ÇOCUKLARDA OKUL FOBİSİ

Anneyizbiz

Okul zamanı geldiğinde ne yapacaksınız. Anne çocuk arasındaki yoğun bağımlı ilişki sorun çıkarır.


Anne çocuk arasındaki yoğun bağımlı ilişki nedeniyle evden ayrılmaya tepki gösteren çocuklar olabilmektedir. Burada en önemli faktör anne ve babanın bu bağımlı ilişkiyi pekiştirerek sürdürmeye devam etmemesidir. Çocuğun kaygı duyduğu alanlar çocuğun kendisi tarafından söylenmelidir. Kaygı duymadığı konularda sanki kaygı duyuyormuş gibi önceden bilgilendirmek yanlış olacaktır. Psikolojik Danışman Dilek Kırcaoğlu okul fobisini anlatıyor…

Evinden ayrılan bir çocuğun kaygı duyacağı konular ve düşünceler:

 • Evim okula yakın mı? Acaba annem veya babam beni almaya gelecek mi?

 • Servis beni evime götürebilir mi? Servis şoförü evimi biliyor mu?

 • Annem babam beni almaya gelmezse ve servisi de kaçırırsam eve nasıl giderim?

 • Burası çok kalabalık. Bir sürü yaramaz çocuk var. Acaba bana zarar verirler mi?

 • Öğretmenim beni sevecek mi acaba? Ya benimle ilgilenmezse?

 • Başaramadığım bir şey olursa benimle alay ederler mi?

 • Evde fazla kural yoktu. İstediğimi yapıyordum. Burada bir sürü kural var.

 • Ben bunları çizmeyi biliyorum. Ama bilmeyen çocuklar var. Ne sıkıcı.

 • Tuvaletimi nereye yapmalıyım?

 Çocuklar bu ve benzeri sorulara yanıt arayışı içerisindedir. Okula gitmeme bahaneleri genellikle sabah uyanır uyanmaz görülür. Bunlar:

• Karnım ağrıyor, başım ağrıyor.

 • Seninle birlikte olmak istiyorum.

 • Seninle beraber işe gidelim.

 • Evde tek başıma kalacağım.

 • Arkadaşlarım beni dövüyor.

 • Kimse benimle oynamıyor.

 • Korkuyorum.

 • Seni çok özlüyorum gibi sözler olabilir.

 Bu durumda çocuğun söylediklerini eleştirmeden ve itiraz etmeden dinlemek gerekir. Söylediklerinin bahane olduğunu bilseniz bile karşı bir şeyler söylemeden çocuğunuzu dinleyin. Kaygılarını paylaşın ve anlayışlı olun. Okula gitmek istememe ya da okul fobisi olarak tanımlanan bu durumun temelinde, doyurulmamış psikolojik ihtiyaçlar ve iletişim sorunları vardır. Çocuğun öğretmeni, arkadaşları anne-babasıyla var olan iletişim engelleri, çocuğun okulu algılayışını olumsuz etkileyebilir. Bunun yanında özgüven eksikliğinin neden olduğu başarısızlık endişesi de buna neden olabilir. Daha önceki zamanlarda sınırlı bir sosyal çevresi olan çocuğun çevresi okul yaşantısıyla birlikte genişledikçe, aile bireylerinin çocuk üzerindeki etkisi yanında arkadaş çevresinin etkisi de devreye girer. Çocuk çevresi tarafından onay görme ihtiyacı içerisindedir. Arkadaşlarıyla birlikte bir grup oluşturma, bir gruba ait olma bunun yanında grupla işbirliği, paylaşma, rekabet gibi duygular yaşar. Çocuk bu duygular ile ilgili çeşitli kaygılar ve problemler yaşarsa bu durum da okula gitme isteğini etkileyebilir. Ancak okula gitme isteksizliğinin en temel nedeni tüm bu nedenlerden başka çocuğun evden ayrılmaya karşı gösterdiği güvensizliktir.

Özellikle anne-çocuk iletişiminin çok yoğun yaşandığı, bağımlılık düzeyinde ilişkilerin gelişmiş olduğu ailelerde çocukların okula daha zor adapte olduklarını bilinir. Tüm gereksinimlerini karşılama konusunda annesi dışında başka hiçbir yol bilmeyen çocuk, annesinden ayrıldığında, karşılaştığı problemlerle baş etme konusunda deneyimsiz olduğundan, okulu güvenli bulmaz. Bu nedenle okula gitmeyi red eder. Okulda bir sorun olduğu için değil, sadece evden ayrılmaya psikolojik olarak hazır olmadığı için okula gitmeyi red eden çocuk için doğru bir yaklaşım gereklidir. Önemli olan problemin saptanması ve çözüm için yardım edilmesidir.

Sabır ve anlayışla her zamankinden daha yakın ama kademeli bir şekilde onun yanından ayrılacağınızı ve mutlaka döneceğinizi hissettirin. Bağımlı ilişkiyi sürdürmek konusunda siz de ısrar etmeyin. Bunun tersi olarak onun bahanelerine karşı dinlemez ve kabul etmez bir tepki gösterip: “Arkadaşların seni dövmez. Herkes seni seviyor. Bu söylediklerin bahane. Hasta değilsin!” gibi iletişim engeli oluşturmak, çocuğun size duyduğu güveni zedeler ve kendini ifade ederken zorlanmasına hatta konuşmayı kesmesine neden olabilir. Tüm bu yaşanan süreçlerin normal olduğunu ve düzelebileceğini düşünün. Eğer çocuğunuzun okula ve topluma uyumunu kolaylaştırmak için giriştiğiniz bu işbirliğinden olumlu sonuçlar almak istiyorsanız, mutlaka anne ve baba olmanın duygusallığından arınmanız gerekmektedir.
 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:19 Nisan 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.