Daha sakin bir çocuk için...

Bebeklik döneminden itibaren 2 yaşma kadar sakin bir çocuk sahibi olmak için neler yapılabilir?

Bebeklik döneminden itibaren 2 yaşma kadar sakin bir çocuk sahibi olmak için neler yapılabilir?

Sizde sakin bir bebeğiniz olmasını istiyorsanız NP Etiler Polikliniği Uzman Klinik Psikologu Aynur Sayım'ın önerilerini okuyun... Çocuk gelişiminde kritik dönemler vardır, ilk 3 yıl bunlardan en önemlisidir. Bebeğin anne ya da bakım veren kişi ile kurduğu güven ilişkisi onun yaşamındaki dönüm noktasıdır. 0-3 yaş, bebeğin güvenli bağlanması açısından son derece önemli bir dönemdir. Yani anne bebeğin ihtiyaçlarım yerinde ve zamanında kaygısız biçimde sakince karşılıyorsa, bebeği ile göz teması ve doğru bir iletişimi var ise bebeği denemeleri için yüreklendiriyor, anca tehlike durumlarında gerektiği ölçüde uyanıyorsa, güvenli bağlanma gerçekleşecektir. Annenin depresyonu, anksiyetesi, korumacı-kollamacı tutumları veya bebeğe karşı ilgisiz kalması, onun gelişimi için yeterli uyaran sunmayışı gibi nedenler sağlıklı anne-bebek ilişkisinin oluşmasını engeller, Çocuğun huzursuz olması aile tutumları ve dinamiklerinden kaynaklanabileceği gibi, çocuğun bireysel sorunları da bunda etkili olabilmektedir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme güçlüğü, zeka engeli gibi psikiyatrik sorunlar aile tutumları nedeniyle oluşmuyor. Ama depresyon, davranış sorunları dediğimiz alt ıslatma, kaka kaçırma, bazı konuşma bozuklukları gibi genellikle yanlış aile tutumlarına ya da çocuğun yaşadığı strese verdiği tepkiler söz konusudur. Her durumda çözüm, aile-okul-çocuk-tedavi ekibinin işbirliği ile çözülecektir... Buna biz, tedavinin 4 ayağı diyoruz. Birisi eksik olunca, istediğimiz sonuca ulaşamıyoruz.

DENEYEREK ÖĞRENİR

Bebek, yoğun bir öğrenme dönemindedir çok sayıda deneme yapmaktadır. Dünyayı bu şekilde tanıyacak, anlamlandıracaktır. Yaptığı bir hata veya tehlike karşısında çocuğunu azarlayan, değersiz hissettiren ebeveyne sahipsek, insanlarla olan ilişkilerimizde hataya tahammülü olmayan, hata karşısında fazla tepki veren bir kişiliğimiz oluşacaktır. Genetik etkenler ve kişinin yaşamındaki travmalar dışında, hiçbir patoloji tesadüf değildir. Çocuk gördüğünü, yaşadığını öğrenir. İlk dönemlerden itibaren çocuk duyularıyla dünyayı tanır ve bakım veren kişinin sıcaklığı, içtenliği, teması, bebeğin

DENEYEREK ÖĞRENİR

Bebek, yoğun bir öğrenme dönemindedir çok sayıda deneme yapmaktadır. Dünyayı bu şekilde tanıyacak, anlamlandıracaktır. Yaptığı bir hata veya tehlike karşısında çocuğunu azarlayan, değersiz hissettiren ebeveyne sahipsek, insanlarla olan ilişkilerimizde hataya tahammülü olmayan, hata karşısında fazla tepki veren bir kişiliğimiz oluşacaktır. Genetik etkenler ve kişinin yaşamındaki travmalar dışında, hiçbir patoloji tesadüf değildir. Çocuk gördüğünü, yaşadığını öğrenir. İlk dönemlerden itibaren çocuk duyularıyla dünyayı tanır ve bakım veren kişinin sıcaklığı, içtenliği, teması, bebeğin İhtiyaçlarını karşılaması, onda bir güven duygusunu oluşturur. Sağ beyinden sağ beyine olan iletişimdir. Bu, çocuğun diğer insanlarla ilişkilerinde de kendi güvende hissetmesinin temelini oluşturur. Amerikalı psikolog Dr. Daniel Goleman duyguyu bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi anlamında kullanıyor Çocuk, bakım veren kişiden güven almak ister. Aslında verilmesi gereken temel güven duygusu, çocuğun tüm ilişkilerindeki ve girişimlerindeki güveni oluşturması açısından en temel görevdir. Tabii, birtakım hatalar olabilmekte, ama bu konudaki hatanın veya ihmalin telafisi çok zordur diyebiliriz. Yanlış tutumlar, uyaran eksikliği, ilgi azlığı, çocuğun gelişim dönemlerinde gerçekleşmesi beklenen aşamaların aksaması ya da gecikmesine neden olur

 SİZİ ÖRNEK ALIR

Öğrenmeyi basit anlamda, geçmiş tecrübeler sonucunda oluşan davranış değişikleri olarak tanımlayabiliriz. Çocukta yürüme içgüdüseldir. Yeterli gelişim düzeyine geldiğinde çocuk, düşer, kalkar, defalarca bunu dener ve kendini güvende hissedince yürür. Anne "Ay, aman düşersin" derse çocuk yürümekten korkar, cesareti kırılır ve yürüme gecikebilir. Bu denemelere izin verilirse, kendi hazır hissettiğinde yürür. Anne baba bu konuda çocuğu engelliyorsa, muhtemelen diğer alanlarda da korumacı, müdahaleci, kısıtlaman davranacaktır. Geribildirim, eğitim sürecinde son derece önemli bir kavramdır. Bileceğiz, fark edeceğiz, motivasyon desteği ile de çözüm davranışı geliştireceğiz. Anne baba da bunu yapmalıdır. Çocuk taklit ederek, kendine bir kişilik oluşturur. Bizim davranışlarımız çocuğa örnek teşkil eder. Çocuk hata yapınca onu döven bir baba, çocuğunun sorun karşısında arkadaşını dövmesine şaşmamalıdır. Bu işte geri bildirimdir. Bu durumda çocuk kendi başına yapacağı girişim ve deneyimlerde ya suçluluk hissedecek ya da cesaret edemeyecek bir yapıda olacaktır. BABY YOU DERGİSİ

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:28 Ağustos 2012Yayınlanma Tarihi:14 Eylül 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.