BAYRAMA BURUK GİRİCEK

A.A

Büyüklerin hatırlandığı, küçüklerin  sevindirildiği bayramlarda ilgiye en çok ihtiyacı olanlar, huzurevlerinde  hayatlarının son dönemlerini geçiren yaşlılar. Huzurevi sakinlerinin kimi bu  bayramda da "gelmeyen yakınlarının" yolunu gözleyecek, kimi evlat özlemi içinde  kapısının çalınmasını bekleyecek. Kimi de artık kanıksadığı yalnızlığını yaşamaya  devam edecek.

Ramazan Bayramı'na sayılı günler kala, Sakarya Hayırseverler Derneği  Barındırma Yurdu'nda kalan yaşlılarda hüzün hakim. Yaşlılar, yıllardır kaldıkları  huzurevinde her bayram öncesi yaşadıkları ruh haline bürünmüş durumdalar.

16 yıldır barındırma yurdunda kalan 98 yaşındaki Saide Topçu da, artık  alıştığı yalnızlığını bayramda da yaşayanlardan.

Topçu, eşi öldükten sonra yakınları  kendisine bakmadığı için huzurevine yerleştiğini belirtti.

Eşini 1993'te kaybettiğini, bir kızından olan 5 torununu kendisinin  büyüttüğünü ancak kızının kendisine bakmadığını dile getiren Topçu, yalnızlığın  kötü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Kızım bıraktı beni, bakmadı, kendi keyfine düştü. Eşimi kaybettikten  sonra huzurevine gelmek zorunda kaldım. Eşim ölünce kızım bazı mallarımızı sattı.  Torunlarım bana 'malını bize verirsen sağken sana bakarız' dediler. Ben ölünce  zaten onlara kalacak. Ben de bunun üzerine malımı buraya bağışladım. Malımı kime  versem zaten bakar bana. Ama benim kızım, torunlarım hayırsız çıktı. Hiçbirini  görmek istemiyorum. Bayramda gelen ziyaretçiler oluyor. Bayram dışında da bizi  ziyaret eden çok insan var. Ne kızımı ne de torunlarımı görmek istiyorum.  Allah'tan başka kimsem yok. Burada günlerimiz zor geçiyor. Yalnızlık kötü.  Yaşadıklarımız hep aklımızda. Ölmedik ve bu şekilde yaşamaya devam ediyoruz.  Bayramlarda kızım ve torunlarımın yolunu gözlemiyorum. Çünkü hayırlı olsalardı,  ben burada olmazdım."
        
"BAYRAMDAN BİR BEKLENTİMİZ YOK"

80 yaşındaki İsmail Özcan ise, oğullarıyla anlaşamadığı için huzurevine  gelmek zorunda kaldığını anlattı.

Eşi öldükten sonra geldiği yurda alışmakta zorlandığını, bir travma  yaşadığını ifade eden Özcan, huzurevinde iyi bakıldıklarını ancak, aile özlemini  her zaman duyduklarını söyledi.

6 yıldır kaldığı yurtta bir oğlunun kendisini arada bir ziyaret ettiğini,  diğer oğlunun ise gelmediğini anlatan Özcan, şöyle konuştu:

"İki oğlumla anlaşamadım. Mecburen buraya geldim. Burayı yaşamayan  bilemez. Burası bizim kaderimiz dedik. Buradaki oğlum arada gelir ama diğer oğlum gelmiyor, sormuyor.  Bizim onlardan beklentimiz yok. Huzurluyum. Aile özlemi farklı. Bu ortamlarda anlıyorsun. Birebir yaşamak lazım. Evlat özlemi zor ama  katlanıyor. Bayramdan bir beklentimiz yok, buruk geçiyor. İnsanların mutlu,  sorunsuz bir hayat geçirmeyi istiyoruz. Herkesin ayrı bir hikayesi var. Hepimiz  sevdiklerimizden uzaktayız."

Barındırma yurdunda 36 yıldan beri kalan ve artık alzheimer belirtileri  baş gösteren 75 yaşındaki Recep Demir ise hiç ziyaretçisi gelmeyenlerden.  Hastalandıktan sonra yurda verilen Demir'in en yakınları, yurttaki arkadaşları.  Arkadaşlarının yardımıyla zaman zaman doğduğu, yaşadığı yerleri gidip gören  Demir'in bayramdaki en büyük beklentisi ise, babasının mezarını ziyaret  edebilmek. Yeğenleri olduğunu ve kendisini ziyarete gelmedikleri öğrenilen Demir  şimdi, yurt arkadaşlarının bayramda kendisini babasının mezarına götürmesini  bekliyor.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:20 Eylül 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.