Sempati endeksi

İki içedönük kişiliğin, dikkatlerin en fazla yoğunlaştığı başkanlık yarışında karşılaşması şaşırtıcı değil mi?

İki içedönük kişiliğin, dikkatlerin en fazla yoğunlaştığı başkanlık yarışında karşılaşması şaşırtıcı değil mi?

Romney ve Obama, aileleri ile birlikteyken en sempatik hallerindeler. Maalesef bu çok sık olmuyor. İkisi de bu güven ortamı dışındayken sanki kendi uzay gemilerine sıkıca kapanmış gibi gözükebiliyor. Başkanlık yarışının belirleyecek fark şu: Obama seçmenlerin sempatisini kazanabiliyor. Ne kadar içine kapanık birisi olduğu hatta yakınındakiler için bile nasıl bir bilmece olduğu düşünülünce, bu inanılmaz bir başarı. Ama ona yakından bakınca bu sempati kayboluyor. Michelle Obama'nın dediği gibi başkan, adeta "kurtlar tarafından büyütüldüğü" halde ayakta kalabildi. New Y ork'taki y alnız y ıllarında o nu ayakta tutan keşişlere özgü becerilerini korudu. Jonathan Alter'ın "Umut"ta yazdığı gibi, "insanların kalbini fetheden gülümsemesi" "koruyucu bir buz katmanını gizledi". Ekibindekiler ona saygı duysa da, baba ve oğul Bush'un yarattığı hayranlığı uyandıramıyor. Basınla yaşadığı balayı da bitti. The New York Times'tan Amy Chozick, "Başkan ülke siyasetini değiştirme amacına ulaşamamasında haber kuruluşlarının da payı olduğuna inanır oldu" diye yazdı. Obama bazen kırılgan ve kendine güvensiz olsa da, dışarıya bir kendine yeterlilik ve Steven Jobs tarafından tasarlanmış (dost canlısı olmayan bir Siri) gibi gözüken açık ve basit bir estetik sunuyor. Purple Strategies'in anketinde hangi adayın Apple'ı andırdığı sorulunca, cevap (doğal olarak) Obama oldu. Ama seçmenler onda samimiyet gördüğü için, durgun ekonomiye ve şu ahmakça yoruma rağmen h âlâ a yakta: " Bir i şyeriniz varsa, onu siz değil başkaları kurdu". Romney U SA T oday/Gallup'un s on anketinde bütçe açığı, istihdam, vergi ve ekonomiyi düzeltme konusunda daha yüksek puanlar aldı. Ama kişisel özelliklerde arayı açan Obama, sempatiklik konusunda 30 puanlık üstünlük kurarken dürüstlük, güven ve empati alanında daha da öndeydi. Eski astronot John Glenn'in başkan adaylığı sırasında sahneye çıkarken aldığı alkış, inerken aldığından çoktu. Başta itici görünen Romney şimdi daha da beter görünüyor. Obama içedönük ama nazik; Romney içedönük ama kaba.

DEPRESYONDA MISINIZ

Romney'nin danışmanları onun anketlerde hızla gerilemesini Obama'nın yayınlattığı sert ilanlara ve Mitt'in sıkıcılığından ziyade yaz rehavetine bağladı. Seçmenler belki de Romney'nin zaten birçok gizemli zaafı olduğunu (Bain, Mormonluk, liberal bir eyaletteki valilik dönemi) ve onu en riskli yere getirmenin yani Beyaz Saray'a sokmanın iyi bir fikir olmadığını düşünüyor. Cumhuriyetçiler bile Mitt'in cazibesini savunmayı bırakmış görünüyor. Temsilciler Meclisi sözcüsü John A. Boehner'in unutulmaz ifadesiyle, "ABD halkı muhtemelen Mitt Romney'ye âşık olmayacak". Romney'nin yaşam öyküsüne dayalı reklamları yayınlatmakta ve kişisel röportajlar vermekte çok geç kalarak, Obama'nın reklamları tarafından tanımlanmaya ve karalanmaya zemin hazırladığını söyleyenler var. Halen Chicago belediye başkanı olan Obama'nın eski Beyaz Saray Sözcüsü Rahm Emmanuel, "Obama'nın ekibi yaz projesi için 'Görev Tamam' diyebilir. Romney'nin de yardımıyla onu orta sınıfın yaşadığı zorluklara tamamen kayıtsız biri gibi gösterdiler" diyor. Kendisi bira içmese bile bir aday, "Kiminle bira içmek istersin?" sorusunda öne çıkarsa, durumu çevirmek zordur. Obama sert ilanlar yayınlatınca bankalar, generaller ve Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçiler tarafından ezilebilecek birisi olduğuna dair endişeleri gideriyor. Romney aynısını yapınca, siyasetin paralı askerlerince pazarlanan acımasız bir zorba olduğu yönündeki korkuları güçlendiriyor. Kurultaya sadece iki hafta kala şu sorunun cevabı merakla bekleniyor: Mitt'in yardımcısı (Temsilciler Meclisi Wisconsin milletvekili Paul D. Ryan) onun kampanyasını daha samimi hale getirir mi? Obama'nın Joseph Biden'ı seçerek yaptığı gibi yardımcınızı belirleyerek, en azından bazı seçmenlerle bağınızı güçlendirebilirsiniz. Ama ABD'liler başkanlarını sevmekten hoşlanır. Emmanuel, "Başkası aracılığıyla sempati kazanamazsınız. Bunun için Bahamalar'da veya Cayman Adaları'ndaki yabancı bir bankada hesap açtıramazsınız" diyor. Romney'nin sadece iş ve aileden ibaret katılığı onu yaklaşılamaz kılıyor, vergi hokkabazlığı da şaibe uyandırıyor. Romney'nin Bain Capital'daki eski çalışanı Marc Wolpow'un, Boston Globe'da Mitt'in tahvil kralı Michael Milken ile (Milken federal soruşturma geçirirken) 1988'de yaptığı anlaşmayla ilgi haberde söylediği gibi, "Sanırım Mitt hayatını korku ve açgözlülük arasındaki dengede geçirdi. Siyasi kariyerine başlamak için çok para kazanması gerektiğini biliyordu. İtibarınıza yönelik bir tehlikeyi göze almadan çok para kazanmak zordur". Karl Rove 9 Ağustos'ta Wall Street Journal'da Mitt'i, kurultay konuşmasında "babasının kendisini namuslu biri olarak yetiştirmesini, karısının hastalığını ve servetini açıkça anlatarak" kişiliğini belli etmeye çağırdı. Obama umut ve değişim söyleminde ipin ucunu kaçırırken, Romney güçlü olduğu varsayılan ekonomi alanında bile böyle bir söylemi hiç geliştiremedi. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:22 Ağustos 2012Yayınlanma Tarihi:23 Ağustos 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.