Adanmışa dostuma

Rabia hanım kahvesinde kahve içeriz yine..

Öfkeli değilim artık. Üzüntüm de geçti sayılır. Bir iki burnum sızladı, gözüm nemlendi..

Başkalarının da benim kadar aptal olabileceğini düşünmem ve bunları her defasında hatırlamam beni biraz daha soğutsa da artık hep uzağım…her şeye..

Hala taneli vişne kompostosu içiyorum. Yanında da boncuk makarna.. Annem yapardı okuldan gelince.. Ama kıymalı…Ondan kalma ,alışkanlık işte..

Bir de geceleri aklıma gelip de uyandığımda tüp sarelle yiyorum.2 tane. Biri senin, biri benim için.

Çokça kilo aldım bu yüzden.

Gece yemeleriymiş adı. Psikolojik Yeme Davranışıymış; öyle söyledi terapistim.

Saçlarım hala kısa.

O rüyalarıma giren uzun saçlara hala kavuşamadım. Son 8 yılda 1 parmak uzamışlar..

Bunlar nerden mi çıktı? Ben ne bileyim nerden çıktı. İstemezdim böyle olmasını: Gelmesini, gitmesini. Git-gelli duygular hepsi .

Kahveyi taşırdım bunları yazarken. ”Türk kahvesini kısık ateşte pişireceksin, başından ayrılmadan; üçlemeyi yapmayı da unutma!” anne talimatını gördüğün üzere hala beceremiyorum.

Bana yap dersen yapmazdım o zamanlar da, bilirsin. Çepiç’im ya ben..

Köpüğü taşmıştı zaten. İçmedim ben de kahveyi. Çay yaptım onun yerine. Yanına da damla çikolatalı ve tarçınlı ve bir de fındıklı keklerden koydum. Severdin sen.

Hala çok konuşmuyorum. Çok okuyorum sadece. Yalnız değilim yani. Bir kitap bir kahve…

Bana bir kahve bir de kitap yetti ki hep; kitabı okuyacak zaman mutlaka bulurum :az uyurum, az gezerim hatta az bile yerim, belki gece yemelerim de kalmaz.. Kitap iyileştirir ya hani..

Ama o kahveyi içecek sen yoksan, kahveyi içerken okuduklarımı hararetli hararetli anlatacak ben kalmamışsam, sen kalmamışsan işte o zaman korkarım ;hikayelerin ruhlarına inancım kalmadığından..
İntihar etmiştir tüm karakterler ve hatta kurgu yerle bir olmuştur. İnandıklarım, hayallerim bir deprem enkazı altındadır şimdi ve ben enkazın altında ve meleklerimin kanatlarından biri kırık..

Ama umudum hala diğer kanada yüklediğim inancımın anlamı kadar güçlü ve hala ve hala ve hala ve hala ve hala.. hala hala…

Ha bu arada bir şey değişti aslında: Gözlük numaram. Şişe dibi kalınlığından daha ince şimdi, kaşlarım gibi ..

Aslında şaşkınım biraz, biraz da aptal..

Çoğu sabah ruhumda senin ağırlığınla uyandığımı düşünsem de, gözlerimi açtığımda göğsümde uyuyan 4 pati, bilmem kaç bıyık, buruşuk suratları görüyorum karşımda. Sarişle Zeyno.

Sarişi sokaktan aldım. Zeynoyu da biliyorsun zaten. Çilçila.

İyiler onlar. İyi geliyorlar bana. Üç nefes yaşayıp gidiyoruz kanımca.

Öyle işte.

Kendi adıma seni affediyorum. Tanrımda seni affetsin istiyorum. Bütün samimiyetimle yazıyorum bunu inan..

Mayıs 15 burada olacağını yazmışsın mektubunda. Gel sen.. Gel..

Rabia hanım kahvesinde kahve içeriz yine.. Mukaddes Dağdan Eyüp peyzajını izleriz yudum yudum. Her yuduma bir ayrılık…


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:22 Ağustos 2015

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.