Türkiye'de Hipnoz

Türkiye'de Hipnoz 1935 yıllarında Cemil Sena Ongun tarafından "Janet"nin bir kitabından yapılan tercümeyle başladı. Daha sonraları 1946 yıllarında Dr. Bedri Ruhselman'ın bu konudaki yayınlarına rastlamaktayız.
1951 yıllarında hekim olmayan bir hipnozitör D. Watson'ın, Türkiye'ye gelerek İstanbul'da diş hekimliği fakültesinde "hipnoz altında diş çekimi", Ankara Tıp Fakültesinde de bir ameliyat yapılmasını sağlanmıştır.
İlereki yıllarda Dr. C. Tan ve Dr. Aksoy Türk NöroPsikiyatri Cemiyeti'nde hipnoz konusunda ilmi tebliğler vermişlerdir.
Yine bu yıllarda Dr. Sevil Akay, hipnoz yöntemiyle bademcik ameliyatı yapmıştır. Keza Prof. Dr. Orhan Toygar'ın Ankara Tıp Fakültesi'nde hipnotik anestezi ile yaptığı ameliyatlar vardır.
1960 yıllarında ise "Hipnotizma" adı tezi ile Dr. Recep Doksat, hipnozu bir ilmi çalışma halinde üniversiteye duyurmuştur.
Bugün Ege Diş Hekimliği Fakültes'inde Profesör olan Turhan Cengiz, doktora tezini "Hipnodonti" adı altında vermiştir. Atatürk Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Hayati Çelebi'nin de bu konuda çalışmaları vardır.
Bizim ekibimizin sunduğu "Bilinçli Hipnoz" tekniğinin kurucusu Opr. Dr. Hüsnü İsmet Öztürk'e gelince; 1914 yılında İstanbul'da doğmuş, tahsilini İstanbul Tıp Fakültesi ve Almanya'da Jena Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Vatani görevini yaptıktan sonra Zürih Üniversitesi ve Almanya Tubingen Üniversitesi'nde cerrahi ve anestezi ihtisası yapmıştır. 1951 yılından sonra da Haydarpaşa Numune Hastanesi hariciye servisinde uzun yıllar çalışmış, 1979 yılında vefat etmiştir.
Ömrünün son 26 yılını "Bilinçli Hipnoz" dediği kendi metodunu kurarak ve uygulayarak geçirmıştir. Bu süre zarfında 2000'den fazla hastayı kendi yöntemiyle tedavi etmiş, 250'ye yakın hastanın da hipnoanestezisini kendi yapıp ameliyatlarını da gerçekleştirmiştir.
Vefat ettiği 1979 yılında metodunu uygulayan ve öğrenmekte olan birçok asistan doktor ve psikoloğu vardı. Bu ekip, hocalarının izinde, bu tekniğin geliştirilmesi konusunda çalışmalarını çok ileri safhalara taşıyarak sürdürmektedir. Dr. Hüsnü İsmet Öztürk'ün vefatından sonra "Bilinçli Hipnoz" tekniği yerinde saymayıp, yeni katılan diş hekimi ve hekim kadrosuyla daha güçlenmiş, bu ekibin birlikte çalışmaları sayesinde grubumuz 4000'i aşan vakasıyla "International Society of Hypnosis" kongresinde Glasgow'da çalışmalarını takdim etmek imkanını bulmuştur.
Dr. Hüsnü İsmet Öztürk'ün Haziran 1979 yılında vefatından bu yana Bilinçli Hipnoz tekniğinde bazı değişiklikler olmuştur.
İlk görüşmeye ayrılan süre daha da uzatılmış ve yeni anket formları hazırlanmıştır. Mayalama seanslarından sonra hastalara bu metoda inanıp inanmadıkları sorularak, kısaca inanç ve isteklerini idrak ettikten ve tedavi grubuna güvenlerini sağladıktan sonra, direk tedavi seanslarına geçmeleri söylenmektedir.
Mayalama adedi toplumun bilincinin artması dolayısıyla 2'ye indirilmiştir. Yakın zamanda da tek seansa ineceği beklenmektedir.
Hipnoza giriş ve tedaviyi kısaltıcı mahiyette telkin ifadelerinde de değişiklikler yapılmıştır.
Hipnoza girmekte güçlük çeken vakalarda hipnozitörü değiştirmekle veya arka arkaya zamanda birkaç hipnozitör kullanılarak daha fazla telkin verilip hipnoz derinliğine erişilmiştir.
Bazı deneklerde ototelkin kavramının karıştırılması karşısında ototelkin süresini sınırlayabilmek gayesiyle ve hekimle bir arada onun himayesindeymiş düşüncesiyle telapatik otohipnoz kavramı getirilmiştir.
