STRESLİYKEN ÇİKOLATA YEMEYİN!

STRESLİYKEN ÇİKOLATA YEMEYİN!Çok fazla çikolata, şeker ve kafein aldığınızda önce mutlu olabilir ama bu besinlerin etkisi geçince kendinizi daha da kötü hissedebilirsiniz.

Stres kelimesi ile bizi tanıştıran endokrinolog Dr. Hans Selye’dir. 1907 yılında doğan Selye, uzun yıllar Montreal Üniversitesi Deneysel Tıp ve Cerrahi Enstitüsü Müdürü görevini yürütmüş ve dünyanın büyük otoritelerinden birisi olmuştur. 

Vücuttaki bu gerilimler, fiziksel bozukluk, gürültü, kalabalık, yakın bir kimsenin kaybı, çatışma, sıkıntı, hayal kırıklığı, başarısızlık, eleştiri gibi dış etkilerden kaynaklanabilir veya tek başına meydana gelebilir. Gerilim, vücudun iç ve dış çevrede meydana gelen değişmelere karşı verdiği sabit bir biyokimyasal cevaptır.
Strese karşı reaksiyon verme süreci ilk “alarm” durumu ile başlar. Bu aşamada herhangi bir olayın meydana gelmesiyle denge bozulur, vücut kısa bir süre alarm durumuna geçer, daha sonra denge durumuna gelmeye çalışır. İkinci aşama “direnç” olarak adlandırılır. Savunma mekanizmaları, meydana gelen olaya karşı enerji ve güç ortaya koyar. Bu destek ile kendimizi korumamıza yarayan “savaş ya da kaç” reaksiyonuna zemin hazırlanmış olur.

Eğer dengeyi tehdit edici durum devam ediyorsa üretilen davranış tekrarlanır veya değiştirilir. Ancak tüm çabalar sonucu tehdit ortadan kalkmıyorsa o zaman “tükenme” durumuna geçebilir, zira yeni bir davranış için gerekli enerji depomuz bitebilir.

Stresle beslenmenin ilgisi var mı?

Çoğumuz bazı yiyeceklerin beynimize verimlilik, duygu-durum ve zihinsel enerji açısından fark edilir etkileri olduğunu hissederiz. Örneğin çok fazla çikolata, şeker ve kafein aldığınızda önce mutlu olabilir ama bu besinlerin etkisi geçince kendinizi daha da kötü hissedebilirsiniz. Çok miktarda tuzlu yiyecek ve atıştırmalık tüketip az su içtiğinizde vücudu susuz bırakır ve yorgunluk hissedersiniz. Başınız ağrıyabilir.  İngiltere’de bir grup araştırmacının yürüttüğü “The Food and Mood Project” yani beslenme ve duygu durum çalışmasında 200 kişi incelendi, araştırmada stresi daha da artıran ve onlara yardımcı olan yiyecekler belirlendi. Katılımcıların yüzde 90’ı beslenmelerinde kendi yaptıkları değişikliklerin ruh sağlıklarını düzelttiğini bildirdi.

Katılımcılar şeker (yüzde 80), kafein (yüzde 79), alkol (yüzde 55) ve çikolata (yüzde 53) gibi “stresi arttırıcı yiyecekler”i azaltmanın veya tüketmemenin ruh sağlıklarına olumlu etkisi olduğunu bildirdiler. Diğer taraftan stresi azaltmakta destekleyici etkisi olan su (yüzde 80), sebze (yüzde 78), meyve (yüzde 72) ve yağ açısından zengin balık (yüzde 52) gibi gıdaları yediklerinde ise daha iyi hissettiklerini ifade ettiler.

Vitaminin düşmanı stres

Anket ayrıca sağlıklı beslenmeye yardımcı olan bazı stratejileri de ortaya çıkardı. Araştırmayı yürütenlerden biri olan Diyetisyen Elizabeth Somer, öğünlerin düzenli olmasının yanında sağlıklı ara öğünler taşımanın stresi azalttığını tespit ettiklerini bildiriyor ve devam ediyor:

“Stres hormonlarının vücudu vitaminlerden mahrum bıraktığını biliyoruz. Vitaminler kasların gerilmesi ve kan basıncının yükselmesi gibi stres tepkileri için kullanılıyor. Bu nedenle sinir sistemimiz fazla çalıştığında B vitaminine özel olarak ihtiyacımız oluyor. B vitaminleri ayrıca vücut için yiyeceği enerjiye dönüştürmekte de kullanılıyor.”

Az şeker, az yağ, az kafein
Diyetisyen Elizabeth Somer devam ediyor: “Stresli zamanlarda alınan kaloriler, besleyici yiyeceklerden gelmezse vücut için durum daha da zorlaşıyor. Birkaç gün fazla cips yiyip gazlı içecek içmenin sonucu olan hafif bir B vitamini eksikliği bile sinir sistemini alt üst ediyor. Böyle zamanlarda muz, balık, avokado, tavuk ve koyu yeşil yapraklı sebze yenilmeli.

Aşırı stres daha da büyük bir besinsel hasar yaratıyor. Stres hormonları vücuttaki B, C, A vitamini ve magnezyum gibi önemli besinleri tüketiyor. Strese tepki olarak salgılanan hormonlar sakinleştirici hormon olan seratonin seviyesini düşürerek karbonhidrat aşermelerine yol açabiliyor. Karbonhidrat tüketimini artırmak strese toleransı artırabilir ancak özellikle şekerli yiyecekler yemek, kilo alımına yol açabilir. Baskı altındayken abur cubura yönelmemek çok kolay değil. Ancak az şekerli, az yağlı ve az kafeinli yiyeceklere yönelmek bile iyi bir başlangıç olabilir.”

Dilara Koçak

KAYNAK: www.milliyet.com.tr


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:26 Temmuz 2023Yayınlanma Tarihi:24 Eylül 2008

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.