AİLENİN TUTUMU TETİKLİYOR

BEBEĞİM DERGİSİ/MAYIS
 
Çocuğunuz; içine kapanık, dış dünyayla ilgisi olmayan, konuşmayan, çekingen, soru sorulduğunda cevap vermeyen bir çocuksa dikkat!

 


Çocuğunuz; içine kapanık, dış dünyayla ilgisi olmayan, konuşmayan, çekingen, soru sorulduğunda cevap vermeyen ve iletişim konusunda yetersiz biri ise “Sosyal Fobi” sorunu yaşıyor olabilir. İşte, size yardımcı olabilecek ipuçları…

İnsan ilişkilerinde nasılsınız?

Bir toplantıda, arkadaş buluşmalarında veya iş görüşmelerinde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Yoksa korku ve kaygılarınızla bir iç savaş mı yaşıyorsunuz?

Peki, bunun altında yatan nedenlerin çocukluk dönemiyle bağlantılı olduğunu biliyor musunuz?
Evet, çocukluk döneminde yaşanan birçok faktör, sizin girişimci ruhunuzu etkileyebiliyor. Nasıl mı? İşte bunun cevabını da Reem Nöroloji Merkezi'nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz verdi. Her insanın kendine özgü bir mizacı olduğunu söyleyen uzmanımızın önerilerini dikkate alarak pek çok kişinin yaşadığı bu duygu durumlarını ileride çocuklarınızın da yaşamamasını sağlayabilirsiniz. Böylece toplum İçinde kendini özgürce ifade edemeyen ve sosyal fobi sorunlarıyla kendi içine kapanan çocukların, iletişim konusunda yetersiz olmalarının önüne geçebilirsiniz.

KEKEMELİĞE NEDEN OLABİLİR

Çocukların sosyal ortamlardan uzak durması ve çekingen davranışlar sergilemesi, konuşma ve vücut diline de yansımaya başlayabilir, Ellerin titremesi, terleme, kekeleme, göz kontağı kuramama, kalbin çok hızlı atması ve yüzün kızarması kolayca tespit edilebilen kaygı belirtileridir. Birden ortaya çıkan bu davranış belirtileri ve çocukta gelişen kekemelik, sosyal fobi yönünden araştırılmalıdır.

Kekemelik, sosyal fobinin daha da ağırlaşmasına ve kişinin daha fazla stres yaşamasına neden olabilir. Sosyal fobi yaşayan kişilerin, ilişki kurmaktan ya da performans sergilemekten kaçınmalarına, bu döngünün neden olduğu söylenebilir. Korkulan eylemin gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğu durumlarda, kişi yoğun bir kaygı ya da sıkıntı yaşayarak bu duruma katlanmaya çalışır. Belirtilen kaygı işaretleri panik atak ile karıştırılabilinir. Birbirine çok benzeyen bu belirtilerin yaşandığı durumlarda, kişinin paniğini tetikleyen duygunun tespit edilmesinde fayda vardır.

HER BİREYİN MİZACI FARKLI

İnsanlar, doğuştan kendilerine özgü bir mizaç ile dünyaya gelir. Mizaç; kişinin davranışının bütün görünümlerini, dünyayı, İnsan ilişkilerini anlamasını belirgin biçimde etkileyen uzun süreli ve dayanıklı içsel yaşantıdır. Bazı bebekler İletişim kurmaya çok yatkınken, bazıları çok çabuk ağlar ve huysuzlanır. Büyük çoğunlukla bu özelliklerini erişkinlik dönemlerine de taşırlar.
 
Fobik uyaranlarla karşılaşan çocuklar yaşadık-'arı sıkıntıyı tam olarak adlandıramayabilir. Bu nedenle çeşitli dışavurumlarla sıkıntı yaşadığını hissettirir, Anksiyete, ağlama, huzursuzluk gösterme, donakalma, anneye, babaya ya da güven duyduktan herhangi birine sıkıca sarılma; çocukların gösterdiği davranışlardan bazılarıdır. Herhangi bir hastalıktan, medikal ilacın yan etkilerinden şüphelenmediğiniz ve şikayetlerin 6 aydan fazla sürdüğü durumlarda çocuğun sosyal kaygı taşıyor olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Her çekingen ya da utangaç çocuğun ileride sosyal fobi yaşayacağını söylemek doğru olmaz. Bazı çocuklar doğuştan getirdikleri kişilik özellikleri doğrultusunda diğer çocuklara göre daha fazla içlerine kapanık, daha az girişken ya da kısacası birçok özellikleri ile yaşıtlarından daha pasif olabilirler.