Telepatik otohipnozda denek kendisine verilen telkinlere bağlı anahtar işaretini yaparak 3 huzur dolu nefes ile hipnozitörünü düşünmektedir. O ortamda kendisine verilen telkinleri tekrarladıktan sonra talebine ulaşmış, rahatlamış olarak yine hekimini hatırlayıp 3 huzur dolu nefes alarak anahtar işaretini çözer, sorunlarından rahatlamış olarak hipnozdan çıkar.
Bilinçli Hipnoz yöntemi ile tedavi olmak isteyen hastadan geniş bir anemnez alınması ve iyi bir klinik muayeneden geçmesi şarttır. Bu durum aynı zamanda hasta ve ailesinin doktora olan güven hissini arttırır. Hekim, muayenesi sırasında hasta ile yaptığı konuşmada, hastanın şuurunun yerinde olup olmadığına, telkinleri alıp almayacağına dikkat eder. Refleksler, yürüyüş ve santral sinir sistemi belirtileri bakımından gerekirse "eyer alanı" muayene edilir. Ayrıca muayene eden hekim lüzum görürse laboratuar, röntgen ve psikolojik testler vb. gibi birçok tıbbi araştırmalar yaptırır.
"Ön görüşme" denilen bu ilk muayeneler sonucu hekim, bu yöntemle tedavi olmayı isteyen hastayı "mayalama" tabir edilen toplu seanslara alır.
Bilinçli Hipnozu, kafanın çalıştığı, dimağın işlediği bir ortamda, uyku hali olmadan, talebe bağlı telkin alabilme hali diye tanımlıyoruz. İnsanların birşeye inanması için inanacağı şeyi önce görmesi, tanıması ve kabullenmesi gerekir. Tedavi olmak amacıyla başvuran kişilere Bilinçli Hipnozun tanıtılması için toplantılar yapılmaktadır. Bu toplantılarla, kişilerin Bilinçli Hipnoz metodunu yakinen tanımaları sağlanmaktadır.
Mayalanma denilen seanslarda Bilinçli Hipnoz geniş bir şekilde anlatılmaktadır. Şöyle ki, hipnozun ve Bilinçli Hipnozun tarihçesi, uygulama alanları, başarı oranı, kimlere uygulanacağı açıklanmaktadır. İkinci mayalama toplantısına katılmış olanlar arasından isteyenlere toplum önünde Bilinçli Hipnoz uygulanmaktadır. Bu kişilere genel manada telkin yapılmaktadır.
Bu uygulama sırasında salondaki bütün hastalara gözlerini kapatarak hipnoza girmeye çalışmaları istenmektedir. Daha sonra da hipnozla yapılmış cerrahi çalışmalardan örnek filmler gösterilmektedir. Bu iki mayalama seansına katılan hastalardan hipnoza karar kılanlar direkt tedaviye alınmaktadır.
Bir seans süresi 515 dakika arasında olabildiği gibi, ağrı dindirme ve analjezi gibi durumlarda bu süreç birkaç dakikada hatta saniyeler içinde sağlanabilmektedir. İlerideki seanslarda hastanın Bilinçli Hipnoz yöntemini alabildiği anlaşıldığında, kendisine gerekiyorsa sorunu doğrultusunda otohipnoz verilir.
Otohipnoz: Bir elin başparmağını avucun içine, diğer dört parmağını da onun üzerine kapatıp hafif bir yumruk yapılır. Bu esnada hasta gözlerini kapatır ve sorunu yönünde kendi kendine telkin verir. Artık kendi kendinin hipnozitörüdür. Gerektiği halde ve yerde ototelkini kullanıp rahatlayabilir. Ancak kendi talebi ile ilgili hazırlandığı telkinler doğrultusunda uygulayabilir. Onun dışında kullanamaz. Ortalama tedavi süreleri 35 seans arasındadır ve hastalığın çeşidine, hastanın inanç ve isteğine bağlı olarak değişim gösterir. Seans aralarında hastaya ve sorununa bağlı olarak farklılıklar gösterir.
Hastanın ihtiyacına göre 3 ay, 6 ay veya bir sene gibi zaman sonra tekrar direkt seans alması sağlanır.
Böylece daha önce tedaviden elde ettiği olumlu sonuçlar devam eder.
Bilinçli Hipnoz tıbbın hemen her dalında kullanılmaktadır.
1 Psikonevroz, 2 Psikosomatik, 3 Cerrahi, 4 Kadın hastalıkları, 5 Alışkanlıklar ve davranış bozukluğu, 6 Diş hekimliği, 7 Çocuk hekimliği, 8 Nöroloji, 9 Anestezioloji gibi alanlar başta gelmektedir.
