Afetler, Travmalar ve Psikolojik Destek

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nden Uzm. Kl. Psk. Merve Umay CANDAŞ DEMİR anlattı.

Travma, bizim kontrol, bağ kurma ve anlam duygumuzu sarsan bir deneyimler bütünüdür. Hayatımıza yönelik bedensel ve ruhsal olarak bütünlüğümüze zarar veren bir deneyimdir. Bizde bir tehdit hissi oluşturan, korku veren, çaresizlik hissi veren tüm deneyimler genel kapsamda psikolojik travma olarak tanımlanabilir. Ancak travma gibi ruhsal yaralar, fiziksel yaralar kadar kolay fark edilememektedir. Travmatize olan bir bireyin merkezi sinir sistemi bu travmatik olaydan etkilenmiştir. Merkezi sinir sistemi ilk başta bir tehdit algılar. Gündemde olan deprem konusu, doğal afet olmasına rağmen bir tehdittir.

Deprem deneyimi yaşayan kişinin bu tehdit algısı ile vücudunda adrenalin hormonu artmaya başlar, bu hormon hücrelere hücum eder ve sinir sistemini uyarır. Sinir sistemi içerisinde, tehdit karşısında savaş ya da kaç tepkileri tetiklenir. Bu da merkezi sinir sistemindeki sempatik aktivasyonun gelişmesine ve kişinin mantıklı beyninin tamamen devre dışı kalmasına neden olur. Dürtüsel, hayatta kalmaya yönelik daha alt beyinden gelen tepkiler verilir. O nedenle deprem gibi travmatik bir olay anı, insan beyninde dil işlevlerini tamamen devre dışı bırakır, kişi açlık, bitkinlik ve ağrı hissetmez. Bu anda vücut tetiktedir, hayatta kalmaya odaklanmıştır. Bu tepkiler doğal ortamda belki işe yarayabilir, kişi kendini koruyabilir fakat evlerin, betonarme binaların içerisinde bulunulduğundan bu tepkiler, bazen bedensel travmaya bazen de ruhsal travmaya neden olabilmektedir.

Bu tür travmalar toplumsal birer travmadır,  dolayısıyla toplumsal yaşanılan bir durum bireysel atlatılamaz. İnsanların birlikte olması ve birbirlerine destek vermeleri, travma etkisini azaltmaktadır. Travmatik olay kişide hakkaniyet ve adalet duygusunu sarsabilir. Önce korku, beraberinde öfke duyguları görülür, bu duyguları da çevrelerine yansıtabilirler. Bu durumda kişinin öfke halinin travma nedenli olduğu göz önünde bulundurulmalı, duygular bu yönde kabul edilmelidir. Afet sonrası doğal olarak kişilerin bazı inançları da sarsılmaktadır. Dünya güvenli bir yerdir, evim güvenlidir inancı sarsılmaktadır, “kontrol bende” varsayımı bozulmaktadır. Bu olay sonrası kişide bir kaygı bozukluğu, uykusuzluk, sürekli tetikte olma hali oluşur. Öfke hali ve tanıdıkların yanında olma isteği, bu güven inancını tekrar oluşturma çabasından doğar, bu ise zaman almaktadır.

Travma yaşayan kişiler, sadece olaya dâhil olan kişiler değildir, o kişiler birincil travmatik etki altındadır. Kendisi olayı yaşamamış ama bir yakını yaşamış olan, onlardan bu haberi almış kişiler ise ikincil travmatik etki denilen bir travmaya maruz kalırlar. İster birincil ister ikincil travma olsun, travmatik etki altında kişilerin plan yapma ve inisiyatif alma becerilerinin ortadan kalktığı, araştırmalar sonucu görülmüştür. Bu durumda kişide duygu dalgalanmaları görülebilir, kişiler arası ilişkinin bu duygu dalgalanmasına etkisi azdır.

Travmanın kökeninde çaresizlik hissi vardır. Depremi uzaktan izleyen insanların yaşadığı çaresizlik hissi onların uyudukları uykulardan, yedikleri yemekten utanmalarına neden olmaktadır. Kişiye gerçek olmayan bir suçluluk duygusu da hâkimdir. Her ne kadar gerçek olmasa da elden gelenin ardına konulmaması, ne yapılabiliyorsa yapılması bu duyguyu azaltacaktır. Olay henüz yeni yaşandığında günlük rutin bozulabilir, fakat bir zaman sonra günlük rutine zorla da olsa dönülmesi gerekmektedir. İkincil dereceden etkilenenlerde evden çıkamama hali, sürekli televizyon izleme, haber okuma halinin üstesinden gelebilmek için günlük rutine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu noktada kaynak olarak sadece güvenilen kanallardan, haber kaynaklarından bilgi edinilmeli ve başka diğer kanallara bakılmamalıdır. Haberlerle ne kadar çok vakit geçirir, ne kadar çok komplo teorisine maruz kalınırsa travma hali kişiyi o kadar çok etkileyecektir. Olayın yaşanmasından sonra akut stres bozukluğu denilen ve doğal karşılanan bazı durumlar da vardır, bu durumların bir ay içinde geçmesi beklenir. Travmatik olayın yaşandığı anın etkileri, bir ayın ardından hala devam ediyor ise travma sonrası stres bozukluğunun olduğundan şüphe edilmelidir. Dil işlevlerinin bozulması da, olay anının aktarımı konusunu güçleştirmektedir. Böyle bir durumda mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.

Uzmanlarımız Deprem Travma Psikoloji Hattı ile yanınızda

https://npistanbul.com/deprem-travma-psikolojisi

 


Paylaş

Güncellenme Tarihi:27 Şubat 2023Yayınlanma Tarihi:25 Şubat 2023

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.