Almanya düşen nüfus oranıyla mücadele ediyor

Almanya'nın orta kesimlerindeki bu şehir, müreffeh bir oyuncak üretim merkezi olduğu sıralarda inşa edilen sıra sıra evleriyle, ilk bakışta düzenli ve zengin görünüyor.

Ancak Belediye Başkanı Yardımcısı Heiko Voigt, hiçbir zaman satılmayacağını düşündüğü onlarca boş ev gösterebiliyor. Gerçek şu ki Alman nüfusu azalıyor ve Sonneberg gibi şehirler bu küçülmeyi gizlemek için çok çaba harcıyor. Voigt, yeşil alanlar yaratmak üzere şimdiden 60 evin ve 12 apartmanın yıkılmasına nezaret etti. "Şehrin güzelliğini korumak istiyoruz" diyor. Avrupa'da onlarca yıldır düşen doğum oranlarının yıkıcı etkilerini görmek için Almanya'nın kırsal kesimlerinden daha iyi bir yer olmayabilir. Bu, ekonomi ve kıtanın ruh sağlığı açısından korkutucu etkileri olan bir sorun. Çalışan kesim hızla yaşlanıyor ve seri üretim hatları eğme ve kaldırmayı minimuma indirmek için yeniden tasarlanıyor. Son nüfus sayımında Almanya 1.5 milyon sakinini kaybettiğini keşfetti. Uzmanlar 2060 yılına kadar ülke nüfusunun yüzde 19 daha küçülerek 66 milyona gerileyebileceğini söylüyor. Nüfus bilimciler diğer Avrupa ülkelerini de benzer bir geleceğin beklediğini söylüyor ama çok azı bu konuda bir şeyler yapabilecek kapasitede. Aile yardımı adı altında her yıl 265 milyar dolar harcamasına rağmen Almanya bu sorunla baş etmenin ne kadar zor olduğunu kanıtladı. Bunun bir nedeni, göçmenleri entegre etme konusunda sorunlu bir tarihe sahip olan ve çalışan annelerin çocuklarını ihmal ettiği imasıyla "kuzgun anneler" olarak yaftalandığı bir ülkede çözümün değerleri, gelenekleri ve davranışları yeniden yaratmakta yatması. Uzmanlara göre Almanya büyük bir işçi sıkıntısını önlemek isterse, eski işçileri işlerinde tutmak ve göçmenleri çekmek zorunda kalacak. Aynı zamanda daha çok çocuk yapmalarını teşvik ederken, daha fazla kadını işgücüne dâhil etmesi gerekecek. Yeni yapılan çok sayıda çalışma, yüksek işsizlik oranlarının (gençler arasında yüzde 50'den fazla) Yunanistan, İtalya, İspanya'da gençleri çocuk yapma fikrinden daha da uzaklaştırdığını gösteriyor. Avrupa Birliği'ne göre 31 Avrupa ülkesindeki toplam doğum sayısı 2011-2008 yılları arasında yüzde 3.5 düşerek 5.6 milyondan 5.4 milyona geriledi. 1960'ta 27 Avrupa ülkesinde 7.5 milyon çocuk dünyaya gelmişti. Eleştirenlere göre, Almanya çocuk yardımları, çalışmayan anneler ve evli çiftlere verilen vergi muafiyetinden çok az fayda görüyor. Bazıları, kreş ve okul sonrası programlarının kapsamını genişleterek çalışan annelere destek vermenin doğum oranları açısından daha iyi bir yatırım olduğunu söylüyor. Bonn'da yaşayan 39 yaşındaki Melanie Vogel'e göre iş ve anneliği birlikte yürütmek o kadar yalnızlaştırıcı, moral bozucu ve masraflı bir deneyim ki, Vogel sadece bir çocuk yapmaya karar vermiş. Arkadaşlarının hiçbiri tam zamanlı çalışmıyor. Kayınvalidesi ikinci bir çocuğu onaylamıyordu. Kocasıyla yürüttüğü fuar şirketinin müşterileri de. Vogel, "Oğlumdan önce, iş kadını Melanie'ydim. Ancak oğlum doğduktan sonra çoğu kişi için sadece bir anne oldum" diyor. Alman hükümeti emeklilik yaşını 65'ten 67'ye çıkarıyor. İş gücünde 55 ila 64 yaşları arasındaki kişilerin oranı, 2002'de 38.9'ken 2012'de yüzde 61.5'e yükseldi. Volkswagen işçilerin vücutlarına yük bindiren eğme ve kaldırma işini kolaylaştırmak için seri üretim hattını yeniden tasarladı. Diğer şirketler de esnek çalışma saatleri sunuyor. Güney ve Doğu Avrupa'da işsizlik oranlarının bu kadar yüksek olması, komşu ülkelerden yetenekler ihraç etmek için Almanya'ya bir fırsat veriyor. Almanya, buna şimdiden başladı. Yine de vasıf gerektiren binlerce iş pozisyonunun dolmaması yüzünden bazı yöneticiler Almanya'nın göçmenlik yasalarını değiştirmesi gerektiğini söylüyor. Çoğu lider Almanya'nın daha konuksever olması için ne yapması gerektiğini inceliyor. Yeni yapılan bir araştırma, Almanya'ya gelen Yunan ve İspanyolların yarısından fazlasının bir yıl içinde ülkeden ayrıldığını ortaya çıkardı. Genç ve son derece nitelikli olan yeni göçmenler, niteliklerine uygun bir küresel pazar keşfediyor. Genel olarak göçmenlik daha kısa sürüyor ve Avrupa'da sınırlar arasında geçiş yapmak bilhassa kolay. Berlin Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü'nden Reiner Klingholz, "Çözüm, Avrupa'nın ötesine bakmak" diyor. THE NEW YORK TIMES