Ramazan'da ilaç kullanan hastalar ne yapmalı?

Hem oruç tutan hem de ilaç kullanan hastalar ne yapmalı? İlaçlarını nasıl kullanmalı? İşte uzmanlardan Ramazan önerileri.

NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nden Dr. Gökben Hızlı Sayar anlattı: 

Ramazan ayına girmemiz nedeniyle son günlerde hastalarımızın sık sorduğu sorular, “oruç tutabilir miyim?” ve “ramazanda ilaçlarımı nasıl almalıyım?” Psikiyatristlerin, Ramazan ayında hastalarının genel durumları ile ilgili endişeleri şunlardır:

Gün içi alınması gereken ilaçlar ne olacak? vücudun susuz kalması nedeniyle doz ayarlaması gerekir mi? Psikiyatrik belirti alevlenme olur mu?

Oruç tutmanın insan ruh sağlığı üzrine çok sayıdaki olumlu etkisinin yanı sıra, Ramazan boyunca, ruhsal hastalığı olmayan kişilerde de uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, kaygı ve kolay sinirlenme görülür. Bunlar vücudun açlık ve susuzluğa verdiği normal tepkilerdir. Bipolar bozukluğu olan hastalarımızın ilaç kan düzeyleri sabit gitse dahi, uykusuzluk, kaygı gibi faktörler nedeniyle manik alevlenme yaşama riskleri artmaktadır. Bu sebeple, geçmişte mani öyküsü olan hastalarımızın, oruç tutmayla ilgili kendilerine özel önerileri mutlaka hekimlerinden almaları gerekmektedir.

Ağır ruhsal hastalığı olan hastalar için, oruç makul olmayabilir. Fakat oruç tutmak isteyen kişinin orucunun engellenmesi de kişi de suçluluk hissi ve eksiklik duygusu yaratır. Eğer ağır hastalık ve yüksek bir risk yoksa, Ramazan ayında psikoterapi desteği alarak oruç tutulması sağlanabilir. Aktif hastalık belirtisi olmayan, halen koruyucu ilaç tedavisinde olan hastalarımızın ise ilaç düzenlerini aksatmadan oruç tutmaları mümkün olacaktır. Genellikle öneri, sabah ilaçlarını sahurda, akşam ilaçlarını normal zamanlarında alınması; öğlen ilacı varsa mutlaka hekimine danışmasıdır.

Genellikle öğlen ilaçları ya iptal edilir, ya da kan düzeyi tutturulması için önemli bir doz ise akşam ilaçlarına eklenir. Ancak mutlaka kişi kendi hekiminden öneri almalıdır. Susuzluk sebebiyle, özellikle lityum gibi, böbrek çalışmasına bağlı ilaçların kan düzeyleri artabilir. Açlık ve kan şekerindeki düşüş sebebiyle de valproik asit gibi, karaciğerden geçen ilaçların farmakokinetiği değişir. Bu ilaçlara Ramazan ayında oruç tutan kişilerde doz ayarlaması yapmak gerekebilir. Antidepresan ve antipsikotik alan hastalarda, antikolinerjik yan etki olarak bilinen ağız kuruluğu, susuzluk ve bazen izlenen kafa karışıklığı (konfüzyon) belirtileri artabilir. Ramazan ayında oruç tutanlarda bu dönem daha uzun etkili ve günde tek doz alınacak, yan etkisi daha az ilaçlara geçmek bir çözüm olabilir.

Ramazan boyunca psikiyatriyi ilgilendiren bir diğer durum da alkol ve sigara alışkanlığı ya da bağımlılığı olanların bir kısmının, Ramazan boyunca bu maddeleri almamasıdır. Kafein kullanımındaki düşüş de önemlidir. Kişilerde bu maddelerin azalmasına ya da yoksunluğuna bağlı belirtiler sıklıkla izlenir. Bunun için önleme alınmalıdır. Sigara ve kafeinin azalması, karaciğerde bu ikisi tarafından yıkımı hızlandırılan ilaçların kan düzeyini de etkileyecektir. Sitokrom p 450 1A2 olarak adlandırılan enzim tarafından yıkılan ilaçları kullananlarda mutlaka doz ayarlaması yapmak gerekecektir, aksi takdirde bu ilaçların kan düzeyleri bir anda yükselecek ve yan etkiler artacaktır.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:20 Temmuz 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.