30 YAŞ ÖNEMLİDİR

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Doğal olarak biz de yaşlılığımızı sağlıklı ve sorunsuz geçirme telaşına kapılıyoruz.

Oysa yapmanız gereken yaşlılık değil orta yaş dönemini uzatmak olmalı. Zamanı gelince nasıl olsa yaşlanacağız ve ne kadar iyi yaşlanırsak yaşlanalım ya kan şekerimizdeki yükselmelerden, tansiyonumuzdaki oynamalardan ya da diz ağrıları, yorgunluklar, uyku kaçmalarından yakınacağız. Önemli olan bu sorunların en az düzeyde olduğu "orta yaş dönemini" uzatabilmektir.

Bunun için bir şeyler yapmaya daha 20’li yaşlarda başlamanız gerekiyor ama o yaşların uçarılığında etkili ve kalıcı önlemler alabilmek pek mümkün olamıyor. Okul bitirmeleri, işe girmeler, evlenip anne olmalar, ilk doğumlar, kariyer telaşlarının hepsi 20?30 yaş aralığına sıkışıyor. Bu hayhuy içinde kendinize zaman ayırmak mümkün olmuyor, olamıyor. İşte bu nedenle 30 yaş virajında alınacak önlemler, yapılacak işler önemli hale geliyor.

SAĞLIĞA YATIRIM İÇİN EN İYİ ZAMAN

Aslında 30 yaş kadınlar için de erkekler için de kritik bir sağlık virajı değil. Eğer ciddi bir hata yapılmazsa 30?40 yaş aralığında ?sürprizler dışında- önemli bir sağlık sorunu çıkmıyor. 30 yaş virajı daha çok geleceğe yatırım yapmak ve gençlikte geçirilen süreyi uzatmak bakımından önem kazanıyor.

Bu dönem metabolizmanızın yavaşlamaya başladığı, kemik güçlenmesinin yerini kemik kaybına bıraktığı, biriktirilen cilt yanlışlarının kötü sonuçların ortaya çıktığı, psikolojik gelgitlerin sıklaştığı, hormonal iniş çıkışların çoğaldığı bir yaşam aralığı olarak kabul ediliyor. Bu dönemde saç ve tırnak problemlerine, kansızlığa, tiroid hastalıklarına, cilt sorunlarına sık rastlanıyor. Bu nedenle 30 yaş virajına girerken biraz dikkatli olmak, virajı fırsat yapmaya çalışmak gerekiyor.

TİROİDE DİKKAT EDİN

Otuzuncu yaşını kutlayan kadınlar için önemli bir nokta da tiroid fonksiyonlarının da zaman zaman değerlendirilmesidir. Bu yaş grubunda tiroidin bozulma eğilimi artıyor. Başta Haşimoto hastalığı olmak üzere bağışıklık sorunu nedeniyle ortaya çıkan tiroid hastalıklarına bu dönemde daha sık rastlanıyor. Tiroiditler dışında nodüller ve diğer guatr tiplerine de 30?40 yaş aralığında beklenenden daha fazla rastlanıyor. Tiroid bezi incelemeleri yapılırken sadece kan analizleriyle (T3, T4, TSH) yetinmemek gerekiyor. Çünkü guatr veya tiroid nodülü olmasına rağmen, tiroid fonksiyonlarının bozulmayabileceği durumlar da var. Bu durumlar ultrasonografik bir değerlendirme yapılmazsa gözden kaçıyor.

Tiroid bezinin fonksiyonunu bozmayan bir nodülde kanser ortaya çıkabiliyor. Özellikle kilo vermekte zorlanan ya da durup dururken zayıflayan, cilt kuruluğu, yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, kabızlık gibi şikayetlerden yakınanların tiroid hastalıkları bakımından daha uyanık olmaları gerekiyor.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:15 Ocak 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.