Duygusallık olmadan cinsellik olur mu

Kaliteli, insanı ruhen ve bedenen karşılıklı mutlu eden bir cinsellik için duygusallık ve sevgi gereklidir ama...

Gerçek cinsellik için duygusallığın şart olduğunu dile getiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, cinsel doyuma ulaşmanın gerekliliğini anlattı. Kaliteli, insanı ruhen ve bedenen karşılıklı mutlu eden bir cinsellik için duygusallık ve sevgi gereklidir ama sadece “penisin cinselliği” söz konusu olduğunda gerçek bir cinsel doygunluğa ulaşmak mümkün olmaz, erkekte de kadında da duygusallık gereklidir.

MASTÜRBASYON CİNSELLİĞİN YERİNİ TUTAR MI?

Mastürbasyon bazı yaşlarda ve hallerde yararlı bir cinsel eylem olarak gözükmektedir ama sadece mastürbasyon aşikardır ki tam bir cinsellik yapamayacaktır. Tek başına orgazm olmak insan için bir ihtiyaç gibi gözükmemektedir ancak elbette günümüzde HIV ve benzeri cinsel yola bulaşan hastalıklar göz önünde bulundurulduğunda sağlıklı bir cinsellik ortamı yok ise mastürbasyon güvenli bir cinsel eylem olacaktır. Eşlerin birlikte yaşadığı cinsellikle mastürbasyon ruhsal ve bedensel anlamda farklı doygunluklar verir. Tercih edileni elbette çiftlerin yaşadığı cinsel eylemdir. Mastürbasyon hiçbir zaman vücuda veya insan ruhuna zarar verici değildir. Elbette ifrat ve tefriti unutmamak gerekir. Yani elle yapılan bir uyarı olması nedeniyle en azından bölgenin cildinin nezaketini göz önünde bulundurarak kendi bedenimize zarar verecek şiddet ve sıklığa izin verilmemelidir. Mastürbasyon ne boy kısalığı, ne kemik erimesine sebep olur, ne de fazla yapılırsa cinsel organların daha duyarlı olması ya da büyümesi gibi bir sonuç verir. Özetle yerli yerinde yapıldığında mastürbasyon güvenli bir cinsel eylemdir.

CİNSELLİĞİN TABU OLMASI NE GİBİ OLUMSUZLUKLARA YOL AÇIYOR?

Toplumun giderek muhafazakarlaşması cinselliği daha da tabu haline getirmektedir. Bu da konuşulabilirliği azaltmakta, gizliliği artırmaktadır. Gizlilik yanlış ilişkilere, bedene, ruha zarar veren eylemlere düşme zeminini hazırlar. Savunmasız bireylerin cinsel eylemlere ve şiddete maruz kalmasına neden olabilir. Gazetelerde gün geçmiyor ki çocuk taciz haberlerini okumayalım, kadına cinsel içerikli eylemlere şahit olmayalım. Oysa muhafazakarlığın yanlış yorumlanması ne yazık ki özellikle cinsellik anlamında bireylerin ve sonuçta toplumun gerilmesine, yanlış çıkış yolları aramasına neden olmakta gibi görünmektedir. Muhafazakarlıkta kastedilen mütedeyyin insanlar ise bilinenin tersine cinsellik anlamında da birbirlerini mutlu etmek için pek çok modern geçinen çiftlerden çok daha fazla gayret etmekte ve gerçekten de mutlu bir cinsellik sağlayabilmektedirler. Burada aslolan baskı unsuru olarak, toplumu baskı altında tutmak amacıyla geliştirilen yanlış inanç ve geleneklerin muhafazakarlık kisvesiyle kullanılmasıdır. Bu tür muhafazakarlık özellikle çocukluktan itibaren bedenimiz ve cinselliğimizle ilgili bilgilere ne kadar fazla ihtiyaç duyduğumuzu kurumsal ve örgün eğitimde bu bilgilerin düzenli olarak uzmanlarca ihtiyaç sahiplerine aktarılması gerekliliğini göstermektedir. Hürriyet Aile