Alkış klasik müziğe zararlı mı?
İngiliz The Independent gazetesi klasik müzik konserlerindeki seyirci alkışına orkestra şefleri ve müzisyenlerin bakışını araştırdı. Alkış konusunu solist ve orkestra şeflerine sorduk.

İngiliz The Independent gazetesi klasik müzik konserlerindeki seyirci alkışına orkestra şefleri ve müzisyenlerin bakışını araştırdı. Alkış konusunu solist ve orkestra şeflerine sorduk.

‘MOZART BUNA ÇOK ŞAŞIRIRDI’
Klasik müzik konserlerinde, eserlerin izleyicide yarattığı coşku karşısında gerçekleşen ve bazen de yersiz olabilen alkış konusunu solistlere ve orkestra şeflerine sorduk. Gürer Aykal: Yanlış alkışın çalıcılar üzerindeki negatif etkisini kabulleniyorum. Bu bizim de başımıza gelmiştir. Yanlış yerden çıkan alkışla orkestra neredeyse çalamaz duruma gelmiştir.Beklenmeyen bir etkidir. Birçok bestecinin sessiz biten eserleri dünyanın hemen hemen her konser salonunda bir diğer bestecinin, güçlü biten eserinin aldığı alkışı almaz. Bundan çıkarak, seyirciler eserlerin sonunda bir görkeme varmak ve eseri noktalamak isterler. Ancak, müzisyenler tersine uzun soluklu ve sessiz biten eserlerin daha çok etkisinde kalır.‘MESELE YAPMAK GEREKSİZ’
Suna Kan: Yanlış yerde alkışın gelmesi dünyanın her yerinde olabilen bir şey. Bir solist olarak konuşuyorum, küçük birer kafa işaretiyle ya da hafif bir gülümsemeyle bunun yanlış olduğu insanlara anlatılabilir. Mesele yapmak biraz gereksiz. Mesela Bilkent Üniversitesi’ndeki konserlerde, programlarda biliyorsunuz eserler de yazılıyor. Programda alkışlanacak yerlerde, alkış tutan iki el resmi yer alıyor. Böyle bir kolaylık her yerde yapılabilir. Bunu dinleyiciyi küçümseyici bir şey olarak almak bana garip geliyor.ALKIŞ SANATÇIYLA SEYİRCİ ARASINDA
Cihat Aşkın: Müzik bu, coşku gösterilmeli tabii. İnsan istediği yerde alkışlayabilir. Bu sanatçıyla seyirci arasında gerçekleşen bir enerjidir. Sanatçı, icracı seyircisine gerekli yansımayı verebildiği zaman seyirci onu alır zaten. Dolayısıyla seyircinin de alkışlamak istediği yerler olduğu takdirde ben buna karşı değilim. Konsantrasyon bozulması gibi birtakım şeyler var ama, biz bunu seyirciyle beraber, karşılıklı yapıyoruz. Yani alkışlanmak istemiyorsak seyircinin karşısına çıkmayalım.‘SONU BEKLEMEYE GEREK YOK’
Cem Mansur: Türkiye’de bölüm aralarında alkışlamamak klasik müzik hakkında bilinmesi gereken en önemli konuymuş gibi gösteriliyor. Klasik müzik hakkında bilinmesi gereken tek şeymiş gibi. 19. yy.’ın ortalarında çıkmış, yeni bir adet bu aralarda alkışlamamak olayı. Dört bölümlük bir senfoniyse alkışlanmayacak diye bir kural konmuş. Çok coşkulu biten bir bölümün sonunda, illa ki eserin sonunu beklemek gerekmiyor bence.‘ALKIŞ BÜTÜNÜ BOZUYOR’
Güher Pekinel: Biz sanatçılar bestecinin eserini, onun istediği gibi icra ediyoruz. Kendimizce bir şey eklemeden ya da çıkarmadan. Böyle bir durumda, coşkulu eserlerin aralarında gelen alkış, eserin de bütünlüğünü bozmuş oluyor. MİLLİYET
Bu yazı 2192 kez okundu
Yayınlanma Tarihi : 11 Ocak 2013 Cuma, 15:30
Güncelleme Tarihi : 11 Ocak 2013 Cuma, 15:31