Deprem Travma Psikolojisi

AIDS semptomları gösteren yeni bir hastalık

Tıp uzmanları tuhaf bir hastalıkla karşı karşıya kaldılar. AIDS semptomları gösteren yeni bir hastalık.

AIDS semptomları gösteren yeni bir hastalık

Tıp uzmanları tuhaf bir hastalıkla karşı karşıya kaldılar. AIDS semptomları gösteren yeni bir hastalık.

Asya’da çok sayıda, ABD’de ise birkaç hasta bağışıklık zayıflığından şikâyetçi. Semptomlar AIDS’e benzese de, test sonuçları HIV negatif. Hastalıktan bir antikor sorumlu tutuluyor, ama görünürde henüz bir tedavi yok. Akciğer iltihabı gibi enfeksiyonlar sağlıklı insanlar tarafından atlatılıyorsa da bağışıklık sistemleri HIV nedeniyle zayıflayan hastalar genelde bu tür hastalıklar yüzünden hayatlarını kaybeder. Hastalık etkenleri bağışıklık sisteminin zayıflığından yararlandıkları için bunlara “fırsatçı enfeksiyonlar” (opportunistic infections) deniyor. Tıp bu arada etkili savunma araçları geliştirdi. Kandaki virüs oranını hızla düşürerek, bağışıklık hücrelerinin bozulmasını önleyen HIV ilaçları mesela. Bu sayede bu tür enfeksiyona sahip HIV pozitif hasta sayısı son yıllarda iyice azalmıştı. Fakat 2004 yılında Tayland ve Tayvan’da bu tür enfeksiyonlar yeniden çoğalmaya başladı. Hastalarda tipik AIDS semptomları görülürken, hepsi HIV-negatif idi. Bilim insanları bunun üzerinde bu hastalığı araştırmaya başladı. New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan sonuçlara göre, hastalık yetişkinlik döneminde ortaya çıkan bir bağışıklık zayıflığı. Hastalığın kalıtsal olmadığı sanılıyor. Bir enfeksiyonla mı ortaya çıktığı konusunda yüzde yüz emin değil uzmanlar, ama anlaşıldığı üzere hastalık bulaşıcı değil, yani insandan insana geçmiyor. Amerikan Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü’nden Sarah Browne, bu semptomları gösteren 106 hastayı incelemiş. Bu hastalar genelde tüberküloz ve tüberküloz benzeri akciğer hastalığı ya da diğer bir oportünistik enfeksiyona sahipti. Tüm bu hastaların kan hücrelerinde dikkat çeken şu olmuş: Hastaların %88’inde belli başlı bir otobağışıklık antikoru saptanmış. Bunlar “Interferon gamma” proteinine kenetleniyor. Bu protein, bağışıklık sistemini uyaran, dolayısıyla da enfeksiyon savaşımla önemli olan bir sinyal molekülüdür. Oysa HI-virüsleri bağışıklık sisteminin önemli hücrelerini yani yardımcı T-hücrelerini engelliyor. Fakat T-hücrelerinin bozulması da Interferon gamma’nın engellenmesi de neticede aynı sonuçları doğuruyor. İki süreç de bağışıklık sistemini dramatik bir şekilde zayıflatıyor ve beden zararsız mikroplara karşı bile güçsüz kalıyor. CUMHURİYET BİLİM TEKNOLOJİ EKİ
Paylaş:



İlginizi Çekebilcek Diğer Yazılar
  • Psikiyatri, ruhsal bozuklukların ve duygusal ve davranışsal bozuklukların kökeni, teşhisi, önlenmesi ve yönetimi ile ilgilenen tıp dalıdır. Bu nedenle
  • Metabolik sendrom, kalp hastalığı, diyabet, felç ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalık türüdür. Metabolik sendromun altında yatan nede
  • Kadın-erkek ilişkilerinde en kritik soru bu olsa gerektir. Evliliğin başlangıcında romantik duygular daha baskındır. İkinci dönemde kişilik ve güç çat
  • Nikotin bağımlılığı Kalp hastalığı, felç, kanser, akciğer hastalığı ve diğer birçok sağlık durumu riskinizi artırmanın yanı sıra, sigara içmek beynini
  • Özgüven, özsaygı, özdeğer gibi kavramları içeren ego, genler ve stres gibi pek çok faktörden etkileniyor.
  • Krampların nedenleri nelerdir? Krampların nedeni tuz eksikliği midir? Bu ne kadar doğru? Kramp sırasında ne yapmak gerekir?
  • Randevu Al