1 Psikonevroz: Bu grup hastalıkların başında çeşitli tikler, uykusuzluk, huzursuzluk, korkular, saplantılar, terleme hipokondiak şikayetler konuşma zorlukları.
2 Psikosomatik hastalıkların başında ise, psikojen menşeli şişmanlık, ülser, pelad, migren, kolit, zayıflık, konstipasyon, diabet, astım, bronşial, romantizmal ağrılar, alerjik reaksiyonlar, psoriasis, verru (siğil) gelir.
3 Cerrahide iki şekilde kullanılır: Birincisi gevşetici olarak, korku ve heyecan kesici, gerginliği kaldırıcı rolündedir, ikincisi ise ağrıyı kaldırıcı (anestezi) olarak çeşitli operasyonlarda kullanılır. Guatr, mide ülseri, safra kesesi, apandisit, fıtık, bademcik vb. operasyonlarda Bilinçli Hipnoz başarıyla uygulanmaktadır. Ayrıca Bilinçli Hipnozun kanamayı azaltıcı etkilerinden yararlanılmakta ve operasyon sonrası devrenin kısaltılması sağlanabilmektedir.
4 Jinekolojide geniş ölçüde yararlanılmaktadır.
. Tüm gebelik şikayetlerinde, örneğin fazla su içme, aşırı yeme, aşerme sorunlarını, gebelik süresinin huzur içerisinde geçmesinin sağlanmasında, sık sık düşük yapan vakalarda bu fobilerin kaldırılmasında, yüksek tansiyonlu, anomalik vakalarda doğum ortamının hazırlanmasında ve bu devredeki diş tedavisinin ve diğer tedavilerin hipnoz altında sağlanarak ilaç kullanımının en az düzeye indirilmesinde, hastanın doğumla ilgili her türlü, kuşku, evham ve endişelerinin kaldırılarak doğal bir doğuma hazırlanmasında.
. Doğumda sezeryan, vakum uygulaması ve cerrahi müdahalelerle ve normal doğum sırasında hastanın ağrı, korku, endişesini kaldırmakta.
. Doğum sonrası annenin süratle iyileşerek, emzirme sorunlarının çözülmesinde, doğum nedeniyle ortaya çıkan kiloya bağlı deformasyonların ve çeşitli jinekolojik şikayetlerin düzelmesinde.
. Kadın hastalıklarının tüm alanlarında yaygın olarak uygulanmaktadır. Hormonal düzensizlik dismenore, amenore, çeşitli menapoz şikayetleri vb.
5 Alışkanlıklar ve davranış bozuklukları başlığı altında alkol bağımlılığı ve sigara başta gelmektedir. Çeşitli ilaç ve uyuşturucu alışkanlıkları, kumar ve sosyal davranışlar bu başlığa dahildir.
6 Diş hekimliğinde: Hastanın hekimine karşı ürkekliği ve stresi kaldırmakta, ağız açıklığı süresi yorulmadan uzatılabilmekte, tükürük miktarı minimum seviyede tutulabilmektedir. Cerrahide olduğu gibi diş hekimliğinde de Bilinçli Hipnoz, analjezik ve anestezik olarak uygulanmaktadır. Kanama minimum seviyeye indirilmekte, bulantı refleksi kaldırılabilmektedir. Ayrıca protez psikozunun kırılmasında ve proteze alışma döneminin kısaltılmasında uygulanmaktadır. Bruksomani ve trigeminus nevraljisi tedavilerinde yardımcı olunabilmektedir.
7 Çocuk hekimliğinde Bilinçli Hipnoz kullanılmasının yetişkinlerinden bir farkı yoktur. Ayrıca enüresiz, konuşma bozukluğu, itaatsizlik, çeşitli davranış bozuklukları ve tırnak yeme, parmak emme gibi şikayetler ağırlık kazanmaktadır.
8 Ürolojide: Böbrek ve üreter taşlarının düşürülme anı ağrılarının kaldırılmasında, kadında ve erkekte firijidite, ejaculatio preimpotans, enüresiz, yardımcı olunmaktadır.
9 Anesteziolojide: Narkoz kontrendikasyonu olan vakalarda anestezinin sağlanmasında ve anestezik maddelere alerjisi olan hastalarda bu yöntem özellikle seçilir. Hipnozun bu özelliklerinden faydalanılarak fizik tedavi alanında da kullanılır.
Tıbbın dışında, eğitimde geniş uygulamalar mevcuttur. Özellikle zor ders çalışan çocuklarda. Çok az denekte de, güzel sanatlar ve spor konusunda çalışmalar mevcuttur.

 

 

 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:06 Mayıs 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.