Ülkemizde Metamfetamin Tehlikesi Var

Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Ülkemizde Kokainden Çok Daha Fazla Miktarda Metamfetamin Tehlikesi Var” dedi.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bağımlılık ile etkin mücadele konusunda eğitim semineri düzenlendi. “Bağımlı Değilim Özgürüm” başlıklı iki farklı oturumda  eğitimcilerle bir araya gelen Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, önemli değerlendirmelerde bulundu.

“Hastalığın adı konulursa tedavide daha rahat olur”

Bir şeyle mücadele edebilmek için önce onunla ilgili bilgi sahibi olmak gerektiğini ifade eden Atasoy, “Hastalığın adı konulursa tedavide daha rahat olur. Çok hızlı şekilde değişen bir sektör. Uyuşturucu ile mücadele dolayısıyla bilgilerin de güncel olması gerekir. Uluslararası sözleşmelere göre uyuşturucu arz ve talebiyle dengeli şekilde mücadele zorunlu. Ülkeler sırf kendi halklarının sağlığı ve iyi hali için mücadele etme sözleşmeleri imzaladıkları için her ikisiyle de dengeli bir şekilde mücadele etmekte zorunlu kılınmışlardır. Ülkemiz bu sözleşmelerin her 3’üne taraftır ve de ilk imzacıları arasında olmuştur.” Şeklinde konuştu.

“Ülkemizde kokainden çok daha fazla miktarda metamfetamin tehlikesi var”

İstanbul merkezli yapılan atık su analizleri araştırmalarında günde bin kişinin 50 mg’ın altında kokain kullandıklarını belirten Atasoy, “Amfetamin tablet ya da toz halinde satılan değişik şekillerde kullanılan bir uyarıcı. Türkiye’de amfetamin ve metamfetamin yakalamaları bir hayli yüksek. Bu bize yavaş yavaş neyle mücadele etmemiz gerektiğini de gösteriyor. Yani ülkemizde kokainden çok daha fazla miktarda metamfetamin tehlikesi var. Çünkü operasyonel olarak Avrupa’nın bir hayli önünde gelen bir ülkeyiz. Yakalanma miktarına ton açısından bakıldığında Türkiye’nin son yıllarda giderek artan miktarda, şu sıralar neredeyse 15 tona yakın amfetamin yakaladığını, metamfetaminin ise şu sıralar bununda üzerinde olduğunu görmekteyiz.” dedi.

“Dünyada İran’dan sonra en çok eroin yakalayan ülke Türkiye”

Dünyada İran’dan sonra en çok eroin yakalayan ülkenin Türkiye olduğunu belirten Atasoy şunları söyledi: “Ülkemiz için eroinin, haşhaştan elde edilen diğer uyuşturucuların morfin, eroin, hodein gibi maddelerin topluca bunlara opiad diyoruz. Çok ciddi bir önemi var neden derseniz çünkü ülkemiz başlıca kaçakçılık yollarının bir tanesi olan Balkan yolu üzerinde duruyor. Ülkemiz on yıllardır bu Balkan yolu üzerinden geçen Afganistan’da üretilen asıl tüketici olan Avrupa ülkelerine bizim üzerimizden taşınan eroinle mücadele ediyor. Covid döneminde dahi yine sınırlarımızda eroin ciddi bir biçimde ele geçirildi. Sadece 3 ayda bile yani Şubat ile Nisan’ın başı arasında olan bu dönemde bile artmış durumda.

Tahmin edersiniz ki Covid hava yoluyla uyuşturucu taşınmasını engelledi ama karayoluyla sınırlar açık olduğu takdirde özellikle İran’la aramızdaki sınır açık olduğu dönemde ülkemizden eroin geçişi oldu. Türkiye ne kadar eroin yakalıyor derseniz Avrupa’nın kat kat üstünde. Dünyada İran’dan sonra en çok eroin yakalayan ülke Türkiye.

“Topyekûn bir seferberlik gerekiyor”

Ailelere tavsiyelerde bulunan Atasoy, “Bu toplumun bütün fertlerinin üstlenmesi gereken bir sorumluluk yani çocuklarımızla ilgili olan meseleler sadece belli bir eğitim almış öğretmenin yapabileceği bir şey değil. Burada mutlaka topyekun bir seferberlik gerekiyor. Aile çok önemli bir rol oynuyor. Öncelikle öğrencinin okula devamlılığını sağlamak lazım. Eğer çocuğun ruhsal sorunları varsa tespit edilmeli ve ona göre risk gruplarına bireysel eğitimler verilmeli. İnsanların sosyal becerilerini geliştirecek bir eğitim programı olmalıdır. Uyuşturucu ile mücadelede Uluslararası standartlar var bunların Türkçeye çevrilip masaya yatırılması lazım hangisinin uygulanacağına dair.” Dedi.

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:26 Şubat 2021

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.