Üniversite öğrencisi bir kız çocuğu yurt dışına seyahat etmek istiyor, annesi destekliyor ama babası korkularına yenik düşüyor. Psikoloji uzmanı Hara Estroff Marano, ebeveynlerin çocuklarını serbest bırakma sürecinde yaşadığı kaygıları değerlendiriyor ve sağlıklı iletişimle çözümün nasıl mümkün olacağını anlatıyor.

Amerikalı psikoloji yazarı ve uzmanı Hara Estroff Marano, yeni yazısında birçok ebeveynin içsel korkularına nasıl teslim olduğunu ve çocuklarının bireyselleşme sürecine nasıl engel olabildiklerini gözler önüne seriyor. Hikâye oldukça tanıdık: 19 yaşına girmek üzere olan sorumluluk sahibi bir genç kadın, üniversitede başarılı, sosyal çevresi sağlam ve ailesinin de onayladığı bir erkek arkadaşı var. Bu genç erkek, ailesini yurt dışında ziyaret etmeyi planlıyor ve kız arkadaşını da yanında götürmek istiyor. Genç kadın heyecanla kabul ediyor. Ancak anne-baba arasında kriz çıkıyor: Anne destekliyor, baba ise korkularıyla baş edemiyor.

Marano, bu durumda asıl sorunun maddi değil, duygusal olduğunu vurguluyor: “Ne kadar çok şey ters gidebilir diye düşünmek kolaydır. Ama her gün olabilecek binlerce şey ters gitmez. Sorun, eşinizin beyninin tehditleri tespit eden amigdalasına teslim olması ve mantıklı ön korteksin devre dışı kalması.”

Uzman, bu tür durumlarda ebeveynlerin çocuklarını korumak istemesinin doğal olduğunu, ancak genç bireylerin yetişkinliğe geçiş sürecinde kendi kararlarını vermeye başlamalarının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Üniversiteye gitmiş bir bireyin kendine ait kararlar alma hakkının olduğunu, bu sürecin de onların yetişkinlik becerilerini pekiştirdiğini ifade ediyor.

Peki bu gerilim nasıl çözülür? Marano, aile içinde yapılacak bilgi temelli bir konuşmayı öneriyor. "Konfrontasyon değil, karşılıklı düşünmeye dayalı bir sohbet yapılmalı" diyen uzman, babanın korkularını kızına yöneltilmiş düşünsel sorulara dönüştürmesini tavsiye ediyor. Örneğin:

“Seyahatin ortasında artık onun sevgilisi olmak istemediğini fark edersen ne yaparsın?”

“Bağlantılı uçağını kaçırırsan ne yapacaksın?”

“Pasaportunu kaybedersen nasıl davranırsın?”

Bu tür sorular yalnızca genç kadının olası durumlara karşı hazırlıklı olmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda babanın zihinsel kilitlenmeden çıkmasına ve süreci sağlıklı şekilde yönetmesine de yardımcı olur.

Marano’ya göre bu durum yalnızca bir tatil planı değil, aynı zamanda aile içi iletişimin, güven inşasının ve bireyselleşme sürecinin bir testi. “Bu seyahat, sadece kızınız için değil, sizin için de bir büyüme fırsatı,” diyor ve ekliyor: “Gelecekte benzer çıkmazlarda da rehber olacak bir model yaratabilirsiniz.”

Psychology Today