Sigara içenle yaşamak kanser riskini artırıyor

Akciğer kanserleri için risk faktörlerinin başında sigara kullanımı ilk sırada yer alıyor. Sigara içenle yaşamak da akciğer kanseri riskini artırıyor.

Erkeklerdeki akciğer kanserinin yaklaşık %90‘ı ve kadınlardakinin %80’i sigara içiciliği veya sigara dumanına maruziyet ile ilişkilendiriliyor. Sigara içmeyen birinin, sigara içen biriyle yaşaması ise %24‘lük bir risk oluşturuyor.

17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü’nde hastalıkla ilgili bilgilendirme yapmak ve farkındalık oluşturulması amaçlanıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şerafettin Özer, akciğer kanserinin ölüme en çok sebep olan kanser türü olduğunu söyledi.

Kanser nedenli ölümlerin yaklaşık %28’ini akciğer kanserinin oluşturduğunu belirten Op. Dr. Şerafettin Özer, “Bu oran, meme, prostat, kolon, over ve rektum kanserlerinin toplamından daha fazladır. 2008 yılında yapılan bir çalışmada her 13 erkekten birinde ve her 16 kadından birinde yaşamları boyunca akciğer kanseri gelişebileceği öngörülmüştür” dedi.

ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİYE ULAŞABİLİRLİK ÖNEMLİ

Son zamanlarda bilinçlenme ve aydınlanmanın artması ile bu konuda duyarlılığın arttığına dikkat çeken Op. Dr. Şerafettin Özer, “Bu faktörler doğrultusunda erken teşhis ve tedavi ile ölüm oranlarının azalması cesaret verici olmuştur. Buradan yola çıkarak akciğer kanserinde sağ kalımın medikal tedaviye ulaşılabilirlik ve erken teşhis ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

SİGARA İLK SIRADAKİ RİSK FAKTÖRÜ

Akciğer kanserleri için risk faktörlerinin başında sigara kullanımının yer aldığını vurgulayan Op. Dr. Şerafettin Özer, “Sigaranın 2007 yılında tüm dünyadaki akciğer kanserlerinin %75’i için bilinen bir risk faktörü olduğu saptanmıştır. Erkeklerdeki akciğer kanserinin yaklaşık %90‘ı, kadınlardakinin %80’i sigara içiciliği veya sigara dumanına maruziyet ile ilişkilendirilmiştir. Sigaranın bırakılması akciğer kanser riskini anlamlı derecede azaltmaktadır. Geri kalan kanserlerin büyük çoğunluğunda radon maruziyetinden bahsedilmektedir. Dünya çapında tüm akciğer kanserlerinin yaklaşık %25 ‘i ve kadınlardaki kanserlerin yaklaşık %53‘ünün sigaradan bağımsız olduğu belirlenmiştir” diye konuştu.

Op. Dr. Şerafettin Özer, çevresel tütün dumanı, yaşanan yerde radon, yemek yağı buharı, iç mekanda kömür odun yakılması, genetik faktörler, aile öyküsü, HPV 16 ve 18’in viral faktörler arasında sayılabildiğini söyledi.

SİGARA İÇENLE YAŞAMAK %24’LÜK RİSK OLUŞTURUYOR

Sigara içmeyen birinin, sigara içen biriyle yaşamasının %24‘lük bir risk oluşturduğuna dikkat çeken Op. Dr. Şerafettin Özer “Risk olarak puro dahil herhangi bir tütün ürününün kullanımı gösterilmektedir. Büyük bir purodan çıkan dumanla çevresel maruziyet 21 sigara ile eşdeğerdir. Sigara içenler için bu risk çevresel dumana maruziyetle daha da artmaktadır. Sigara dumanında 7 binden fazla kimyasal bulunmaktadır ve bunlardan 70’ten fazlasının karsinojen olduğu saptanmıştır” dedi.

ASBEST VE SİGARA DUMANI, RİSKİ KATLAYARAK ARTIRIYOR

Akciğer kanserinin diğer nedenleri arasında arsenik, asbest, krom bileşikleri gibi sanayi artıklarına maruziyet yer aldığını belirten Op. Dr. Şerafettin Özer, şunları söyledi:

 “Asbest ve sigara dumanına birlikte maruziyet, riski katlayarak artırmaktadır. Hiç sigara içmemiş kişilerde KOAH ve Tüberküloz gibi mevcut akciğer hastalıkları da %13 ‘e varan risk teşkil etmektedir. Akciğerdeki iyi huylu nodüllerin lezyonların büyüme göstermesi kanser yönünden dikkatli olmayı gerektirmektedir. Akciğer kanserlerinin bir kısmı başka bir kanserin yayılımı sonucu görülen metastatik kanserlerdir. Çok sayıda olması, daha düzgün görünmesi, başka bir kanser ile yakın zamanlı olması özellikleridir. Metastatik hastalıklarda cerrahi olarak çıkarılma uygun hastalarda önemli bir yarar sağlamaktadır.”

ÖKSÜRÜK VE NEFES DARLIĞI EN ÖNEMLİ BELİRTİ

Akciğer kanserleri ile ilişkili yakınmaların sıklık sırasına göre öksürük, nefes darlığı, hışıltı (wheezing), kanlı balgam (hemoptizi), pnömoni ve akciğer apseleri, göğüs ağrısı, bölgesel göğüs duvarı ağrısı şeklinde görüldüğünü ifade eden Op. Dr. Şerafettin Özer, hastaların üç başlık altında değerlendirilerek tedavilerinin yönetileceğini belirterek şunları söyledi:

“Primer tümörünün değerlendirilmesi, metastatik hastalığın değerlendirilmesi ve hastanın akciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesi. Bu alanların her birine ayrı yaklaşım ile cerrahın hastayı sistemik olarak değerlendirmesine, doğru klinik evremeleyi gerçekleştirmesine ve pulmoner rezeksiyon dahil olmak üzere hastanın tedavi için işlevsel kapasitesinin doğru değerlendirilmesine olanak sağlar. En doğru tedavi yolunu uygular.”

Op. Dr. Şerafettin Özer, “Akciğer kanseri için alınacak en öncelikli önlem solunan havanın temiz olması ve risk faktörleri olarak belirtilen ajanlardan uzak durulmasıdır” tavsiyesinde bulundu.

ERKEN TEŞHİS VE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ ÖNEMLİ

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şerafettin Özer, kişiselleştirilmiş kanser korunma tedbiri ve  tedavisinin önemine işaret ederek “Bilgilendirme, aydınlanma ve bir ömür boyu sürecek kontrol ve takip ile çok büyük mesafe aldıracaktır. Yakın gelecekte, mevcut görüntüleme seçeneklerinin daha da geliştirilmesi ile ve yeni fonksiyonel görüntüleme teknikleri ile beraber çoğu tümörü daha erken evrede (tedavi edilebilir bir evrede) yakalama şansı artacaktır. Hızla gelişen bir alan da serum belirteçlerinin (Kan tahlilleri) geliştirilmesidir” diye konuştu. Op.Dr. Şerafettin Özer, sağlık konusunda bilinçlenme, zamanında erken teşhis edilme, risk faktörleri gözetilerek dengeli gıda alımı, çevre faktörlerinin gerekirse işkolunun düzenlenmesi gibi koruyucu önlemler, yeterli ve gerektiği kadar cerrahi ve sistematik tedavi, kişiselleştirilmiş tedavinin kanseri kanserlikten çıkardığını vurguladı.

 


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:17 Kasım 2017Yayınlanma Tarihi:16 Kasım 2017

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.