AŞIRI BAĞIMLILIK VE SOSYAL FOBİ


Okul çağı çocukları, birtakım ortak davranış özellikleri gösterirler. Anne ya da babadan kolay ayrılamama bunlardan birisidir. Elbette çocuğun kendisini okula getiren ebeveynden ayrılamamasının çeşitli nedenleri vardır. Eğer çocuk çeşitli yalanlar söylenilerek kandırılmış ve verilen sözler yerine getirilmemişse, anne-babadan ayrılmak istemeyebilir. Sosyal fobi yaşamaya eğilimli çocuklarda ise kaygı genellikle sosyal ortamda bulunmaktan dolayı yaşanır ve yatıştırılmakta zorlanılır. Sosyal fobi yaşamaya eğimli çocuklar, okul çağına kadar kalabalık yerlerden kaçınmanın bir yolunu bulmuşken okul hayatıyla beraber bu durum ortadan kalkar.
 
O zamana kadar çeşitli huzursuzluk belirtileri göstererek kalabalık yerlere gitmek istememiş olabilir, ancak okuldan kaçmanın bir yolu yoktur.

Aslında okul yaşamı, sosyal fobi eğilimindeki bir çocuğun tedavisine olumlu gelişmeler ve katkılar sağlayan bir süreçtir. Bu sorunu yaşama ihtimali olan çocuklar, sınıf içerisinde çok sessiz olurlar ve kendi hallerindeki tavırları ile birçok öğretmenin gözdesidirler. Sınıftaki varlıkları ancak bir şey sorulduğunda hissedilir. Fakat bazen bu çocuklara soru sorulduğunda cevap almak mümkün olmayabilir. Bu durum çocukların bildiklerini ifade edememelerine neden olur ve akademik başarılarını düşürür,

SOSYAL FOBİYİ TANIYIN


Sosyal fobi sorunu yaşayan pek çok çocuk, "Ya yanlış bir şey söylersem", "Ya arkadaşlarım benimle dalga geçerse", "Ya yüzüm kızarırsa", "Ya öğretmenim beni arkadaşlarımın yanında küçük düşürürse" gibi yanlış düşüncelere kapılabilir. Korku ve panik duyguları ile birlikte gelen kaçınma davranışı, ilerleyen yıllarda görülecek olan genel sosyal fonksiyondaki bozukluğun habercisidir. Eğer çocuğun fobik kaçınmaları öğretmeni tarafından tespit edilemezse, akademik başarısının düşük olduğu ve IQ sorunu yaşadığı düşünülebilir,

Zorunlu eğitimi tamamladıktan sonra okula devam etmeme ve başkalarından izole bir şekilde çalışma yapmak da, sosyal fobinin muhtemel sonuçları arasındadır.

Bu soruna eğilim gösteren çocuklar, kalabalık ortamlardan olabildiğince kaçınırlar, Kaçınmanın mümkün olmadığı alanlarda ise kaygılı olduklarını belli eden davranışlar sergilerler.

--Kaygılı davranışlar sergileyen çocuklar etrafındakiler tarafından (başlangıçta öyle bir niyetleri olmasa bile) eğlence konusu olabilirler.

- Başkalarının zevk alacağı aktlviteler içerisinde bulunmak istemezler.

- Oyun parkına gitmek, arkadaşlarının evinde buluşmak, tanıdığı birine selam vermek, tanıdığı ya da tanımadığı birisi İle sohbet etmek, arkadaşlarını bir yere davet etmek onlar İçin çok zor, hatta imkansızdır.

- Okulda performans sergilemeleri gereken dersler için haftalar öncesinden kaygılanmaya başlayabilirler ve bu kaygı, yeteneklerinin ve çalışmalarının çok altında başarı göstermelerine neden olabilir.

YAN BOZUKLUKLAR ÇIKABİLİR

Sosyal fobi yaşayanların başka birtakım muhtemel rahatsızlıklar göstermeleri mümkündür. Herhangi bir nesne ya da obje fobisi, agorofobya, majör depresyon, aşırı alkol ya da madde kullanımı ve bağımlılık sosyal fobi yaşayanların yaklaşık olarak yüzde 70-80'inde görülen komorbit (ek, yan bozukluk) rahatsızlıklardır.

Sosyal ortama çıktığı zaman kaygılanan, başkalarının onu aşağılayacağını düşünen birisi, zamanla hayatında herhangi bir çatışma yaşamak istemediği ve bundan korktuğu için kendisini eve kapatabilir. Bir şeyleri yapmak isteyip de yapamamak ise kişiyi majör depresyona itebilir. Sosyal fobi yaşayan kişiler aslında birileri ile iletişim içerisinde olma ihtiyacı hissederler ve buna engel olan davranışsal etmenler yüzünden muvaffak olamazlar.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:17 Mayıs 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.