Kadınların yarısı şiddet görüyor

Kadınların yarısına yakını en az bir kere şiddet görüyor.

Kadınların yarısına yakını en az bir kere şiddet görüyor. Türkiye’ de kadınların yüzde 41.9’u yaşamları boyunca en az bir kere fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor.

Bahçeşehir Üniversitesi araştırmalarının sonuçlarına göre, Türkiye’ de maddi durumu iyi olmayan kadınların yüzde 50.0’si şiddet görürken, yüksek gelirli kadınların yüzde 27.2’si şiddete maruz kalıyor. kadinsiddetTürkiye’de okuma yazma bilmeyen kadınların yüzde 43’ü hayatlarında en az bir defa fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtirken, bu oran yüksek öğrenim gören kadınlarda yüzde 12.0'yi buluyor. Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları tarafından çıkarılan, Uzman Psikolojik Danışman Fulya Kurter ve Prof. Dr. Jacqueline S. Mattis’in kaleme aldığı "Türkiye’ de Uygulamacıların Gözüyle Psikolojik Danışmada Kültüre Duyarlı Olma" kitabının lansmanı yapıldı. Lansmanda Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden "Aile İçi Şiddet", "Kadına Yönelik Şiddet", "Cinsel Şiddet", "İntihar2, "Askeri Travmalar" gibi 12 farklı konuda yapılan araştırmanın sonuçları ve 45’in üzerinde uzmanın vurguladığı örnek durumlar ve izlenimler katılımcılar ile paylaşıldı.

BİR-İKİ TOKAT ŞİDDETTEN SAYILMIYOR

Türkiye' de şiddet döngüsünü kırmanın önündeki en büyük engelin halk arasında şiddetin ne olduğunun anlaşılmaması olduğuna dikkat çekilen kitapta, araştırmalara göre çoğu kadın için "bir iki tokat" şiddetten sayılmıyor. Kadınlar tarafından psikolojik, ekonomik, sosyal ve cinsel şiddetin ne olduğu bilinmiyor ve eşler arasında zorla cinsel ilişki kadınlık görevi olarak algılanıyor. Aile, komşu ya da herhangi bir kişi ile görüştürülmemesini ise kadınlar eşlerinin kıskançlığına bağlıyor.

EŞLER HASTA EŞLERİNİN TEDAVİLERİNE KASTEN ENGEL OLUYOR

Yapılan araştırmaya göre kadınlara yönelik şiddet, fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik, eğitimsel, tıbbi ve sosyal veya ilişkisel şiddet olarak yedi başlıkta toplanıyor. Fiziksel ve cinsel şiddetin yanında eşler, kadınların veya kızlarının eğitim alma fırsatına engel oluyor. Eğitim almak isteyenleri tehdit ediyor, herhangi bir maddi kaynağa erişimden uzak tutuyor ya da onların çalışma, para kazanma fırsatına, hakettiği halde mirasçı olmasına engel yaratıyor. Tıbbi yönden de kadınları veya kızları güç duruma sokacak şekilde ihtiyaç duydukları tedaviye kasten engel oluyor veya bu konuda şartları zorlaştırmak gibi davranışlar içerisine giriyor. Kitabın yazarı Uzman Psikolojik Danışman Fulya Kurter, "Şiddet hayatın her alanında var ve çok değişik şekillerde karşımıza çıkıyor. Ancak şiddet gören bireyler korku ve suçluluk içinde yaşadıkları için şiddeti gizlemeyi tercih ediyorlar" dedi.

YÜKSEK ÖĞRENİM GÖREN KADINLAR YAŞADIĞI ŞİDDETİ PAYLAŞMIYOR

Yapılan araştırmanın bir diğer çarpıcı noktası da Türkiye'de toplumun hemen her sosyal tabakasında şiddet yaşandığına dair veriler. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; Türkiye’de okula gitmemiş veya ilkokulu bitirmiş kadınlar arasında fiziksel şiddetin yaşam boyu görülme sıklığı yüzde 52, ilköğretimin ikinci seviyesini tamamlamış kadınlarda yüzde 40, lise veya daha yüksek bir okulu bitirmiş kadınlarda ise yüzde 25 oranında bulunuyor. Bir diğer araştırmaya göre de okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir defa fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 43 iken, yüksek öğrenim gören kadınlar arasında bu oranın yüzde 12 olması, yüksek öğrenim gören kadınların yaşadıkları şiddeti paylaşmak konusunda daha ketum olabileceklerini düşündürüyor. Bu veriler ışığında şiddete yalnızca eğitim seviyesi düşük kadınların maruz kalmadığı sonucu çıkarılabilir.

FİZİKSEL ŞİDDETE ‘SÜREKLİ’ MARUZ KALMA ORANI (%)

Okula gitmemiş veya ilkokulu bitirmiş kadınlar 12.6 İlköğretimin birinci seviyesini tamamlamış kadınlar 9.1 İlköğretimin ikinci seviyesini tamamlamış kadınlar 12.3 Lise veya daha yüksek bir okulu bitirmiş kadınlar 7.9

KADIN ŞİDDETTE DOĞU İLE BATI ARASINDA DERİN UÇURUM

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin doğusu ile batısı arasında kadına yönelik şiddet konusunda önemli bir uçurum bulunuyor. Uzmanlara göre, Türkiye'nin doğusu ile orta batısı arasındaki derin uçurumun, daha köklü bir biçimde yapılması gereken politika değişikliklerine de işaret ettiğini ve bu bölgelere yapılan eğitim yatırımlarının acilen değerlendirilmesi gerekliliğini söylüyor.

FİZİKSEL VEYA CİNSEL ŞİDDETE MARUZ KALMA ORANLARI (%)

Kuzeydoğu Anadolu 57.1 Orta Anadolu 52.8 Ortadoğu Anadolu 51.5 Guneydogu Anadolu 51.1 Batı Karadeniz 46.6 Doğu Karadeniz 42.6 Batı Anadolu 44.1 Akdeniz 44.0 Istanbul 39.4 Doğu Marmara 38.5 Ege 34.7 Batı Marmara 26.2

"TÜRKİYE' DE ŞİDDETİ NORMALLEŞTİREN KÜLTÜREL İDEOLOJİLER VAR"

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, Türkiye'de şiddeti destekleyen kültürel bakış açılarının ve ideolojilerin altını çizerek "Türkiye'de kadına yönelik şiddeti destekleyen birçok deyim bulunuyor" dedi ve şöyle devam etti: "'Kadının sırtından sopayı, karnında sıpayı ihmal etmeyin'. Bu kültürel deyimlerden yalnızca biri. Şiddetin kullanımı ve onu haklı gösterme konusunda bir diğer deyim ise, 'Dayak cennetten çıkmadır'. Dayağın cennetten geldiğini söylediğiniz zaman ne olur? Saldırgan, şiddet içeren davranışını haklı göstermiş olur. Saldırılan birey, şiddete neden katlanması gerektiği konusunda geçerli bir neden bulmuş olur. Dolayısıyla şiddeti kabul eder. Nitekim, şiddetle karşı karşıya olan kadınlar hakkındaki çoğu istatistiğe baktığımızda, kadınların hemen hemen yüzde 60'ının kocasının haklı olduğunu düşündüğünü görürüz. Saldırgan kabul etmekte ve zaman içinde onunla özdeşleşiyor." DHA

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:06 Mart 2015Yayınlanma Tarihi:10 Mart 2015

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.