YEMEK BAĞIMLISI OLABİLİRSİNİZ

Hürriyet Aile

Yemek tüketimi sizde yaşamsal bir faaliyetten ziyade alışkanlığa dönüştüyse artık dur deme vakti gelmiş.

 


Bağımlı olduğumuzu nasıl anlayıp nasıl bir önlem almamız gerektiğini anlatan Psikolog Alev Elmas, konu hakkında detaylı bilgiler verdi.

BAĞIMLILIK NEDİR?

Bağımlılık bir sendromdur yani birçok belirtisi olan ve birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen bu belirtilerin, bir araya geldiklerinde bir bozukluk olarak kendilerini gösterdiği bulgular bütününüdür. Bu belirtiler
şunlardır.

• Yoksunluk; kullanılan madde alınmadığında kişide meydana gelen rahatsızlık hissi.

• Tolerans; aynı rahatlık, keyif hissini duymak için zaman içinde maddeyi gittikçe artırıyor yani daha fazla alıyor olmak. Kişinin sosyal yaşamı olumsuz etkilense ve bırakmak istese bile madde ile bağını koparamaması.

Yukarıdaki tanıma baktığımızda yemek yeme bir bağımlılık olabilir mi? Evet. Yiyecek hayatta kalabilmek için doğal ihtiyacımızdır. Kişi doğal ihtiyacı olan yiyeceği ve onun verdiği hazzı, duygusal sorunları ile baş etme aracı olarak kullandığında buna yeme bağımlılığı adını veriyoruz. Başka bir deyişle kişi, fark etmeden her yalnız, kızgın, kaygılı ve korku hissedişinde dolaba ya da markete koşuyorsa, tıpkı uyuşturucu madde kullanımı gibi o da yiyeceği kötüye kullanıyordur.

Yüzleşmekten kaçındığı sorunları karşısında hissettiği boşluğu yiyecekle doldurmaya çalışıyordur. Başta yemek yeme eylemi haz vericidir. Yer, doyar ve içimizdeki duygusal boşluğun yerini midemizin doluluğu ile kapatmaya çalışırız. Bir süre bu çözüm işe yarar ve dikkatimiz başka yöne kayar. Bir kek mi yapsam, şu çikolatayı yesem... Zamanla aynı miktar, aynı mutluluğu vermez ve doz arttıkça kontrol zorlaşır.

ŞEKER HAZ VERİYOR


Genelde karbonhidrat, özellikle de şeker bu konuda kullanılan tercih maddelerdir. Şeker haz vericidir, tüketildikten kısa süre sonra vücudu rahatlatır. Çünkü birden alınan yüksek dozda şeker önce enerji verici olsa da, vücudun kendini dengelemek için insülini devreye sokmasıyla kan şekeri eskisinden daha fazla düşer. Düşen kan şekerinin etkiyle vücutta bir rahatlama oluşur ve konsantrasyon düşer. Böylece içimizde yükselen ve duymak istemediğimiz seslere kulak vermek zorlaşır. Diğer karbonhidrat çeşitlerinin de etkisi benzerdir ve bu etkilerden dolayı insanlar zaman içinde bu maddeleri duygusal sorunlarından uzaklaşma aracı olarak kullanabilir. Bu süreç beynimizde, madde kullanımı ile aynı mekanizmayı kullanır.

Yeme bağımlıları yiyeceği bir başa çıkma maddesi olarak kullanarak bir süre için iyi hissetseler de, zamanla alınan kilo ve beden formundaki bozulmalar, kendilerine yönelik öfke ve kızgınlık duygularını artırır. Ama bu öfke, korku ve üzüntüden uzaklaşmak için yine yiyeceğe başvurduklarından, durum gittikçe bir sarmal halini alarak büyür. Bu, hem bedenlerine yönelik öfkenin; hem de yeme bağımlılığı sorununun büyümesi anlamına gelir.

YEME BAĞIMLILIĞININ NEDENLERİ

Yeme bağımlılığının birçok sebebi olabilir. Bunların başında ailevi yeme alışkanlığı, genetik, hormonal ve duygusal sebepler gelir. Her yeme bağımlısının kilolu olması gerektiği doğru değildir. Önemli olan, kişinin yiyeceği baş edemediği duygusal sorunlarından kaçış aracı olarak kullanmasıdır.
Bazen yeme bağımlıları kilo sorunları ile mücadele etmek için çeşitli yöntemler geliştirirler. Müshil, idrar söktürücü kullanma, kusma veya aşırı spor yapma tercih edilen yöntemlerden bazılarıdır.
Bu yöntemleri kullanmadaki bir başka amaç da yemek yeme ve kendilerine duydukları öfke açısından kontrollerini kaybederek bir kısır döngüye girmiş kişinin, en azından yaşamının bir başka noktasında kontrol sağlayabilme ve bir parça da olsa güçlü hissedebilme çabasıdır. Bu çabalar çoğunlukla sonuçsuz kalır.

Çünkü sürekli açlık duygusunu kontrol etmeye çalışma ve bunu düşünme, kişinin stresini daha da artırır. Aşırı engellemenin ardından “Patlarcasına yeme” şeklinde ataklar görülür.
Her atak sonrası kendine yönelik öfke ve suçluluk duyguları gelişir. Uzun ve sıkı diyet denemelerinde, kişi yiyecekle ilişkisini düzenleyerek kilo kontrolü sağlasa da, psikolojik dalgalanmalar süreci olumsuz etkileyebilir. Böylece baş edemediği bir durumla karşı karşıya kaldığında eski yeme davranışına geri döner.

Psikolojik temelli yeme davranışı için, kesinlikle uzman yardımı almak gerekir. Aksi halde tekrarlanan döngülerde özsaygı hızla azalarak, depresyon tetiklenebilir.
 


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:13 Ağustos 2011Yayınlanma Tarihi:04 Ağustos 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.