Evlilikte Cinsel Uyum

Evlilikte uyum çok önemlidir ve bunu etkileyen birçok faktör vardır. Evlilik uyumunda önemli faktörlerden biri de cinsel uyumdur. Çünkü evlilik kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsin ilişkisidir ve uyum için iki tarafın da kişilik ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Cinsellik evlilik ilişkisinde önemlidir çünkü kişiliğin bir parçası da cinsel kimliktir ve ruhsal bütünlük için insanın cinsiyete ait ihtiyaçlarının da karşılanması gerekir.

 


Cinsel ilişki iki insan arasında duyguların sadece sözle değil bedenle de ifade edildiği en yakın ve en yalın ilişki biçimidir. Ancak her insanın ilişki kurma tarzının farklı olduğu gibi cinsellik de son derece öznel bir yaşantıdır ve insanlar cinsellikle ilgili beklentiler ve ifade biçimlerinde çok farklıdırlar. Evlilikte cinsellik, fizyolojik yanıtlar temelinde gelişen, psikolojik ve iletişimsel yanı da olan çok boyutlu karmaşık bir süreçtir. Kişinin cinsel yaşamı biyolojik yapısından, yaşam koşullarından, içinde yetiştiği ve yaşadığı kültürel çevreden etkilenir. Bu nedenle de sorunsuz, uyumlu bir cinsel yaşam için neyin gerekli olduğunu, cinsellikte neyin normal neyin ise anormal olduğunu söylemek oldukça zordur. Eşlerin cinsel yaşamında olması veya olmaması gerekenler iki kişinin beklentisine bağlıdır diyebiliriz. Bu beklentilerin anlaşılması için eşler arasında açık bir iletişim olması gerekir. Beklentilerin anlaşılması ve ortak bir noktada buluşulması hemen olmaz, evlilikte cinsel uyum zaman alır ve çaba gerektirir.

Evliliğin bütününün sağlıklı olması için hem eşler arasındaki iletişimin hem de cinselliğin sorunsuz gitmesi gerekir ve her iki alandaki sorunlar da birbirini etkiler. Araştırmalar cinsel işlev bozuklukları ve evlilik sorunlarının çoğunlukla bir arada görüldüğünü ortaya koyuyor. Ancak öncelik sırası farklı olabiliyor, yani bazen evliliğin başka alanlarındaki sorunlar cinsel uyumu etkiliyor, örneğin parasal konulardaki sıkıntılar veya iletişimsel çatışmalar cinsel ilgi ve isteğin azalmasına sebep olabiliyor. Bazen de cinsellikteki sorunlar evlilik uyumunu bozuyor.

Toplumda bazı yanlış inanışlar var. “Birbirini seven, iyi anlaşan çiftlerin cinsel yaşamları da iyidir” diye düşünmek yanlış bir inanış, evlilik uyumunun iyi olması eşlerin cinsel sorun yaşamalarına engel değildir. Yine aynı şekilde “Cinsel yaşam iyi ise evlilik iyi gider” demek de yanlıştır, cinselliğin iyi olması evliliğin bütününün de mutlaka iyi gideceğini göstermez. Ancak şu da bir gerçek ki; eşler arasındaki ilişki uyumluysa cinsel sorunlar çözülebilir ve cinsel uyum sağlanabilir. Çünkü sorun çözme önemli bir ilişki kurma becerisidir, dolayısıyla evlilikte ve cinsellikte mutluluk çiftlerin iletişim becerileri ile ilişkilidir. Öte yandan evliliğin diğer alanlarında sorun devam ediyor olsa bile terapide çiftlerin cinsel yaşamdaki sorunlarını çözmelerini sağladığımızda evliliğin diğer alanlarındaki sorunların çözümünün de kolaylaştığını, hatta bazen kendiliğinden çözüldüğünü görüyoruz, çünkü cinsellik çok yakın bir ilişki biçimidir ve insanda doyum duygusu sağlayan bir yaşantıdır, bu alanda yakınlığın ve olumlu duyguların yaşanması kişilerin birbirlerine ve yaşamlarına bakışına pozitif etki edebiliyor.

Sonuç olarak; evlilikte cinsel uyum süreci birlikte öğrenme sürecidir ve iletişim gerektirir. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için eşlerin sorunlarını konuşabilmeleri, bundan çekinmemeleri, cinsel konularda bilgilenerek hem cinselliği hem de birbirlerini tanımaya çalışmaları gerekmektedir. Bu noktada eşlerin bazen uzman yardımına ihtiyacı olabiliyor. Çünkü toplumumuzda cinsellik hala çok rahat konuşulan bir konu değil. Cinsel eğitim ne okullarda ne de aile içinde yeterli şekilde verilmiyor ve çoğu insan cinselliği gelişme çağında kulaktan dolma bilgilerle çevreden, arkadaşlardan ediniyor, dolayısıyla eksik hatalı bilgiler kulaktan kulağa, geleneksel çarpıtmalarla birlikte yayılıyor. Toplumun genelinde yaygın olan bu bilgiler herkes tarafından böyle bilindiği için de bir süre sonra doğru kabul ediliyor.

Cinsel bilgi eksikliği veya yanlış bilgilenmeler insanın zihninde cinsellikle ilgili hatalı düşünce şemalarının oluşmasına neden olur. Bu düşünce şemaları da aşırı kaygıya, suçluluk duygularına, gerçekçi olmayan beklentilere ve başarma-başaramama korkusu gibi sonuçlara yol açarak çeşitli cinsel işlev bozukluklarına zemin yaratır.

Cinsel sorunların tedavisinde; cinsel bilgi eksikliklerinin giderilmesi, eşler arasında uyumun sağlanması için cinsel iletişimin zenginleştirilmesi, hatalı düşünme biçimleri ve davranışlarının fark edilmesi ve bunların yerine doğru, olumlu düşüncelerin, davranışların geliştirilmesi sağlanmaya çalışılır.
 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:13 Ocak 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.