Maneviyatla zayıflamayı dengelemeli

Maneviyatla ve konuşarak 23 kilo veren bir kişinin hikayesi…

Maneviyatla ve konuşarak 23 kilo veren bir kişinin hikayesi…

On yıl boyunca ashtanga yoganın bağımlısı oldum. Beni güçlendirdi. Kendimi spor salonuna giden insanlardan üstün hissetmemi sağladı. Ama beni incecik yapamadı. zayiflamakAshtanga yoga, terleten "vinyasa"nın ("Sırt üstü uzanın" gibi talimatlarla eğitmen eşliğinde yaptığının bir dizi günlük hareket) atası sayılır. Müzik yoktur ve çok az konuşulur. Yeni yetme erkek çocukları için yaratıldığı düşünülür ve genelde eski uyuşturucu bağımlıları ve stresli kişilerin ilgisini çeker. Ben ikinci grupta yer alıyorum. "Sabreden derviş muradına ermiş" ve "acıyla yoğrul", Hindistan'ın Mysore şehrinde yetişen merhum ashtanga gurusu Sri K. Pattabhi Jois'in sloganları arasında. Manhattan'ın Jois'i ise, stüdyosu şehir içinde yeni müritlerle dolup taşan büyülü bir vaha olan Eddie Stern'dir. Gwynet Paltrow ve Madonna'nın yanı sıra en sevdiğim eski eğitmenlerimin hepsinin, ismi daima fısıltı şeklinde, saygılı bir ses tonuyla telaffuz edilen Eddie ile çalışmış olduğunu fark etmem sadece birkaç ay aldı. Haftada en az üç gün çalışmak gerektiğini de öğrendim. Gerçi en makbulü altı gün. Mysore'ye yaptığım bir yolculukta, süt ürünleri, alkol, et ve şekerden kaçındım. Şafak vakti yapılan yoga seanslarında zinde olabilmek için her akşam 9'da yattım. Bikinimle aynanın karşısına geçip, "Yoga gerçekten bana yarıyor" diye düşündüğümü hatırlıyorum. New York'a döndüğümde, Eddie'nin stüdyosunda çalışmak için can atıyordum. Kendimi aileden biri gibi hissetmeye başlamıştım. Ashtanga yapmak yarı-zamanlı bir iş gibiydi. Evden stüdyoya kadar yürüyüp yoga yapana, bir arkadaşımla kahvaltı edip eve yürüyene kadar günü yarılamış oluyordum. Ama kendimi suçlu değil, erdemli hissediyordum. Ziyafetlere yeniden başlamış olmamın zararı yoktu. Yoga mat'ımın üzerine oturduğum ve Eddie'nin stüdyosundaki esnek ve güzel insanlarla çevrili olduğum sürece, kilo almayacağıma emindim. Arkadaşlarımdan biri yoga sırasında yaktığım kalori miktarıyla ilgili ne zaman endişelerini dile getirse, "Kalorinin önemi yok ki" gibi bir şey söylerdim. Spor salonlarının yanından geçerken, birer hamster gibi televizyon izleyerek koşu bantlarının üzerinde yürüyen insanlara acırdım. Onlara fark attığımı düşünüyordum. Yedi yıl sonra nişanlanmış ve Los Angeles'a taşınmıştım. Öyle bir noktaya gelmiştim ki, ellerimin üzerinde durup zarif bir şekilde sırt üstü düşüyor ve ayağa kalkabiliyordum. Göbek kısmım biraz yumuşamıştı. Doğru, haftada üç kere yoga yapmayı bırakmıştım. Ama düğünümü planlıyordum ve birden bire kişisel bir spor hocasıyla çalışmak istedim. Profesyonel bir plaj voleybolcusu olan Alyma Dorsey'le, yaşadığım apartmanın bodrumundaki spor salonunda yaptığımız ilk egzersiz seansında, gururla yoga sayesinde çok formda olduğunu söyledim. Alyma çok kibardı ve beni mutlu ediyorsa devam etmem gerektiğini söyledi. Egzersiz sonrası yattım. Ertesi gün uyandığımda yürüyemez haldeydim. Ama kısa süre içinde ağırlık aletlerini kaldırmaya başladım. Alyma'nın olmadığı günlerde bir zamanlar alay ettiğim hamsterlar gibi televizyon seyrederek koşu bandında hızlı hızlı yürüyordum.Aynı zamanda en sevdiğim yoga eğitmenlerimin ikisinin kondisyon bisikletine bindiğini ve Eddie'nin stüdyosundaki çok güzel kadının da her gün koştuğunu fark ettim. İki aylık çalışmanın sonunda 23 kilo vermiş ve iki beden küçülmüştüm. Vücudumun her yeri sıkılaşmıştı. Yoga seanslarım 90 dakika sürerken, sonuç almak için haftada birkaç gün 45 dakika kardiyo yapmam yeterli oluyordu. Yoga eğitmenim Loren Russo'ya yalan söylemeye başladım. Alyma'yla yaptığım yoğun, terletici egzersizleri itiraf etmek yerinde, çok işim olduğunu söyledim. Kafası karışan Loren, her zamankinden iyi göründüğümü fark etti. Düğünde incelen vücut hatlarım ve sıkılaşan giren kollarımla ilgili çok sayıda iltifat aldım. Bazıları sırrımı öğrenmek istedi. Fısıldayarak, "Yogayı azalttım" dedim. Şimdi sadece haftada bir kez, meditasyon, esneme ve sosyalleşme amacıyla yoga yapıyorum. Loren geçenlerde eskisi kadar esnek olmadığımı söyledi ve ben de sonunda bir spor hocasıyla çalıştığımı itiraf ettim. Gülümsedi ve "Ne güzel" dedi. O gün onun yanından ayrılırken, yoganın temel amacının hafiflemek değil, aydınlanmak olduğunu fark ettim. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:02 Ocak 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.