başarılarla. Yani bunun bir dengesinin olması gerektiğini düşünüyorum. Toplumda başarılarıyla olumlu davranışlarıyla yaptıkları iyi, güzel işlerle, olumlu rol model olan insanlar da var. Bunların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar çok. Bunların yeterince gündeme gelmediğini düşünüyorum."

ŞİDDET BİR SONUÇ

"Şiddet bir sonuç, biz sonuca müdahale ediyoruz" diyen Kavaf, zarar gören insanların zararının en aza indirilmesine ve normal hayatlarına döndürülmelerine çalışıldığını dile getirdi.

Asıl önemli olanın, şiddetin nedenlerinin ortadan kaldırılması olduğuna dikkati çeken Kavaf, "Şiddetin mağduru kadınlar çocuklar... Bunları eğitiyoruz, kendi hakkını korusun diye bilinçlendiriyoruz. Bununla birlikte onları mağdur eden kişilerin de eğitilmesi gerekir. Kadınlar ve çocuklar hakkını, hukukunu korusun ama buna neden olan o erkeklerin de eğitilmesi gerekir" şeklinde konuştu.

Bakan Kavaf, genç yaştaki erkeklerde, kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık yaratılması için er ve erbaşlara eğitim verildiğini anımsattı.
Kavaf, öte yandan şiddet mağdurlarının ilk başvurduğu kurumlarda görev alan personelin de eğitildiğini hatırlatarak, polislerin, sağlık ve adalet bakanlıkları personelinin eğitimlerinin de devam ettiğini söyledi. Kavaf, ayrıca aile araştırma merkezleri ve çok amaçlı toplum merkezlerinde bu eğitimleri başlatacaklarını kaydetti.

"ÇİZGİ FİLMLERİN DİLİ KORKUNÇ"

Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde eğitimin önemine vurgu yapan Bakan Kavaf, eğitimin de küçük yaşlardan itibaren başlaması gerektiğini vurguladı. Kavaf, şöyle konuştu:

"Bu konuda görsel anlamda TV'ler de çok önemli. Çocuklar çok etkileniyorlar. Çizgi filmlerin diline bakıyorsunuz korkunç... Şiddeti tahrik eden, özendiren bir üslup. Oradaki figürlerin, kahramanların ilişkilerine bakıyorsunuz. Hep birbirlerini yok etmek üzere bir rekabete dayanıyor. Oralardan başlamak lazım. Küçük çocuklar günde 5-6 saat bunları izleyebiliyor. Böylece zihinsel bir alt yapı oluşuyor. Halbuki bunu olumluya döndürmek gerekir. Çocuklar bilgisayarla da televizyonla da teknolojinin hayatımıza getirdiği bu imkanlardan da faydalanacak. Ama bu konuda eğer çocuk henüz kendi iradesini kullanabilecek yaşta değilse ve seçici olamıyorsa ailelerin seçici olması gerekir."


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:14 Haziran 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.