Her 4 saniyede bir demans hastası teşhis ediliyor

Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre,“Şu anda dünyada 38 milyon Alzheimer hasta sayısının, 2030'da iki katına çıkacağı, 2050'de üç katına çıkıp, 115 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı düşünülüyor” dedi.

Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr.  Murat Emre,“Şu anda dünyada 38 milyon Alzheimer hasta sayısının, 2030'da iki  katına çıkacağı, 2050'de üç katına çıkıp, 115 milyon kişinin Alzheimer hastası  olacağı düşünülüyor” dedi.

Emre, Pfizer'in destek verdiği “Alzheimer Hastalığı: Doğrular,  Yanlışlar, Gerçekler ve Hurafeler” konulu basın toplantısında, Alzheimer  hastalığının toplum tarafından “bunama”, tıp dilinde “demans” olarak  bilindiğini belirterek, bu hastalığın, kendine özgü sık unutkanlıkla başladığını  kaydetti.

DEMANS HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ

Alzheimer hastalığının yavaş yavaş işlevleri etkilediğini ifade eden  Emre, şöyle devam etti: “Bu hastalığın, yön bulabilmede zorluk, kişilik değişiklikleri, günlük  yaşam aktivitelerinden kopulması gibi belirtileri bulunuyor. Dünya Alzheimer  Federasyonu'na göre, dünyada 38 milyon hasta olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de  tahmin edilen 350 ile 400 bin hasta olduğudur. İnsanların yaşam beklentisi  uzadıkça, yaşlı insan sayısı arttıkça, Alzheimer hastalarının sıklığı da artıyor.  Şu anda dünyada 38 milyon Alzheimer hasta sayısının, 2030'da iki katına çıkacağı,  2050'de üç katına çıkıp, 115 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı  düşünülüyor. 2010'da dünya toplam Alzheimer popülasyonuna 7,5 milyon civarında  insanın katıldığı düşünülüyor. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre, dünyada her  4 saniyede bir yeni hasta teşhis ediliyor.”

“HASTALIĞIN KRİTERLERİ YENİLENDİ”

Emre, hastalığın tanısıyla ilgili kriterlerin 30 sene sonra yenilendiğini  aktararak, “Hastalığın daha erken tanınmasını sağlayan tanı kriterleri  yayınlandı. Geçen sene ilk olarak ABD'de Alzheimer hastalığının daha erken  tanısını mümkün kılacak bir yöntemin ruhsatı alınıp kullanımına başlandı” dedi. Ailevi Alzheimer hastalığının değişik gen mutasyonlarıyla geçtiğini  belirten Emre, “Bazı genlerde aşağı yukarı aynı yaşlarda başlangıcını yapıyor.  Hastalığın varsayılan süresinden 25 yıl öncesinden inceleme yapılmaya başlanıyor.  Beyinde amiloid birikimi, sinir hücrelerinin işlevlerinin bozulma işaretleri ve  beyin atrofisi 15 yıl öncesinde bozulmaya başlıyor. Beyin metabolizmasında azalma  ve hafif bellek bozukluğu 10 yıl öncesinden başlıyor” diye konuştu.

ALZHEIMER HAKKINDA HER ŞEY

Emre, İzlanda'da 1800 kişiyle yapılan bir araştırmada, Alzheimer riskini  azaltan bir gen mutasyonu bulunduğunu ve bu mutasyonun amiloid oluşumunu yüzde 40  azalttığını söyledi.

ALZHEİMER HURAFELERİ

Alzheimer ile ilgili bazı hurafeler olduğunu anlatan Emre, “Bazı  hurafeler var. 4-5 sene önce havuç suyu modaydı. 2-3 sene önce köri ve hindistan  cevizi yağı moda oldu. Bunların etkili olup olmadığını kimse cevaplayamaz.  Bunların güvenli olduğu gösterilmeden hastaların kullanması doğru olmaz. Kök  hücre, Alzheimer hastalığında etkinliği gösterilmiş bir şey değil” şeklinde  konuştu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın ihtisas bakım evlerine ilişkin  kararının önemli olduğunu belirten Emre, Bakanlığın bu kararının desteklenmesi  gerektiğini kaydetti. Emre, bunamanın hiçbir yaşta normal olmadığını ifade ederek, “Hastalıkla  nasıl başa çıkılabileceğini vurgulamak için önce tanıtmak gerekiyor. Alzheimer'ı  önlemek için mucizevi bir şey yok. Bedensel aktivite çok önemli. Günde yarım saat  yürüyün. Sosyalleşmek önemli, hayatın içinde kalın. Beslenme tarzı, Akdeniz usulü  beslenme, insanı hastalıktan belli ölçüde koruyor” diye konuştu.

“BEYNİN YENİ ŞEYLERLE KARŞILAŞMASI LAZIM”

Dernek Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu da bu  hastalığı önlemek mümkün olmasa da geciktirilebileceğini ifade ederek, “Yaşlı  bir insan güzel yürüyebiliyorsa demans olma riski çok düşük. Yaşlılara yürüyüş  egzersizlerinin yaptırılması demans riskini azaltıyor. Alzheimer hastalığı bir  aile hastalığı. Ailelere yardım etmek çok önemli. Ailelerin tek zorluğu hastadan  kaynaklanmıyor, toplumun da getirdiği bir yük var. 'Bunak' kelimesi hastalık  değil, hakaret kabul ediliyor. Beynin yeni şeylerle karşılaşması lazım. Yeni  insanlarla tanışmak, yeni bir şeyler öğrenmek, dans etmek iyi gelebilir”  şeklinde konuştu. A.A

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:21 Eylül 2012Yayınlanma Tarihi:27 Eylül 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.