MUTLULUĞUN SIRRI

Psikohayat Dergisi 8. Sayısı Ekim-Kasım-Aralık  / Medikal newstoday.com

Lowa State Üniversitesi’nden araştırmacılar,  yüz yaşını aşmış kişileri nelerin mutlu ettiğini araştırdı.

 


Lowa State Üniversitesi’nden araştırmacılarının yürüttüğü yaşlılık bilimi programında yüz yaşını aşmış kişileri nelerin mutlu ettiği araştırıldı, depresyona yol açan dinamikler incelendi.
100 yaşını aşmış, 158 yaşlı üzerinde yürütülen araştırma sonucuna göre, geçmiş yaşantılardan hoşnut olma yaşlılık evresinde mutluluğa kapı aralıyor.

Çalışmada, araştırmacılar deneklere maddi güvence, yaşam tatmini, sosyal koşullar, sağlık algısı gibi konularda sorular sorarak, mutluluk değerlendirmesi yaptılar. Sosyal ve fiziksel kaynakların mutluluğu etkilediğine dair bir gösterge saptanamazken, bireysel başarılar dâhil, geçmiş yaşam tatmininin mutluluk algısı üzerinde doğrudan etkili olduğu görüldü.

Alınan sonuçlar doğrultusunda, araştırmacılar yaşlılara hatırlama (reminiscence) terapisi ve yapılandırılmış yaşamı gözden geçirme seansları dâhil, çeşitli programların uygulanmasının gereğine dikkat çekiyorlar ve şöyle diyorlar:

”Hâlihazırdaki kapasiteniz ve fiziksel sağlığınızdan bütünüyle hoşnut olmasanız bile, yine de çok mutlu bir insan olabilirsiniz.

80, 90 yıl öncesine dayanan, bu yüzden de kimsenin bilemediği birtakım şeyleri aktarıp, paylaşarak, çevrenize oldukça faydalı olabilirsiniz.”

Araştırma sonuçlarına göre yaşlıları depresif kılan dinamiklerse farklılık gösteriyor. Yaşlılar için bakım evinde kalmış olmak değil de, ona yüklenen anlam onları depresif kılıyor. Artık kendi bakımınızı üstlenemeyecek durumda olduğunuz ve yaşamak için artık az bir vaktiniz kaldığı fikri onları depresif yapmaya yetiyor.

Genel kognisyon durumunun depresif belirtilerin güçlü bir göstergesi olmaması araştırmanın ilginç bulguları arasında yer alıyor. Yaşlılar için belli bir işin çözümünde kullanılan entellektüel becerilerde değil de, işleri yürütebilme becerisindeki gerilemeyi fark etmek depresifliğe yol açıyor.

Araştırma sonuçları yüz yaşını aşmış kişilerde endişe ve sıkıntıların depresyona katkıda bulunduğunu doğruladı. Araştırmaya göre, yaşlıların kafasını meşgul eden, onları endişelendiren şeylerden biri de ülkenin gidişatı, torunlarına nasıl bir dünya bıraktıkları konusu.

Araştırmacılar yaşlıların bakımını üstlenen kişilere şu pratik tavsiyelerde bulunuyorlar:
“Yaşlıların bakımını üstlenmiş profesyonel kişiler genellikle onların fiziksel koşullarına, gıda ve hijyen şartlarına vs. özellikle dikkat ediyorlar. Belki de bu arada duygu durumlarını es geçiyorlar. Oysa yaşlılarla yapılabilecek çok kısa konuşmalar bile onların bütün bir gününün güzel geçmesine yol açabilir.”


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:28 Mart 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.