Ölüm herkesin bildiği bir sır!

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Ölüm, herkesin bildiği bir sır!

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Özel Acıbadem Okulları Çamlıca Kampüsünde veli ve eğitimcilere yönelik “Hakikati Korkutarak Anlatamayız” konulu söyleşi gerçekleştirdi. Ölüm bilinci ile ilgili önemli söylemlerde bulunan Tarhan, çocuklara hakikatin nasıl anlatılması gerektiğine değindi. Tarhan, “İletişim teknolojisi çağında çocuğa hakikat zorla öğretilmez” dedi.

Katılımın yoğun olduğu söyleşide moderatörlüğü Üsküdar Üniversitesi Medya PR Birimi Yöneticisi, Gazeteci Şaban Özdemir üstlendi.

“İnsanlar ölümü biliyor ama ölümü konuşma konusundan kaçınıyorlar”

Prof. Dr. Tarhan, hakikati anlatabilmenin kriterlerine değinerek ölüm bilincinin önemini vurguladı. Tarhan, “Deve kuşunu hepimiz biliriz. Deve kuşu başını kuma sokar avcı beni görmesin diye ama bütün gövdesi dışardadır. Bu çağımızın hastalığı herkesin bildiği bir sır gibi. İnsanlar ölümü biliyor ama ölümü konuşma konusundan kaçınıyorlar ancak bir yakınları ölüm ya da ağır bir hastalıkla karşılaştığında depresyona giriyorlar. Çok ciddi ruh sağlığı sorunları yaşıyorlar bunu biz günlük pratiğimizde çok fazla görüyoruz” şeklinde konuştu.

“Psikiyatride önceleri ölümü konuşmak kuraldışı kabul ediliyordu”

Psikiyatri açısından ölüm bilincini ele alan Tarhan, ölüme olumlu bakma teknikleri ile ilgili bilgi verdi. Tarhan, psikiyatride önceleri ölümü konuşmak kuraldışı kabul ediliyordu. Ölümü konuşmak doğru değil, o bizim işimiz değil tarzında bakılıyordu. Ölüm konusu, ölümü konuşmak krizdi. İnsan hayatında krizle baş etmenin yöntemi krize hazır olmaktır. Krize hazır olan insan kriz önüne çıktığında onu yönetebilir oluyor, kontrolünü kaybetmemiş oluyor. Bunun için ölüme olumlu bakma ile ilgili tedavi teknikleri gelişti daha önceki tedavi teknikleri ölümü yok sayarak yaşamayı yüceltiyordu şimdi ise ölüme olumlu bakma yöntemleri var” dedi.

“Biz inancı laboratuvara sokabiliyoruz”

Din ve bilim kavramları üzerinde duran Tarhan, inancın bilimsel bir kategoride ele alındığını söyledi. Tarhan, “Sürekli olarak bilim ve din ayrıdır, bilim ve din birbirinin alternatifidir, ikisi birbirine karışmaz deniliyordu ama şuanda biz inancı laboratuvara sokabiliyoruz. İnanç bilimsel bir kategoridir. Akıl yürütme yöntemleri ile ölümden sonra hayatın varlığı, insanın ruh denilen bir programının varlığı bunlarla ilgili bilgiler kesin derecinde şuan da kabul ediliyor” şeklinde belirtti.

“Ölüme gülerek gitmek çok yüksek bilgeliktir”

İnsanın ölümden korkabileceğini ifade eden Tarhan, ölüm korkusu ile ilgili şu ifadeleri kullandı: “İnsan ölümden korkabilir ama o korkunun arkasında ki hikmeti görürse o korkuyu yönetmiş olur. Ölüme gülerek gitmek çok yüksek bilgeliktir, hekimliktir. Herkes bunu kolaylıkla yapamaz” şeklinde konuştu.

“Nörobilim, inanıyorum o halde varım diyor”

Hakikati anlamada en güzel yolun akıl yürütmek olduğunu vurgulayan Tarhan, hakikate götüren dört yoldan bahsetti. Tarhan, “Hakikati anlamada en güzel yol akıl yürütmektir. Hakikate götüren dört yol var. Biri deney ve gözlem, pozitif bilim, ikincisi akıl yürütme yöntemleri, üçüncüsü sezgisel algılar dördüncüsü de inançtır. Hakikat üç yolla açıklamadığında kişi inançlarına sığınıyor. Daha önce düşünüyorum o halde varım deniliyordu daha sonra hissediyorum o halde varım dendi. Şimdi ise nörobilim, inanıyorum o halde varım diyor.

İletişim teknolojisi çağında çocuğa hakikat zorla öğretilmez”

İletişim teknolojisi çağında çocuğa hakikatin zorla öğretilemeyeceğini söyleyen Tarhan, çocuğun zorlanması halinde oluşabilecek kişiliklere değindi. Tarhan, “İletişim teknolojisi çağında çocuğa hakikat zorla öğretilmez. Çocuğa zorla bir şey öğretmeye çalışıldığına iki farklı kişilik gelişiyor. Birincisi evet diyor ama bildiğini okuyor. İkiyüzlü bir kişilik oluşuyor. Diğeri de çocukta özerklik duygusu fazla ise anneye babaya ters kimlik geliştiriyor tam tersi bir kişilik ortaya çıkıyor. Bu sefer çocuk anne babanın çok değer verdiği şeyin karşıtını yapmaya çalışıyor” dedi.

Ağızdan verilecek ilacı damardan verirsen hasta ölür”

Tarhan hakikati anlatmada doğru yolun bulunması gerektiğini vurguladı. Tarhan, “İyi bir şeyi doğru yöntemlerle anlatmadığımız zaman bu geri teper. Ne istediğimiz kadar nasıl istediğimiz de önemlidir. Hekimlikte bir hastalığı teşhis edersin ilacı da bulursun ama ağızdan verilecek ilacı damardan verirsen hasta ölür. Bu yüzden ne yaptığın kadar nasıl yaptığında önemli, ne söylediğin kadar nasıl söylediğinde önemli” ifadelerini kullandı.

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:02 Kasım 2019Yayınlanma Tarihi:01 Kasım 2019

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.