

Fransız araştırmacılar, şizofreni tedavisinde çığır açacak bir yöntemi duyurdu. Lamaların bağışıklık sisteminden elde edilen özel antikorlarla, beynin kimyasal dengesini etkileyebilen yeni bir molekül geliştirildi. Bu buluş, şizofreni başta olmak üzere birçok nöropsikiyatrik hastalık için umut vadediyor.
Şizofreni, dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlerin dengesizliği sonucu ortaya çıkan ve halüsinasyon, sanrılar, düşünce bozuklukları gibi belirtilerle seyreden ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. Tedavisi ise genellikle antipsikotik ilaçlarla sınırlıdır ve bu ilaçlar çok sayıda yan etki barındırır.
Fransa’daki Institut Pasteur ve CNRS (Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi) iş birliğiyle yürütülen çalışmada, lama tüylerinden izole edilen nanoboyuttaki antikorların (nanobody) beyin üzerinde hedefe yönelik etkiler oluşturabildiği gösterildi. Bu antikorlar, mevcut ilaçlardan farklı olarak doğrudan beyindeki nörokimyasal sinyallere müdahale edebiliyor.
Lamalarda bulunan bağışıklık sistemi, benzersiz antikor yapıları içerir. Bu antikorlar çok küçük ve esnektir. Bilim insanları bu antikorları laboratuvar ortamında izole ederek, insan beynindeki belirli reseptörlere ulaşabilecek şekilde modifiye etmiştir.
Geliştirilen nanobody tabanlı molekül, şizofrenide rol oynayan glutamat reseptörlerine bağlanarak beyindeki sinyal iletimini düzenliyor. Bu durum, hastalığın semptomlarının azalmasına ve daha stabil bir zihinsel duruma ulaşılmasına katkı sağlıyor.
Yapılan laboratuvar deneylerinde, lama antikorlarıyla geliştirilen molekülün farelerde şizofreniye benzer davranışları azalttığı görüldü. Bu sonuç, araştırmacılara göre klinik deneyler için büyük bir adım.
Çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Caroline Dubois, "Bu yöntem sayesinde beyin kimyasını daha hassas ve doğal şekilde düzenleyebiliriz. Geleneksel ilaçlar tüm sistemi etkilerken, bu moleküller sadece hedeflenen noktaya etki ediyor," dedi.
Lama antikorları, hedefe yönelik tedavilerde yeni bir çağ başlatabilir. Bilim insanları, gelecekte kişiselleştirilmiş antikor tedavileri ile her bireyin beyin kimyasına özel ilaçların geliştirilebileceğini öngörüyor.
Bu gelişme yalnızca şizofreniyle sınırlı kalmayabilir. Bipolar bozukluk, depresyon, otizm spektrum bozuklukları ve Alzheimer gibi hastalıklarda da benzer yaklaşımların kullanılabileceği belirtiliyor.
Henüz insanlar üzerinde klinik deneylere geçilmiş değil. Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde faz 1 klinik deneylerinin başlaması hedefleniyor. İnsanlarda güvenli olup olmadığı, etkinliği ve yan etkileri bu deneylerle netleşecek.
1. Lamalardan elde edilen antikorlar şizofreniyi nasıl tedavi ediyor?
Lamaların bağışıklık sisteminden elde edilen özel antikorlar (nanobody), insan beynindeki glutamat reseptörlerine bağlanarak sinir iletimini düzenliyor. Bu sayede şizofreniye neden olan nörokimyasal dengesizlikler hedefli olarak düzeltiliyor.
2. Bu yöntem mevcut antipsikotik ilaçlardan nasıl farklı?
Geleneksel antipsikotik ilaçlar beyin genelinde etki gösterirken, lama antikorları sadece hedeflenen reseptörlere bağlanıyor. Bu da daha az yan etki ve daha etkili bir tedavi anlamına geliyor.
3. Lama tüyünden elde edilen moleküller başka hastalıklarda da kullanılabilir mi?
Evet. Bu teknoloji, depresyon, otizm, Alzheimer gibi diğer nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde de kullanılma potansiyeline sahip.
4. İnsanlar üzerindeki klinik çalışmalar ne zaman başlayacak?
Farelerde başarı gösteren bu molekülün insanlar üzerindeki faz 1 klinik deneylerinin 1-2 yıl içinde başlaması bekleniyor.
5. Bu tedavi Türkiye’de ne zaman kullanılabilir?
Klinik deneylerin tamamlanmasının ardından Avrupa ve ABD sağlık otoritelerinin onayıyla yaygınlaşacak olan tedavi, Türkiye’ye de bu süreçlerin ardından ulaşabilir. Bu birkaç yıl alabilir.
Paylaş