

Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, selfienin dünyada spordan sanata, iş çevrelerinden gündelik yaşama kadar birçok alanda yaygınlaşmaya başladığını söyledi.
Bu davranışın psikiyatri açısından da değerlendirilebileceğini ifade eden Tarhan, "Kişinin özel durumlar dışında, her davranışı kayıt altına alarak selfie çekmesini narsistik bir doyum olarak yorumlamak gerekir" diye konuştu. Selfienin kişinin "kendisini kutsallaştırma, önemli ve özel görme" duygularını beslediğini anlatan Tarhan, şunları kaydetti: "Bir müddet sonra selfie, kişide yalnızlaştırıcı etki yapar. Böyle durumlarda insanlarla ilişki kurma biçimi haline gelebilir. Bu uygulama bir müddet sonra kişiyi, insanları onay ve takdir alma durumuna getirebilir. Bu bir iletişim biçimi haline getirilirse de o kişinin zaafı haline dönüşür. Selfienin insanın ilişkilerinde tek ilgi alanı halinde kalması risklidir. Bir kişi günde birkaç defa özel durumlarında selfie çekerse bu hastalık kabul edilmez. Ancak bu kişi her davranışını, her uygulamasını ya da her gittiği yeri kayıt altına alırsa bu durum benmerkezciliği teşvik eden bir hale gelir. Bu da kişilik zaafı haline dönüşür." Prof. Dr. Tarhan, toplumda rol yapmayı seven, oyuncu ruhlu kişilerin selfie eylemiyle ilişkisine dikkati çekti. Bu tarz kişilerin her durumu tiyatral açıdan ifade etmeyi sevdiklerini dile getiren Tarhan, "Bu kişilikte olanlar selfie uygulamasını çok kullanma eğiliminde olurlar. Ayrıca 'narsistik kişilik bozukluğu' olanlarda selfie daha çok görülür. Bu nedenle uygulamanın dozunu kaçırmamak gerekir" ifadelerini kullandı. Paylaş