Müzik ve zeka

Mozart' CD'lerini dinletmek onu bir matematik veya müzik dâhisi yapmamış olabilir. Ama bilim insanlarına göre, insan kimliğimiz açısından çok önemli olan bu iki bilgi dalı da bize keyif verebiliyor.

Mozart' CD'lerini dinletmek onu bir matematik veya müzik dâhisi yapmamış olabilir. Ama bilim insanlarına göre, insan kimliğimiz açısından çok önemli olan bu iki bilgi dalı da bize keyif verebiliyor.

muzikzekaGerçi çoğumuz matematik problemi yerine şarkıyı tercih eder.Maryland, Baltimore'dan Profesör Manil Suri, matematiğin keyifli olabileceğini ve insanların matematiğin sunduğu düzeni bazı açılardan çok sevdiğini düşünüyor. Birçok matematikçi gibi o da, insanların doğaları gereği buna yatkın olduğuna inanıyor. Profesör Suri bunu kanıtlamak için bir dizi düzgün çokgen düşünmemizi -bir altıgen, bir sekizgen ve on kenarlı bir çokgen gibi- ve kenar sayısının sonsuza dek arttığını hayal etmemizi tavsiye ediyor. Suri, New York Times'taki yazısında şöyle dedi: "Sonunda kenarlar o kadar küçülür ki, kıvrımlar düzleşmeye ve çevre kavisli görünmeye başlar. İşte o zaman ortaya çıkan şey bir çemberdir, ama aynı zamanda bu çokgen asla bütün haline gelmez. Bunun farkına varmak neşe verir ve beyninizdeki haz merkezlerini canlandırır. İşte matematik tamamen bu temel limit kavramı üzerine kuruludur". Müzik beynimizdeki haz merkezlerini uyardığını biliyoruz. Kanadalı sinirbilimciler Robert Zattore ve Valorie Salimpoor, beyin görüntüleme tekniklerinden yararlanarak bunun sebebini bulmaya çalıştı. Sinirbilimciler duyguların tavan yaptığı anların dopamin adlı sinir taşıyıcısının salgılanmasına yol açtığını buldu. Bu, yemek yediğimizde veya seks yaptığımızda görülen haz tepkisine benziyor. "Beklenti safhası" denilen doruk noktadan birkaç saniye önce de dopamin salgılandı. Zattore ve Salimpoor'a göre beynimizdeki ilkel haz merkezi ile işitme korteksi -müziği duyduğumuz ve hayal ettiğimiz yer- arasındaki etkileşim, sesler arasındaki soyut ilişkileri anlamamıza yardımcı oluyor. Sinirbilimcilere göre bu beyin devreleri, hayatımız boyunca müzikle ilgili bilgileri biriktiriyor ve daha önce dinlediğimiz müziklerden yararlanarak işittiğimiz yeni müzikleri anlamamızı sağlıyor. Zattore ve Salimpoor şöyle yazdı: "Besteciler bunu sezgisel olarak anlar. Bize istediğimizi verebilmek veya daha da iyi bir müzikle bizi şaşırtmak için bu tahmin mekanizmalarını ustaca kullanır." Bazen bu, hüzünlü bir ezgi olabiliyor. Japonya Bilim ve Teknoloji Ajansı'ndan uzman Ai Kawakami, hüzünlü müziği daha iyi anlamak için meslektaşlarıyla birlikte işe koyuldu. Kawakami Times'ta, "Müzikle ilgili duygular, hem müziğin dinleyiciye hissettirdiği duyguyu hem de dinleyicinin o müziğin ifade ettiğini düşündüğü algılanmış duyguyu kapsar" diye yazdı. Araştırmacıların sorular sorduğu hüzünlü müzik dinlemiş denekler, hüzün duygusunu hissetmekten ziyade algıladıklarını söyledi. Kawakami'nin belirttiğine göre, bu iki duygu türü arasında bir uçurum olduğu anlaşılıyor. Kawakami "Hüzünlü bir müzik dinlediğimizde (veya hüzünlü bir film izlediğimizde ya da hüzünlü bir roman okuduğumuzda) gerçekten tehlikede değilizdir. Sadece 'temsili duygu' adını verebileceğimiz bir deneyim yaşarız. Hüzünlü müziğin güzelliğine ağladığımızda, duygusal benliğimizin (sanatsal deneyimin anlam ve önemine ilişkin sezgiler ile insan olarak kendimiz hakkında sezgiler içerebilen) çok derin bir yönünü deneyimleriz" diye yazdı. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:01 Ekim 2013Yayınlanma Tarihi:03 Ekim 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.