Alt Islatma

Çocuklarımızın tuvalet eğitimlerinin 4 yaşından itibaren tamamlanmasını bekleriz. 4 yaşını geçtiği halde kuru kalamama/alt ıslatma aileler için sorun teşkil eden bir durumdur. Tıpta "Enüresis" olarak tanımlanır. Alt ıslatma çok yaygın bir sağlık sorunudur. 5 yaş civarında  % 15-20, 10  yaş civarında % 5,gençlikte % 2 ve yetişkinlerde de % 1 oranında alt ıslatma sorunu devam etmektedir. Alt ıslatma erkeklerde daha yaygın görülmekle birlikte, her iki cinsiyet için de oldukça kabullenmesi zor bir durumdur. Özellikle yaş ilerledikçe psikolojik ve sosyal bir çok soruna yol açar. Tedavi edilmediği takdirde kişinin hayat kalitesinde ve duygusal dünyasında ciddi yaralanmalar oluşabilir.

Alt ıslatmanın 2 tipi vardır. Bunları birbirlerinden ayırmak tedavi açısından oldukça önemlidir. Birincil (primer) tipte çocuğumuzun hiç kuru kalmadığını, 4 yaşını geçmesine rağmen gece veya gündüz idrar kaçırmanın devam ettiğini görürüz. Alt ıslatma vakalarının bütük çoğunluğu primerdir ve kalıtımsal yönü oldukça ağır basar. Fizyolojik veya organik sebeplere de dayandırılabilir: uyku ağırlığı,mesane küçüklüğü ve işeme sisteminde olgunlaşma (maturasyon) gecikmesi gibi. Çoğunlukla psikolojik bir yönü yoktur. Ancak tedavi edilmediği takdirde psikolojik sorunları da beraberinde getirir. İkincil (sekonder) tipte ise çocuğumuz tuvalet eğitimi sonrası en az 6 ay boyunca kuru kalmayı başarmış, ancak sonrasında alt ıslatmalar başlamıştır. Fizyolojik ve psikolojik nedenlere bağlı olarak gelişir. İdrar yolu enfeksiyonları,  böbrek rahatsızlıkları, ve şeker hastalığı gibi fiziksel nedenlerle ortaya çıkabileceği gibi yeni kardeş doğması, çeşitli ailevi sorunlar, travmalar, okulda başarısızlık veya arkadaş uyumsuzlukları gibi psikolojik nedenler de tetikleyici olabilir.
Alt ıslatma tedavisinde öncelikle doğru tanı çok önemlidir. Birincil (primer) tip ise mutlaka fizyolojik muayene esastır. Sekonder tipte psikiyatrik tedavi önemlidir. Çocuğun yaşadığı sosyal-psikolojik sorunlara göre psikolojik destek de uygundur.

İlaç tedavisine ek olarak alarm cihazı kullanılarak veya gece çocuk uyandırılarak, gece tuvalete uyanma davranışını yönünde vücudun eğitilmesi; davranış çizelgeleri ile tuvalet düzeni sağlanması, kuru gecelerin artması ile çocuğun pozitif geribildirimlerle duygusal açıdan da güçlenmesini destekleyici yöntemlerdir.
Tedavide aile tutumları da oldukça önemlidir. Alt ıslatma problemi özellikle okul çağındaki, ergenlik dönemindeki çocuklar için özgüveni zedeleyici, beden imajını yaralayıcı bir durumdur. Alt ıslatmanın okul başarısızlıkları, depresyon, anksiyete bozuklukları gibi farklı psikiyatrik sorunlara da yol açtığı bilinmekte; gençlik döneminde sosyal iletişimleri olumsuz yönde etkilediği gözlenmektedir.
Aileye düşen görevler şu şekilde sıralanabilir:

- Çocuğumuza bu sorunun onun kişiliğindeki bir olumsuzluktan kaynaklanmadığı, onun hatası olmadığı açıklamalıyız.
- Çocuğumuzun özel yeteneklerini, başarılarını ön planda tutarak; alt ıslatmayı aile içinde veya çocuğun  hayatında önemli ve birincil olarak çözülmesi gereken bir sorun olmaktan uzak tutmalıyız.
- Çocuğumuzu sıvı tüketimi ve tuvalet ziyeretlerinin düzeni konusunda yönlendirmeliyiz. (Yatmadan önce yaklaşık 2 saat sıvı tüketmeme-yatmadan önce tuvalet ziyareti gibi)
- Tuvalete gitme, gece kalkma gibi davranış çizelgelerini planlayıp; bu çizelgelerin çocuğumuz kontrolünde olması konusunda yönlendirici olmalıyız.
- Davranış çizelgelerini, kuru kalınan günlere vurgu yapılarak, sık sık ödüllendirilmeli.

 

- Alt ıslatma sorunu yaşandığında çocuk temizlik sürecine(yatak, kıyafet vs.) dahil edilemeli. Kuru kalması için altı kesinlikle bağlanmamalı.

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:07 Mayıs 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.