ONA SEVMEYİ ÖĞRETİN

YENİ ANNE DERGİSİ/MART SAYISI

Anne baba olarak yaptığımız yanlışlar nerede ve yapmamız gerekenler neler? İşte bu konuda öneriler...

 


Hepimiz çocuklarımızı kayıtsız, şartsız severiz. Her şeyin en iyisi onların olsun ister, hayatımızın sonuna dek onlar için elimizden geleni yaparız. Karşılıksız sevmenin yanı sıra aslında sevgimizi ne şekilde gösterdiğimiz de çok önemlidir.

Sevginin azı da çoğu da zarar, bunu hepimiz biliyoruz. Peki bu denge nasıl kurulmalı, anne baba olarak yaptığımız yanlışlar nerede ve yapmamız gerekenler neler? İşte bu konuda Psikolog Hülya Soydan bizlere yol gösteriyor.

Kişilik gelişiminin temelinin çocukluk döneminde, ailede atıldığını yadsıyamayız. Sevgi ve şefkat eksikliği, çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyor. Yetişkinler, sevildiklerini karşılarındakinin davranış biçiminden anlayabiliyor ancak çocuklarımız bunu hisse-demeyebiliyor. Bu yüzden onları ne kadar çok sevdiğimizi açıkça belli etmeli, bunu sık sık dile getirmeli ve doğru örnek olarak onlara sevmeyi öğretmeliyiz.

OKUL ÖNCESİ. DUYGUSAL GELİŞİM İÇİN ÖNEMLİDİR

Duygusal gelişim için okul öncesi dönem, çok önemli bir basamaktır. Çocuğun öğrenmesinin en yoğun olduğu, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği ve şekillendiği dönemdir. Bu dönemde çocuklar arasında bireysel farklılıklar görülür. Çocuklar istediklerine nasıl ulaşacaklarını da bu dönemde öğrenirler. Eğer çocuk, öfke gösterisiyle ve ağlayarak istediklerini elde etmeyi öğrenirse öfke, çocukta yerleşmeye başlar.

Çocuk her ağladığında ve öfke krizine girdiğinde, istenilmeyen bir davranışı yapmasına izin verilir, istediği bir şey alınırsa, bir dahaki sefere bu davranışları tekrarlar. Her istediğini bu yolla elde etmek ister. Halbuki çocuğun isteği, makul ölçülerde yapılırsa olumlu davranışı kazanmış olur. İstediğine sakince ulaşmayı öğrenir ve böylece annelerin sinirleri de yıpranmamış olur.

SEVGİNİZİ AÇIKÇA İFADE EDİN

Sevginin açıkça ifade edildiği, bireyler arasında karşılıklı saygı ve güvenin olduğu aile ortamları çocuğun gelişimi açısından önemlidir. Çocuklar sevildiklerini anladıklarında, kendilerini seven kişileri hayal kırıklığına uğratmamak ve bu kişilerin güvenini kazanmak için onların hoşuna gidecek davranışlarda bulunur ve o kişileri örnek alırlar. Örnek almak, çocukların çok sık başvurduğu bir öğrenme metodudur.

Çocukların öğütten çok, örnek almaya ve doğru modellerle özdeşim kurmaya ihtiyaçları vardır. Bu kişiler genellikle anne ve babalar olur. Bazen de yakın akraba çevresinden sevilen bir kişi ile (abla, ağabey, dayı, teyze, amca, hala) veya öğretmenlerle özdeşim kurabilirler. Özdeşim kurulan kişinin özellikleri olumlu ise çocuğa yansıması da olumlu olur. Eğer çocuk olumsuz özellikleri olan birisiyle özdeşim kurarsa olumlu bir modele yöneltmeli ve olumsuz davranış özelliklerinin çocuğa yansımasını engellemeliyiz.

HAYATA, ÇOCUKLARINIZIN GÖZÜNDEN BAKIN

Çocuklarımızın duygu ve davranışlarını sağlıklı bir şekilde anlayabilmek için yaşama, onların gözünden baka-bilmeliyiz. Hepimiz çocuklarımız için en iyisini, en güzelini isteriz ancak bizim doğrularımız, onların doğruları olmak zorunda değildir. Her çocuk bağımsız bir bireydir. Çoğu anne baba, çocuklarını kendi arzularını yerine getirmekle yükümlü bir varlık olarak algılama eğilimindedir. Oysa çocuklar, tamamen farklı özelliklerle dünyaya gelirler. Onların farklılıklarına, özgürlük alanlarına ve kendi dünyalarına saygı göstermeli ve bireysel gelişimlerini, bu farklılıkları göz önünde bulundurarak desteklemeliyiz.

Çocuklar zamanla çevreden gelen uyaranlarla benlik algılarını şekillendirirler. Bu süreçte bize düşen görevse onları sürekli sevmek, sevdiğimizi onlara belli etmek ve onları desteklediğimizi göstermektir.

KOŞULLU SEVGİ NELERE YOL AÇAR?


Çocuklarımıza onları sevdiğimizi hissettirmek kadar bu sevgiyi onlara ifa etmeli, onlara yaptıklarımızla da orta olmalıyız.

Her çocuk hata yapar, onların kusursuz olmalarını bekleyemeyiz ha çocuklar hata yapa yapa, yapmam öğrenirler. Ancak çocuklarımızı f tıkları hatalardan dolayı sevmek ya da onları sevmemekle tehdit etmek, çocuklarımız için zararlı davranış biçimidir. Böyle durumda çocuklar kendilerini değersiz hissederler ve ileride kendine güvem yen ya da mükemmeliyetçi bire> olabilirler. Bu gibi durumlarda çocuklarımıza "koşullu sevgi" göstermiş oluruz ve onların olası hatalarını sevgisizlikle cezalandırarak çocuklarımızı tehdit ederiz.

