KIZILCIK SUYU YARARLI MI

The New York Times

Kızılcık suyunun faydalı olduğu düşünülür. Onlarca çalışma bu düşünceyi doğrulamaya odaklandı.

 


1998'de kızılcıkta son derece aktif bir rol aldığı düşünülen bir madde keşfedildi. 2 yıl önce sonuçları açıklanan bir çalışma da bu maddenin en azından antibiyotik kadar güçlü olduğunu iddia etti. Ancak şimdi kızılcık suyunu araştırmak için tasarlanan büyük ve kusursuz bir çalışma, kızılcık suyundaki bu maddenin hiçbir etkisi olmadığını iddia ediyor.

Yine de son bir çalışma bütün kapıları kapamadı. Kızılcık suyu henüz keşfedilmemiş bir mekanizma sayesinde işe yarıyor olabilir. Nasıl oluyor da küçücük bir meyvenin neye yaradığı tam olarak saptanamıyor? Bunun bir nedeni, kızılcığın C vitamini, sitrik asit ve bir dizi diğer asidin yanı sıra 200 aktif maddeyi daha içermesi.

Asitlerin idrarı temizlediği yolundaki eski teorinin yanlış olduğu kanıtlandı. Birkaç litre kızılcık suyu kokteyli deviren birinin bile idrarı bakteriyel üremeyi yavaşlatacak kadar asidik olmuyor. Ancak birçok araştırma, kızılcık suyunun bakterilerin idrar yollarında sıralanan hücrelere yapışmasının önüne geçerek etkin bir şekilde bazı bakteri türlerinin gelişimini önlediğini ortaya çıkardı.
Bu yararlı etkiden sorumlu olan madde, 1998 yılında proanthocyanidin isimli tanene benzer bir kimyasal olarak tanımlanmıştı.

Görünüşe göre bu kimyasal, bakterilerin yüzeyindeki kılların idrar yolları üzerindeki alıcılara bağlanmasını önlüyor. 2009 yılında İskoç araştırmacılar, çok sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren bazı kadınlara kızılcık özü içeren kapsüllerden verdi. Kapsüller hastalığın tekrarının antibiyotikler kadar iyi bir şekilde önüne geçti ve kızılcığın antibiyotiklerin kullanımını sınırlayacağı yolundaki ümitleri artırdı.
Ancak 2004 yılında Michigan'da araştırmacılar kızılcık suyunun etkisini anlamak için kapsamlı bir çalışma başlattı. Denekler, idrar yolu enfeksiyonundan yeni kurtulmuş genç ve sağlıklı kadınlar arasından seçildi.

İstatistiklere göre bu kadınların yüzde 30'u 6 ay içinde tekrar idrar yolu enfeksiyonu yaşayacaktı. 319 denekten yarısına, her gün düşük kalorili kızılcık suyu verildi. Diğerlerine ise kızılcık içermeyen sahte bir ilaç verdiler.

Sonuçlar geçen ay Clinical Infectious Diseases (Klinik Enfeksiyon Hastalıkları) dergisinde yayınlandı. 6 ay sonra sahte ilacı alan kadınların 23 tanesi hastalığa yeniden yakalandı. Kızılcık suyu alan grupta ise 31 kişi tekrar hasta oldu. Bu istatistiki açıdan önemli bir farklılıktı.

Meyve suyunun bir koruma sağlamadığı ortadaydı. Ancak toplamda tüm denekler arasında hastalığın tekrar oranı yüzde 17'ydi ve bu beklenen yüzde 30'dan çok daha düşüktü. Makalenin başyazarı Michigan Üniversitesi'nden Salgın Hastalıklar Profesörü Betsy Foxman, hem meyve suyunun hem de C vitamini içeren sahte ilaçların, enfeksiyonun tekrar etme riskini azaltmış olabileceğini söylüyor. Günde iki bardak sıvının içilmesi riskin azalmasını sağlamış olabilir mi? Foxman, "Bu hâlâ büyük bir soru işareti" diyor.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:27 Mayıs 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.