GÖRELİLİK HAKKINDA...

CUMHURİYET GAZETESİ BİLİM TEKNİK EKİ

Görelilik kavramını kim buldu? Bilemediniz! Bununla ilgili bir görüş ilk kez 1639 yılında ortaya atıldı.

 


Bununla ilgili bir görüş ilk kez 1639 yılında, bir nesnenin devinmekte olan bir gemiden de devinimsiz bir yapıdan da aynı ivmeyle düştüğünü kanıtlayan Galileo tarafından ortaya atıldı.

• Einstein, geliştirdiği kurama görelilik kuramı adını vermemişti. 1905 yılında yayımlanan “Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği” başlıklı makalesinin hiçbir yerinde “görelilik” sözcüğü geçmiyordu. Einstein görelilik sözcüğünden hiç hoşlanmadığı için, “değişmezlik kuramı” demeyi yeğledi (çünkü fizik yasaları tüm gözlemcilere aynı görünür- bu konuda “görelilik” söz konusu değildir).

• Uzay-zaman sürekliliği mi? Ne yazık ki, o da Einstein’a ait değil. Dördüncü boyut olarak zaman kavramı, Einstein’ın eğitmenlerinden biri olan ve ona “tembel köpek” adını veren, Hermann Minkowski tarafından ilk kez ortaya atıldı.

• Ama Galileo tarafından ortaya atılan görelilik kavramını, ışık hızına yakın bir hızda zamanın yavaşlaması ve uzayın sıkışması türünden garip olayların içyüzünü anlamak amacıyla, yeniden düzenleyen Einstein oldu.
• Avusturyalı fizikçi Friedrich Hasenöhrl E=mc2 eşitliğini Einstein’dan bir yıl önce yayımladı.

• Hasenöhrl adını büyük olasılıkla daha önce hiç duymamış olabilirsiniz. Bunun nedeni Hasenöhrl’ün eşitlik ile görelilik ilkesi arasında bir bağlantı kuramamış olmasıydı.

• Einstein’ın İsveç patent bürosundaki işinin tam zamanlı olması, görelilik kuramını kimsenin görmediği zamanlarda kotarmış olması gerektiği anlamına geliyor. Müdürü odaya girecek olduğunda, Einstein not aldığı kağıtları telaşla çekmecesine tıkıştırırdı.

• Einstein hiç içki içmeyen biri olmasına karşın, görelilik kuramını tamamladığında eşi Mileva ile birlikte masanın altında kafa çekti. Eski günlerde zaman-uzay sürekliliğine bulaşmanın yöntemi buydu.
• Sevgi görelidir. Einstein, 1904 yılında kuramını tamamlamaya çalıştığı sırada,”Karıma gereksinmem var. Tüm matematik problemlerini benim yerime o çözüyor,” diye yazmıştı. 1914 yılında Einstein karısından “sürdürülmesi toplumsal açıdan zorunlu olmadıkça, kendisi ile olan tüm özel ilişkilerini kesmesini” istedi.

• Kurallar da görelidir. Einstein’a göre hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemez, ama uzayın kendisinin de böyle bir hız sınırı yoktur; Büyük Patlama’nın hemen ardından, evrenin denetimsiz genişlemesi görünüşe bakılırsa ışığı çok gerilerde bırakmıştı.

• İki farklı görelilik kavramı var. Şimdiye dek değişmeyen bir hızla hareket eden cisimler için geçerli olan özel görelilikten söz ettik. İvmeli devinimle ilgili olan ve yerçekiminin nasıl işlediğini açıklayan genel görelilik ise on yıl sonra ortaya çıktı. Genel görelilik kuramı Einstein’ın en büyük başarısı olarak değerlendirilir.

• Genel göreliliğin matematiğinden kafası karıştığında, Einstein’ın yardımına okuldan eski arkadaşı Marcel Grossman koşardı. Yıllar öncesinde Einstein sürekli okulu kırdığında da Grossman’ın aldığı notlar imdadına yetişiyordu.

• Genel görelilik kuramının ilk biçiminde ciddi bir yanlış vardı. Bir ışık demetinin yerçekimine bağlı kırılma miktarı yanlış hesaplanmıştı.

• Neyse ki, kuramın 1914 yılında bir güneş tutulması sırasında denenmesiyle ilgili tasarı
I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi yüzünden suya düştü. Deney o zaman yapılmış olsaydı yanlış su yüzüne çıkacak ve Einstein’ın görüşünde yanıldığı kanıtlanmış olacaktı.

• Tutulmayla ilgili deney 1919 yılında yapıldı. Dönemin önde gelen fizikçilerinden Britanyalı Arthur Eddington genel görelilik kuramını büyük bir başarı olarak değerlendirip Einstein’ın bir anda üne kavuşmasına ve resimlerinin kahve fincanlarının üzerine basılmasına neden oldu.

• Şimdi geriye baktığımızda, Eddington sonuçları abartmış ve “yanlışlığı” gösteren görüntüleri görmezden gelmiş gibi görünüyor.

• Doğal olarak bunu kimse fark etmedi: 1955 yılında Einstein yaşama veda ettiğinde bile bilim insanlarının ellerinde genel görelilik kuramının yaşama yansımasıyla ilgili herhangi bir kanıt bulunmamaktaydı.

• Bu durum 1960’larda gökbilimcilerin, nötron yıldızları ve kara delikler gibi, zaman-uzay görüngüsünü ciddi biçimde etkileyen olağanüstü cisimleri keşfetmeye başlamalarıyla birlikte çarpıcı bir değişime
uğradı.

• Genel görelilik kuramı günümüzde öylesine iyi kavranıyor ki, gökadaların ağırlığını ölçmede ve uzak gezegenlerin yerini ışığı kırma biçimlerinden yola çıkarak belirlemede bu kuramdan yararlanılıyor.

• Einstein’ın açıklamalarını anlamakta yine de zorlanıyorsanız, bizzat kendisinden geldiği söylenen şu sözlere kulak verin: “Elinizi bir dakikalığına kızgın bir sobanın içinde tutmaya kalkıştığınızda, o bir dakikalık süre size bir saatmiş gibi uzun gelecektir. Hoş ve çekici bir kadınla geçirdiğiniz bir saat ise size bir dakika gibi gelir. Görelilik denen şey işte budur.”


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:02 Mayıs 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.