Çocuklarınızı iyi yetiştirmek istiyorsanız onlara öğüt vermek yerine, davranışlarınızla örnek olmalısınız.
Çocukla sağlam bir ilişki kurabilmenin temeli "kayıtsız, şartsız sevgi"dir.

Böylesi bir sevgi, çocuğa güven duygusu aşılar. Koşulsuz sevgi gösterilen bir çocuğun, gelecekte kendine güvenen, kendi ayaklan üzerinde durabilen bir birey olması, sevgi açlığı yaşayan bir çocuğa oranla daha kolaydır.

Çiftler arasındaki iletişim, aile içi huzur da çocukların gelişiminde çok önemlidir. Sevgi dolu, birbirini dinleyen, hoşgörülü ve demokratik ailelerde büyüyen çocuklar; sosyal hayatta daha aktif, arkadaşları ile iletişimlerinde daha etkin, daha girişken, yaratıcı fikirler ileri sürebileni açıkça fikirlerini söylemeyen kişil olurlar.

ÇOCUK YETİŞTİRİRKEN Sİ YAPILAN HATALAR

Topluma uyum sağlayan bir çocuk yetiştirme başarısı genellikle anne babaya atfedilir. Böyle durumlarda anne-baba toplum tarafından saygı görür ve yetiştirdikleri başarılı çocuk sayesinde kendileriyle gurur duyarlar.

Böylelikle anne-baba kendi doğrularını çocuğa empoze etmeye çalışarak kendi başarı kriterlerine göre çocuğun kişiliğini şekillendirmeye çalışırlar. Çocuk, onların doğru bildiklerini yapmak istemediğinde hayal kırıklığına uğrar ve onu sevmemekle ya da daha az sevmekle tehdit ederler. Tabii ki çocuklarımız bundan olumsuz etkilenir ve kendilerini değersiz hissederken aileye güvenlerim de kaybederler.

Çocuğumuza zarar veren bir diğer davranış da, sevgimizi aşırı şekilde göstermektir. Çocuğu sevgiye boğarsak ve onu aşın koruyup kollarsak onu bunaltır, aileye bağımlı hale getirir ve özgüven eksikliği yaratmış oluruz. Çocuk karşılaştığı her olayda ailesine sığınır, onlardan yardım bekler çünkü kendine güveni yoktur.

Aşın denetim ve disiplin çocuğu pasifleştirdiği gibi, aşırı hoşgörü de çocuğun uyumsuz, bencil ve şımarık olmasına neden olabilir.

Evin patronu çocuk olduğu zaman, çocuğun üzerinde kaybettiğiniz otoritenizi yeniden sağlamak çok zor olacaktır. Çocuk "ben merkezci" tavrını, anne-babasının aşın boyun eğici davranışları nedeniyle sosyal normlara uygun bir biçimde değiştiremez ve sosyal çevresiyle çatışmalar yaşar. Anne babasını istediği gibi yönetebildiğini gören çocuğun onlara karşı saygısı azalır.

NE YAPMALI?


-Çocuklarınıza karşı koşulsuz sevgi ve sürekli ilgi göstermelisiniz.

-Çocuklarınızı iyi yetiştirmek istiyorsanız onlara öğüt vermek yerine, davranışlarınızla örnek olmalısınız.

-Gelecekte ortaya çıkacak birey, büyük oranda sizin eseriniz olacaktır. Bu nedenle davranışlarınızın
sürekli olarak çocuklarınız tarafından izlendiğini düşünerek hareket etmelisiniz.

- Anne- babanın birbirleriyle sevgi dolu ilişkileri, çocukları olumlu etkilediği gibi, onların kavgaları da olumsuz etkileyecektir. Çocuğunuza doğru örnek olmalısınız.

-Çocuklar kendi yeteneklerini deneme ve kullanma fırsatı bulduklarında çok mutlu olurlar. Onları desteklemeli ve yapabileceği işlerde yanında olarak başarının hazzını tatmasına yardımcı olmalısınız.

- Çocukların başardığı ve çabaladığı konularda desteklenmesi ve ödüllendirilerek takdir görmesi, olumlu yanlarını ortaya çıkarır. Bu dönemde çocukların en çok hoşuna giden şeylerden birisi de kendi başlarına yemek yemektir. Döke saça da yese, ortalığı ve giysilerini kirletse de ona bu şansı tanımalısınız.

- Çocuğunuza sevginizi göstermenin en iyi yolu ona zaman ayırmaktır. Mutlaka onunla birebir paylaşacağınız, sadece çocuğunuzla ilgileneceğiniz bir zaman dilimi yaratmalısınız. Çalışan annelerin en çok kafasına takılan ve suçluluk duyduğu konulardan birisi de budur.

Ama inanın bütün gün beraber olup sadece ihtiyaçlarını karşıladığınız bir çocuktan çok; kısıtlı bir zamanda da olsa, her dakikasını ona ayırdığınız, birebir ilgilendiğiniz, göz göze iletişim kurduğunuz, sevgiyle baktığınız, sarılıp öptüğünüz, dinlediğiniz ve oyunlar oynadığınız çocuk daha mutlu olacaktır.

- Sevginizi sözlerinizle olduğu kadar davranışlarınızla ve dokunarak da göstermelisiniz. Çocuğunuza vereceğiniz en değerli hediye ilginiz, zamanınız ve yanağına kondurduğunuz sıcacık bir öpücüktür; pahalı oyuncaklar değil...


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:20 Mart 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.