Yalan söylemeyi yetişkinlerden öğreniyor

Telefona cevap vermeye giden çocuğuna, 'beni filanca sorarsa evde yok dersin' diyen bir baba veya anne dolaylı yoldan çocuğa yalan söylemeyi öğretiyor.

Telefona cevap vermeye giden çocuğuna, 'beni filanca sorarsa evde yok dersin' diyen bir baba veya anne dolaylı yoldan çocuğa yalan söylemeyi öğretiyor.

cocuk_yalanİstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Ayhan, “Telefona cevap vermeye giden çocuğuna, 'beni filanca sorarsa evde yok dersin' diyen bir baba veya anne dolaylı yoldan çocuğa yalan söylemeyi öğretmektedir” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ayhan, yaptığı yazılı açıklamada, çocukların yalan söyleme alışkanlığının çok küçük yaşlarda başladığına dikkati çekerek, çocukları yalan söyleyen ebeveynlerin daha fazla dikkatli olmasını istedi.

ÇOCUĞUNUZLA DOĞRU İLETİŞİM KURUN

Yalan söylemenin çocuklarda zamanla davranış bozukluğuna dönüşeceğini belirten Ayhan, buna tırnak yemek, altını ıslatmak, kekemelik, tik, inatçılık, tembellik, saldırganlık, korkaklık, içe kapanıklık gibi bir veya birkaç davranış bozukluğu da eşlik ediyorsa durumun daha ciddi olduğunu bildirdi. Çocuklarda yalan söyleme alışkanlığının ilerleyen yaşamlarında önemli sorunlar doğuracağını ifade eden Prof. Dr. Ayhan, açıklamasında şunları kaydetti: “Çocuk yalan söylemeyi yetişkinlerden öğrenir. Belki doğrudan değil ama dolaylı yoldan çocuk yalanı yetişkinlerden öğreniyor. Telefona cevap vermeye giden çocuğuna, 'beni filanca sorarsa evde yok dersin' diyen bir baba veya anne, dolaylı yoldan çocuğa yalan söylemeyi öğretmektedir. Yine okul yıllarında nasıl kopya çektiğini, bulduğu yeni kopya çekme usulleriyle öğretmenini nasıl atlattığını övünerek anlatan bir aile büyüğü, çocuğunu kopya çekmeye ve kolay yoldan not almaya özendirmektedir.”

“YALAN SÖYLEYEN ÇOCUĞUN YAŞINA BAKILIR”

Çocukların ilgi çekmek için de yalan söyleyebileceğini anlatan Prof.Dr. Ayhan, şu bilgileri verdi: “Yalan söyleyen çocuğun yaşına bakılır. Eğer beş yaşın altında ise yalan söylemenin amacı kesinlikle aldatmak değildir. Yeterli sevgi alamayan veya gördüğü sevgiden emin olmayan, ilgi eksikliği yaşayan çocuklar dikkatleri kendi üzerlerine çekmek için hikaye uydururlar. Bu çocuklar, azarlanmak ve dayak yemek pahasına da olsa her çareye başvururlar. Yaramazlık yapan ve yalan söyleyen çocukların amacı anne babayı kızdırmak ve çileden çıkarmak değildir. Ancak yaramazlık yapmalarına rağmen, yeterli ilgiyi elde edemezler ve sevildiklerinden emin olamazlarsa saldırgan bir kişilik geliştirmeye başlarlar.”

ÇOCUK GELİŞİMİ HAKKINDA HER ŞEY

“ÇOCUKLAR GÜVEN KAZANMAK İÇİN YALANA BAŞVURABİLİR”

Prof. Dr. Halis Ayhan, çocukların güven kazanmak umuduyla yalan söyleyebileceğini ifade ederek, bu durumun anaokuluna ve ilköğretim okuluna devam eden çocuklarda sık görülen bir yalan türü olduğunu kaydetti. Çocuk derslerinde başarılı değilse, okulda ve ailede “tembelliği başa kakılıyor, horlanıyor, aptal yerine konuyorsa” bu durumun çocukta telafisi zor bir aşağılık duygusunun gelişmesine yol açtığını bildiren Ayhan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Çocuk kendini değersiz, aptal, işe yaramaz biri olarak görmeye başlar. Hiçbir çocuk bilerek tembelliğe ve başarısızlığa razı olmaz. Onu başarısızlığa iten sebepler vardır. Mesela, hiperaktivite, dikkat eksikliği ve benzeri sağlık bozukları olan bir çocuk, dikkatini uzun süre yoğun tutamayacağı için istese de fazla başarılı olamaz. Dikkati sık sık başka şeylere kaydığı için sınıfta anlatılanları aklında tutamaz. Sırasında rahat oturamaz. Öğretmenini ve arkadaşlarını rahatsız edecek davranışlarda bulunur. Ev ödevlerini gerektiği gibi yapamaz. Tembellik ve başarısızlık bu çocuğun suçu değildir. Tedavi edilmesi gerekir. Hiperaktif çocuklar, başarısızlıklarını örtmek ve güven kazanmak için yalan söyler. Her insan gibi, çocuk da toplum tarafından beğenilmek ve takdir edilmek ister. Çocuk ilk beğeniyi anne ve babasından bekler. Sevilen, ailede adam yerine konan, değer verilen ve iyi davranışları takdir edilen, zekası normal bir çocuğun başarılı olması beklenir ve başarılı da olur.” A.A

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:06 Eylül 2013Yayınlanma Tarihi:09 Eylül 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.